Umut Üzerine - Dr. Rachel Remen

Dr. Rachel Remen zaman zaman konferanslarını takip ettiğim bir eğitimci. İlginç bir hikayesi  var, UCSF Tıp Fakültesinde İyileşme Sanatı adında bir ders vermiş uzun yıllar boyunca. Bir doktor olarak beden kadar, ruhunda tedavi edilmesi ve dinlenilmesinin önemine inananlardan.  Commonweal derginde yayınlanmış eski bir hikayesinden derleme: umuda giden yollar ve iyileşme üzerine...
Sağlıkla kalın,
ET

"Her şeyin ötesinde asla umudunuzu yitirmeyin" -bu sözlerin doğruluğu uzun süre benimle kaldı. Umut etmeden yaşam zor. Umut tedavi edici bir duygu. Zorluklar karşısında bile hep umut edecek birşeyler var.
Sizinle paylaşacağım ilk hikaye babamın hikayesi.  Önce non-hodgkin lemfoma ve bir süre sonra da akciğerine metastaz yapmış prostat kanseri teşhisi konuldu. Doktoruna göre 6 aylık ömrü vardı.
Henüz bitirmediği kitapları yazmak, fikirleri kağıda dökmek için yaşamak istiyordu. Kemoterapi gördü, saçları döküldü, kilo kaybetti, inanılmaz bitkindi. Tedaviden  önceki genç görünüşlü 77 yaşındaki  babam sanki 5 yaş birden yaşlandı. 
Ama mücadeleye devam etti. Kemoterapiyi atlattı ve yavaş yavaş iyileşmeye başladı. O sırada daha Amerika’da deneysel olan, Kanada’da yeni başlatılan, daha az zararlı bir hormon tedavisini ona öneren harika bir doktor buldu. Derken aynı yaz kalp krizi geçirdi ama yine pes etmedi, kanser ilaçlarının yanına bu kez kalp ilaçları eklenmişti.
Bir üniversiteden profesörlük ünvanı ve yeni dönemde ders verme teklifi aldı. Kendimce bu gelişmenin ve ders vermeye devam edebilme imkanın iyileşmesinde çok büyük rol oynadığını düşünüyorum.  89 yaşına kadar ders vermeye ve bir gazetede köşe yazarlığına devam etti. 
Babamın iki ciddi kanser sonrası nasıl iyileşme gösterdiğini kimse tam olarak bilmiyor.  Kesinlikle tedavisi hakkında doğru ve mantıklı kararlar verdi. Yeme ve içme düzenini değiştirdi. Yaşama sımsıkı tutundu. Hiçbir alternatif tedavi yoluna girmedi tamamen konvansiyonel tıp tedavileri uyguladı.  Psikolojik olarak, içindeki yaşam gücünün potansiyeline odaklandı. Onun bu örneği,  benim için, her hastanın iyileşme yolunda kendi yönünü belirlediğinin göstergesi. Herşeyden öte babam bir kanser hastasının yapabileceği en bilgece seçimi yaptı: asla umutsuzluğa kapılmadı. Tüm zorluklar ve ona karşı olan istatistiklere rağmen. 
Kendinize umut etmek için izin verin. İstatistikler sadece istatistik. Siz istatistiklerden ibaret değilsiniz. Yalancı umut diye birşey yok. Babamda ve tahmin edilenin çok ötesinde yaşayan diğer hastaların örneğinde gördüm bunu. 
Ölüme merakla, kurtuluş gözüyle bakan ve korkmayan hastalar gördüm.  Ölümü kabullenmekle birlikle umutları hep vardı. Bazıları için acısız, onurlu bir ölüm, ailelerine yük olmama umudu, sevdikleriyle birleşme, kavuşma umuduydu bu. 
Bir hastanın umut odağını değiştirmeye çalışmadım hiç. Aile üyelerini de bunu anlamaya teşvik ettim. Kendi empoze ettikleri ümit ve düşüncelerdense hastanın asıl umudu, inanişlarını anlamaya ve desteklemeye çalışmayı.
Bir doktor olarak, bilim adamı yönümüzle doğruları, gerçekleri ifade etmek görevimiz. Bir taraftan da klinisyen olarak alçak gönüllülükle bilmediklerimizi ifade etme zorunluluğumuz var.  
Kaynak:

Hiç yorum yok: