Dr. Zeynep Armay, Psıkoonkolog |
Kanserde Psikiyatrik bozukluklar:
Yapılan çalışmalarda, kanser hastalarının %47’sinde tanı konacak düzeyde ruhsal bozukluk bildirilmiştir. En sık görülen ruhsal bozukluklar; depresyon, kaygı bozuklukları ve organik beyin sendromu’dur. Kanserli hastalarda ortaya çıkan psikiyatrik bozuklukları şu şekilde sınıflandırabiliriz:
· Uyum Bozuklukları
· Depresif Sendromlar
· Anksiyete Bozuklukları
· Organik beyin sendromları (delirium, demans ve diğer organik psikiyatrik sendromlar, kemoterapötik ajanların nöropsikiyatrik yan etkileri)
· Kişilik ve Tutum Değişiklikleri
· Ağrılı Sendromlara eşlik eden psikiyatrik sendromlar
· İştahsızlık, bulantı-kusma (kemoterapiye bağlı)
· Psikiyatrik boyutu olan diğer sendromlar.
Kanser hastalarında ortaya çıkan psikiyatrik ve psikolojik bozukluklar, hastanın uyumunu ve yaşam kalitesini bozar hastalığın seyrini ve tedaviye cevabını olumsuz olarak etkiler. Kanser hastasına optimum hizmet ve kanser ile en iyi mücadele şekli kanser hastasının psikolojisini de ele almayı gerektirir. Kanseri tedavi edip, kanser hastasının örneğin depresyonunu tedavi etmemek eksik bir tedavi olacaktır
Psikolojik yardım ne zaman istenmeli?
· Hastalığa uyum güçlüğü
· Hastalığın seyrini, tedaviye cevabını olumsuz etkileyen anksiyete, depresyon, korku gibi duygusal,zihinsel, davranışsal tepkiler
· İntihar girişimi, çevredekilere zarar verme, agresif tutumlar
· İleri davranış bozuklukları
· İşbirliği, tıbbi bakım ve tedaviye uyum güçlüğü
· Tedavi ekibi ile çatışma
· Geçmiş psikiyatrik hastalık öyküsü
· İlaç yan etkisi ve ilaç etkileşimleri
· Kişilik değişiklikleri
· Tedaviyi reddetme
· Uyku ve gıda alımına ilişkin sorunlar
· Tıbbi bakım ve tedaviyi olumsuz etkileyen kişilik sorunları
· Fiziksel hastalığa bağlı ya da tedavi sürecinde ortaya çıkan cinsel sorunlar
|
Kanser ve depresyon:
Kanser hastalarında en sık görülen psikiyatrik bozukluk depresyondur. Kanser tanısı ve tedavi yöntemleri ve bunların anlamı, hastada şiddetli kaygı ve çaresizlik düşünce ve duyguları yaratır. Hastanın bu ileri zorlanma ile baş edebilmesi, yaşı, yaşam deneyimleri, daha önceki duygusal uyum yeteneği, kanserin yaşam amaçlarını (kariyer, aile) tehdit etme potansiyeline, psikososyal ve çevresel desteklerine ve doğrudan hastalığın kendi değişkenlerine (fiziksel hasarlar, organ kaybı, tedavi seyri, ağrının şiddeti,hastalığın gidişi...) ve diğer birçok faktöre bağlıdır.
Kansere uyum güçlüğü ve çaresizlik algısı depresyon gelişiminde en potansiyel unsurlardır. Ölüm korkusu, çaresizlik, yaşam, ideallerinin tehdit altında olması, otonomisini kaybedeceği, çevreye bağımlı olacağı, fiziksel yıkım olacağı gibi düşünce ve kaygılar, depresyon gelişiminde önemli rol oynayan düşünce ve duygulardır. Bununla birlikte tedavide kullanılan bazı ilaçların (kortikosteroidler ve bazı kemoterapi ilaçları gibi) ve eşlik eden diğer hastalıkların da depresyon riskini arttırdığı bilinmektedir
Kanser hastalarında depresyon riskini arttıran faktörler:
· Depresif bozukluk ya da alkolizm geçmişi,
· Kanserin ileri evrede olması
· Sosyal destek azlığı
· Ağrının kontrol edilmemesi
· Tedavide kullanılan bazı ilaçlar (kortikosteroidler ve bazı kemoterapi ilaçları gibi) ve eşlik eden diğer hastalıklar
Kanser hastalarında depresyon belirtileri:
İlgi ve Zevk Azalması/Kaybı
Aşırı Sinirlilik
Sıkıntı, Bunaltı, halsizlik
Bedensel Şikayetler
Ağlama, karamsarlık
Unutkanlık/Konsantrasyon güçlüğü
Uyku Bozuklukları
Gerginlik, Huzursuzluk
İştahta artma/azalma
İçe kapanma
Evlilik problemleri, ilişki problemleri
Ölüm Korkusu
Alkol Kullanımı
İntihar Düşüncesi/Girişimi
Zeynep Armay, PhD
Klinik Psikolog-Psikoonkolog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder