Hoşçakal! --Pınar Söylemez

Bu yazının her satırı içime işledi. Kendimi Sevgili Pınar’in yüreğime, yureğimize tuttugu aynaya bakarken buldum. Bu kadar mi içten ve güzel yazılır bir veda! Kelimeler kifayetsiz kalıyor… 

Çok özel bir babanin, çok özel bir evladı, güzel bir yürek, gönüllü desteğine müteşekkir olduğumuz Pınar hanım’ın satırlarıyla baş başa bırakıyorum sizleri…

İzniyle yayınlıyoruz.  
ET

Hoşçakal!

Çok büyük bir acı yaşadım, hala yaşıyorum ve son nefesime kadar da içimden çıkmadan yaşayacağım …

Ne yazık ki acılara alışılmıyor, sadece acılarla kenetlenip, biraz daha azalarak, hayatla birlikte yaşamaya alışılıyor.

Sabra sığınıyorsun çaresizce, sonra sabrın promosyonu teselliler geliyor dile " huzur içindeler, gerçek dünyaya kavuştular, önce giden sevdiklerinle beraberler, biz de gidince yine birlikte olacağız" gibi...

Tıpkı daha önce giden tüm sevdiklerimde söylendiği gibi.

Tıpkı bundan sonra gidecek olan tüm sevdiklerimde söyleneceği gibi.

Daha sonra daha da fazla düşünüyorsun kapalı kapılar arkasında ki evlerde yaşananları, sır içindeki acıları "bana ne! benim acım bana yeter" diyemiyorsun aynı acıyı duyan yüreklere.

Sevdiğini kaybetmiş birinin gözlerine bakarken aynaya bakarmış gibi oluyorsun.

Zamanında senin bedeninden içeri girip ciğerini söken elin onun bedeninden de içeri girdiğini görüyorsun.
Yalnız olmadığını anlıyorsun o zaman, belki acı ama güç veriyor yalnız olmamak.

Hiç düşünmeden giden sevdiklerinin yerine canını verecek binlerce kişiden biri olarak, sana verilen ilahi bir güce dayanarak, yaşama, kalındığı yerden bir tebessüme, bir sevgi sözüne, yanında olan sana sevgiyle bakan yüzlere sığınıp devam ediyorsun eskisi gibi olmasa da.

Ta ki! Sen de bir gün giderken yaşama el sallayana kadar... Ve senden sonrakiler de kaldıkları yerden yaşamlarına devam edene kadar…….


(Bugün bizi terkettiğin haberini aldım ya Nejat Abi, çok canım acıdı. Düşündüm, bu yaz yazlığa geldiğim akşamlarda bahçenden o gülen yüzünle bana el sallayıp ''Hoşgeldin be Pınar, sıcak mıydı Bursa? ne zaman izine çıkacaksın, çok yoruluyorsun be kızım...'' diyemeyeceksin.

Ben caddeyi geçerken rutin olarak kafamı çevirip şezlongunda oturuyormusun diye bakamayacağım, şen kahkahalarını duyamayacağım.....
Yani her sene olduğu gibi biraz daha eksileceğim........
Burada mutlu bir adamdın ya, gittiğin yerde daha da mutlu ol, babama da selam söyle....)

Pınar Söylemez

Kaynak:


Hiç yorum yok: