Geçenlerde nefesini ve düşünce sistemini değiştirme
üzerine bir Kursa katılmıştım. Güne Tibet egzersizleri, Kundalini dansı ve 100 neşe nefesi ile
başlamayı öğrendik.
Nevşah FİDAN’ın, NEFES Mutluluğa Giden Yol kitabında, doğal nefes almaya başladığımızda sistemimize
gençlik ve yaşam enerjisinin girdiği ve sağlıklı bir yaşama adım attığımızdan
söz ediliyor.
Şaşkınlıktan, korkuya, umutsuzluktan kedere,
geçmişte ne yaşamışsak aslında bugün onları yansıtıyoruz. Çoğumuz neşe
duygusunun ancak beklentilerimiz, isteklerimiz ve hayallerimiz gerçekleştiği
zaman oluşabileceğini düşünürüz. Oysa neşe içsel bir durumdur ve o anda vardır.
Önce hareket gelir
Neşe
mutluluktan daha fazla kontrol altında tutabildiğimiz bir duygudur diyor Alan
Loy McGinnisi İyimserliğin Gücü kitabında.
Sıkıntılı ve keyifsiz durumlarda kısmen
gücümüzü korumak, kısmen sevdiğimiz insanları da olumsuz etkilememek için
neşeli davranmaya zorlarız kendimizi. Bu durumda ilginç şeyler olmaya başlar ve
daha mutlu olduğumuzu farkederiz. Davranışlar duygularımızı etkilemiştir.
Katıldığım nefes kursunda bir tür dans
ettiğimizden söz etmiştim yazının başında. Ellerimizi yukarı kaldırırken nefes
alıp, indirirken veriyorduk. Bu zıplamalar esnasında hiç kimsenin üzgün,
mutsuz, kederli, düşünceli göründüğüne şahit olmadım. Fiziksel olarak bizi
zorlamasına rağmen, çocuklar gibi zıplarken hepimiz neşeliydik.
İyimserliğin Gücü kitabında da bu gözlemimi
doğrulayan bir deney yapılıyor. Bir
grubun ellerini havaya kaldırtıp zıplamaları isteniyor. Bu sırada da “mutsuzum,
çok kötüyüm” sözünü tekrarlamaları isteniyor. Bu başarılamıyor haliyle.
O halde güne neşeli bir başlangıç için aerobik,
dans, yürüyüş gibi fiziksel egzersizler iyi birer seçim gibi görünüyor.
Kahkaha terapisi.. Kahkaha
depresyona karşı panzehirdir…
İnsanların her gün yeteri kadar gülmeleri
durumunda duygularının daha iyimser yöne kaydığı gözlenmiş. Yani yeterince
kahkaha ile karamsarlık ve umutsuzluk duyguları kaybolmaya başlıyor.
Önce mutlu olup sonra gülmeyi beklememek
gerekiyor. Kendini fazla ciddiye almamak, komik filmler, skeçler izlemek ve
miden kasılıncaya kadar gülmenin sağlık üzerine yararları deneylerle
ispatlanmış durumda.
Bilim
insanlarına göre “Kahkaha bir fizik egzersizi ile benzerlikler gösterir. Soluk
soluğa kalırsınız, kalp atışlarınız hızlanır, kan basıncı artar, nefesleriniz
hızlanır, oksijen tüketimi artar, yüz ve mide kaslarınız çalışır. Karaciğer,
mide, pankreas, dalak ve safra kesesi harekete geçer.”
Kişiye ilaç yerine eğlence izin zaman
ayırmasını önermek; kötümserlikten iyimserliğe geçiş için iyi bir fikir gibi
görünüyor değil mi?
Ruhu canlandırmak için canlı müzikler dinlemek
ve şarkı söylemek de iyimser düşünceye geçiş için önemlidir. Burada dinlenecek müziğin türünü de gözardı
etmemekte fayda var. Arabesk müzik ile daha da kederlenmek olasılığı yüksek
olsa gerek.
Türk Sanat Müziği koro çalışmalarım sırasında,
hem kendi tecrübelerimden, hem de
antidepresanları bırakan birçok kişiye şahit olarak müziğin neşe veren etksine
kolayca katıldığımı söyleyebilirim.
Kanser tedavisi gören kişilerde yapılan
çalışmalar; iyimser davranan, neşeyi ve mücadeleyi hayatında tutanların sağlık durumlarının,
karamsar olanlara göre çok daha iyi durumda olduklarını göstermiştir.
Bu olumlu tutumla kanseri yenebileceğimizi
kanıtlamaz belki ancak kötümserlerin daha çok içki, sigara alışkanlıkları, daha
az egzersiz yaptıklarını gösteren deliller var.
Sonuç olarak ruh ve beden sağlığımızı
içimizdeki NEŞE yi keşfederek geliştirmemiz mümkün görünüyor.
Sağlıkla, mutlulukla ve sevgiyle kalın…
Dr. Deniz ÖNER
1 yorum:
Evet,size sonuna kadar katılıyorum,benimde hayatımda bazı anlar olmuştur ki gerçekten gülmekten karnım ağrımıştır,ama kendimi çok mutlu hissederdim :)Ve o mutluluk o kadar doğal ki anlatamam :)
Yorum Gönder