Kanser Nedir, Nasil Olusur?



Dunya Saglik Orgutu 2008 Raporundan ilginc bilgiler:

· Tüm dünyadaki ölümlerin %13’ü kanserden kaynaklandı. Bu rakamlar bölgeye göre farklılık gösteriyor. 
· En sık görülen kanser çesitleri akciğer, mide, karaciğer, kolon ve meme kanseri. 
· Kanser vakalarının %30’u 5 ana davranış ve beslenme tarzının etkilerinden kaynaklanıyor:obezite, az meyve ve sebze tüketimi, fiziksel aktivite azlığı, sigara ve alkol tüketimi
· Sigara tüketimi kanserden ölümlerinin %22’sini ve akciğer kanserinden ölümlerin %71’inin kaynağını oluşturuyor.

Hemen hemen her gün kanserle ilgili yeni bir haber çıkıyor. Kansere karşı koruyan mucizevi bir yiyecek ya da kansere yol acan kimyasal bir madde (kanserojen) keşfediliyor.  Eminim bu başlıklardan bir kısmını okuğunuzda sizde ‘’acaba doğru mu?’’ diye geciriyorsunuz içinizden.  Içtigimiz plastik şişe sulardan, soluduğumuz sigara dumanina, radyoaktiviteden, evde kullandığımız temizlik malzemesine, yedigimiz ictigimiz pek cok katkı maddesine kanserojen damgası vuruluyor. 

Çoğumuz,“hadi canım bu kadar da paranoya olur mu” diyerek ve belki birkac degisiklik yaparak devam ediyoruz düzenimize.  Bu kadar da korkutucu mu gerçekten de tablo?

Bu soruya cevap vermek icin önce “kanser nedir ve nasıl oluşur”dan başlayalım. 

Nedir Kanser?

Kalp ve solunum hastaliklarindan sonra en cok ölume yol acan hastalıktır. Yuzden fazla farkli hastalıga verdiğimiz ortak isimdir. Kanserli hücrelerin köken aldığı organa ya da yere göre adlandırılır. Örneğin akciğer, meme, prostat, pankreas gibi organ kanserleri kan-lösemi, lenf-lenfoma ve cilt-melanoma kanserleri gibi.

Sağlıklı hücreler ne yapar?

Bölünür, çogalır ve yenilenirler. Yasamımızı sürdürebilmemiz ve yaralanan dokuları onarabilmemiz icin hücrelerimizin sahip olduğu bir yetenektir bu.  Yaşam süresini dolduran hücreler vucuttan atılırken yerlerine yenileri gelir.  Bu denge genlerimizin kontrolu altındadir.  Bazı genler hücrelerin bölünüp çoğalmasını sağlarken bazıları da aşırı hücre üremesini engeller.

Kanserli hücreler nasıl oluşur?

Çoğu bilim adami, kanseri hücrelerimizdeki DNA hasari sonucu, genlerin değişimi (mutasyonu), kontrolsuz ve aşırı büyümesi olarak tanımlıyor. Kanserin hücre içindeki gelişimi hemen tamamlanmıyor. Kanserli hücreye dönüşmeden önce o hücrenin genetik bilgisinde (DNA'da) pek çok değişiklik olması gerekiyor. Hücrelerin anormal büyüme süreci adım adım gelişiyor. Örnegin, 1 cm büyüklüğündeki kanserli  tümör kitlesi yaklaşık 1 trilyon kanserli hücreden olusuyor.

Genetik değişiklikler ve kontrolsuz büyüme

24 saat icinde vücudumuzda (DNA'da) yaklaşık 10.000 bozulma mutasyon olmasına rağmen bağışıklık sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarıyor ve kanserli hücreleri yok ediyor.  Sağlıklı bir insan vücudunda bulunan DNA onarım enzimleri ve diğer gen koruyucu mekanizmaları oluşan hasarın %90’ını temizliyor.
 
Örnegin, akciğer kanserinin DNA kodu çoğu sigara içme sonucunda oluşan 23 bini aşkın hücre bozukluğunu kapsıyor. Cilt kanseri ise çoğunluğu  ultraviyole ışınlarına maruz kalmaktan dolayı oluşan 30 bin genetik bozulmadan kaynaklanıyor.

Her sigara içen akciğer kanserine yakalanmıyor ancak içmeyen biriyle karsilastırıldığında kansere yakalanma riski çok yuksek miktarda artıyor, bir nevi kansere kendi eliyle davetiye gönderiyor. Bilimsel olarak sigaranin ve aşırı ultraviyole ışığının kanserojen etkisi kanıtlanmış ancak aynı miktarda çevresel etkiye maruz kalsa bile bazı kişiler kanser gelişimine ve hizla ilerlemesine diğerlerinden daha yatkın. 

Kanser vakaları artıyor mu?

Cevap ne yazik ki evet. Tum dünyada ve Türkiye’de kanser vakaları artışta.  Ve sadece yaşlı nüfusun artışıyla açıklanamayacak bir oranda. Yaş ile beraber, yukarida anlatttığımız gen mutasyonlarinın oluşma riski artıyor ve hücrelerin kendini onarabilme ozelliği yavaşlıyor.  Ancak kanser artış oranı yaşlı nüfusun artiş oranından cok daha fazla. Örneğin son yuzyılda Amerika’da kanser orani 8 kat artarken, 65 yas üstü nufus sadece 3 kat artis göstermiş. Bu da kanser vakalarında yaşın dışında çevresel faktörlerin önemini gösteriyor.

Kanserdeki hızlı artışın sebebi kalıtsal mı, çevresel faktörler mi?

Kanserin gelişimdeki hızlı artışta kalıtsal faktörlerin rolü fazla değil. Çok az kanser türünde, (örneğin meme, yumurtalık, kolon) kalıtsal genler rol oynuyor. Kanser coğrafi bölgelere göre de farklılık gösteriyor. Az gelismiş ülkelerde çok daha az kanser vakası var. Fakat burada yaşayan insanların gelişmiş ülkelere göç ettikten bir iki jenerasyon sonra kanser sıklığı artıyor. Bu durum kanserin genetik nedenlerden çok çevresel nedenlere bağlı olduğunu ve bunun önlenebileceğini düşündürüyor. 

Örneğin, yüzyılın başında Amerika’daki kizilderili nüfusta nadir kanser vakası görülürken, şu anda bu oran %20’lerde. Çin’de meme kanseri geleneksel gıda tüketen nüfusta 10 binde 1 iken, bu oran batı tipi beslenme ve yaşam düzenine adapte olan Hong Kong’taki Çinli kadınlarda 34 kat artarak, 10 binde 34’lerde seyrediyor.

Yine bir baska örnek, Japonya’da meme kanseri oranı çok düşük iken, batı ülkelerine göc eden Japon kadınlardaki meme kanseri yüzdeleri bir iki nesil sonra yasadıkları ülke halkının oranlarına yaklaşmaktadır.

Son yüz yılda yasantımıza 100 binden fazla toksik maddenin girdiğini biliyor muydunuz?

Kanserden korunmak için nelere dikkat edelim?

Günlük hayatımızda basit değişiklerle hem birey olarak kendi vücudumuza hem de çevremize verdigimiz zararları ve kanser risk faktörlerininin bir kısmını azaltmak mümkün, özellikle dünya sağlık örgğtğnğn dikkat çektiği 5 ana davranış ve beslenme tarzına bağlı %30’luk bölüm için.  

İşte birkac basit uygulama

·         Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdalar yerine taze ve mevsimde besinleri tercih edin.
·         Kimyasal toksik maddeler (temizlik maddeleri de dahil) yerine mümkün olduğunca doğal ürünleri tercih edin. 
·         Bol taze sebze ve meyve tuketin.
·         Stresten uzak durun. 
·         Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.
·         Her gün egzersiz yapın, sağlıklı kilonuzu koruyun.


Hepimizin umudu…

Tıbbın yakın gelecekte KANSER hakkında daha çok bilgiye sahip olmasi ve böylece tedavi ve kanserden korunma yöntemlerini iyileştirebilmesidir.
Onumuzdeki hafta kanserin evreleri ve erken teshisten bahsedecegim.

Hepimize sağlıklı günler dilerim.
ET
Kaynak:



Hiç yorum yok: