İçimizden Biri Selin Yürük ve Vesile Poyraz Yürük --Röportaj: Ayşin Aksu


·         Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Selin YÜRÜK 10/02/1991 Eskişehir doğumluyum. 4 kişilik çekirdek ailenin en küçüğüyüm. Deli-dolu, aklına koyduğunu yapan, inat bir yapım var. Bu inadım yüzünden çok şey kazandım ve kaybettim. Ama hep mutluydum, gülen yüzümü hiç bir zaman kaybetmedim. Çevrem antideprasan olarak görür beni, bu beni çok mutlu ediyor. Bu fotografı arkadaşım yapmış benim için sanırım özet geçmiş…
·         Kanserle dansa nasıl başladınız...
Bizim çok ilginç başladı kanserle dansımız, Aile hekimimiz ve ebemiz sayesinde başladı herşey… Kanserle dans eden annem.. 1966 doğumlu ve 2013 ün Şubat ayına kadar hiç mamografi çektirmemişti, bilmediğimizden değil ihmal etmekti bizimkisi.. Devlet Hastanesi birimi olan Keteme yönlendirdi hekimimiz.. Anneme meme kanseri teşhisi konuldu ama sevincimiz büyüktü erken tanı denildi. Kanserle dansımız bu şekilde başlamış oldu.. Annem kanserle dansını bitirsin istiyorum. Ama ben her zaman Kanserle Dans'ın içinde olacağım bunun sözünü de burdan veriyorum.
·         İlk hastalığı duyduğunuzda neler hissettiniz? Yakınlarınızın tepileri nasıl oldu?
18/06/2013 saat: 15:23 çok iyi hatırlıyorum. O gün ağbim ve bende gitmek istedik hastaneye ama annem kabul etmedi, babamla gitti. Her zaman güçlü göründüğü çocuklarının karşısında buna hazır değildi anladık.. Biz sahilde aldık haberi sıcak kumsalda deniz keyfi yapıyor gibi göründük o gün. Annem “kanserim” dedi gülerek.. Ben hemen ağbimin gözlerinin içine baktım ve gözlerimi o an sonsuza dek kapatmak istedim. Anneme her zamanki vurdum duymaz Selin olarak “buda geçer ne ki bu sana koymaz” dedim ve telefonu kapattım.. Sonrasında toparlanmamız gerektiğini ve güçlü olmamız gerektiği bilincine geri geldik.  Annemi gördüğümde yüzü gülüyordu bu bizi biraz daha rahatlatmıştı… Herkes destek, moral oldu anneme…Çok gözyaşı dökmedik, “hep gülmek ! gülmek ! gülmek ! “ dedik. Güleceğiz derken saçmaladığımız anlarda çok oldu Bu fotograf karesini ayıramayacak kanser…
 
 
       ·   Annenizin tedavisi hangi aşamada dans bitti mi?
Tedavimiz çok karıştı bizim. 6 kür kemoterapi ilacı alacaktı annem sadece 2 kür alabildik.. Damarlarımızı kullanamıyoruz. Trombolüze yani damarda pıhtılaşma var. Bundan dolayı zor, yorucu günler geçirdik. Katater portlar, Ankara'ya sevkler, yeni doktorlar bir sürü angare iş.. Şimdi kemoterapi için 28 günde iğne ve her gün tablet hap alıyor. Radyoterapi de aynı anda devam ediyor onuda yarıladık. Henüz tıp açısından dansımız bitmedi ama huzur moral ve güç açısından bitti diyoruz. Eğlenceli yanlarını bulup güzel vakitler geçiriyoruz.
·         Yeni dansa başlayanlara neler söylemek istersiniz?
Adı soğuk ve ilk duyulduğunda korkutucu gelebiliyor, bunu hepimiz yaşadık. Şunu unutmasınlar “10-20 yıl önce olsaydı evet korkularında hakkı olabilirlerdi. Ancak şimdi genel cerrahi, onkoloji ve psikolojik alanlarımız oldukça ilerledi. Umutlarını ve neşelerini kaybetmesinler” diyorum. Zaten bu hastalık neşeyi, gülmeyi, yeniden; her şeyi herkesi ne olduklarına bakmadan sevmeyi öğretiyor. (Bu resim kanserle dansın resmi; Kanserle Dans'ta tanıştılar Safiye Acar Tok 10 yılı aşkındır Kanserle Dans ediyor Annem Vesile Poyraz Yürük Yaklaşık 10 aydır.. Birbirlerine destek, moral, neşe olmaları en büyük sevincim ve mutluluğum )
 
·         Kanser sizin hayatınızı nasıl etkiledi, neleri değiştirdi?
Benim hayatımı 360 derece değiştirdi.. Hayatımda ani radikal kararlar alabilen biriy’di’m. Di'li geçmiş zaman kullanıyorum, artık değilim. Adımlarımı, kelimelerimi, bakış açılarımı çok farklı yönde değiştirdi, hassaslaştım. Bir arkadaşım bana 'küçük anne' tabirini kullandı. Evin, sülalenin küçük, şımarık, nazlı ve özgür kızı gitti yerine 'küçük anne' geldi, ne denli değiştirdiğini ve etkilediğini artık anlayın.
10 aylık bir süreç geçirdik kanserle dansta, önümüzde ne kadar süre var tam anlamıyla bitti demek için bilmiyorum. 10 aylık sürecin bana kattığı yeni bakış açım 'Gönüllülük' kavramı.. Ve bu gönüllülük ağını daha da geliştirmek, tabi ki bu konuda kendimi de.. (bu fotografta Kanserle Dans'ın ve Rümeysamızın en güzel hediyesi benim için ) 


·      Hasta ve yakınlarına söylemek istedikleriniz ?

Hastalara diyeceğim; bu dönemi en güzel şekilde.. keyifli, eğlenceli, mutlu bir şekilde geçirmeleri. Hasta yakınlarına diyeceğim; Kendimden biliyorum çok fazla hastanın üzerine düşmemeleri... O kadar abartmışım ki bunu, doktorumuzdan uyarı aldım. 'Kadını kendine bağlamışsın, sen olmazsan günlük yaşamını bile sürdüremeyecek hale gelmiş, ayrı kalmalısınız' dedi. Bazen bu tip hatalara, yanlışlara düşebiliriz. Bunun için her şeyi dozunda tutmak en sağlıklısı.. (uyarı almış olmasaydım bu fotografta annemi maskesiz göremezdiniz ) 


·         Tedavi sırasında karşılaştığınız sorunlar oldu mu? Oldu ise anlatır mısınız.

Olmaz mı, tabi ki oldu.. 1. evre gibi hele ki erken tanı sevincinde 1 ay süren sorunumuz oldu ve bizi başta annemi çok etkiledi. Moral olarak düştük. Kemoterapi zamanında ilk 2 kürümüzü rahatlıkla aldık. 3. kürde sorun yaşadık (o günler nasıl geçti hatırlaması bile şu anda gözlerimden yaşlara sebep) Trombülüze eğilim (kanda pıhtılaşma) kalıtsal olduğunu söyledi doktorumuz..  Katater port takıldı, kasık bölgesinden.. Kemo alımı günü porttan yine kemo alamadık defalarca 15 kez iğne ile canını yaktılar. Meğer ters takılmış 'Doktor hatası' sonrasında onu düzeltmek için yeniden bir operasyon bu kez de ameliyat ön hazırlığı olmadan enfeksiyon kapma riskini göze alarak 5 dakika içinde kendi kıyafetleriyle ameliyathaneye almaları yeter dedirtti! Bilgimiz dahilinde olmayan başka bir bölgeye portu uygulamaları.. Bununla ilgili hala hukuk savaşımızda devam ediyor. o günleri geride bıraktık. Toparlandık önemli olan da bu.    

·         Zor anlar yaşıyoruz, belkide bizi olgunlaştıran bu zorluklar...      
Kesinlikle ... Ayşin abla beni bu hastalıktan önce ve sonra tanısaydın değişimin bu denli olacağını tahmin bile edemezdin. Annemden çok konuşulan konu bu…

·         Tedavi sırasında şimdi sizi gülümseten bir olay yaşadınız mı?


 Bir çok olayımız var bizim.. hangi birini anlatmalıyım bilmiyorum. Günlük 4-5 lt su içiriyordum anneme sıvı gıdalarla bunu 7-8 lt 'ye ulaştırıyordum. Birgün doktorun odasındayız süreçten bahsederken Annem Vesile Poyraz Yürük aynen şu cümleyi kullandı 'Doktor bey kızımı görünce midem bulanıyor' Dr : (Şaşkınlıkla) 'nasıl yani' dedi Annem: 'Elinde hep su'yla geliyor' dediğinde. Bizdeki gülme görülmeye değerdi :))


Kemoterapiden dolayı dökülen saçlarından sonra annemin adı 'gabak' olmuştu şimdilerde yeni yeni çıkan ve uzamaya başladıkça kıvırcıklaşan saçlarından dolayı da 'marul ' oldu. Bir de fazla kilo alımı sonrası 'patates çuvalı' bunları duydukça annemdeki tepki ''evde bir manav görevi üstlendim pazar alışverişine çıkmayın'' oldu.


·         Son mesajınızı alabilirmiyim, kanserle dans edenlere neler söylemek istersiniz...

Bütün hastalarımızın Kanserle Dansını en güzel şekilde bitirmelerini isterim. Doğru bilinen yanlışları, yanlış bilinen doğruları yalın halde önümüze enfes bir menü halinde sunmaya çalışan başta Ebru & Esra Ablalarım olmak üzere arka planda olan bütün kanatsız meleklerimize sağlık ve güç diliyorum. Ayrıca Ayşin Ablacım sana da çok teşekkür ederim değerli zamanından ayırdığın için.. Her şeyi ve herkesi sevmek için neden aramayın.. Sevmek kötü bir şey değil , heleki söylemek hiç değil… İşte bu yüzden her zaman seni seviyorum diyebilin. Sizi seviyoruuuuuuuum. <3

Hiç yorum yok: