Akciger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Akciger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Lindsay'nin Tedavi Yolculuğu --Çeviri: Tuğba Elif Ufat

27 gibi genç yaşımda, Ekim 2008 de teşhisim konuldu. Ilk teşhisim ki yanlış teşhis olarak değiştirildi akciğerden kaynaklanan hipertansiyondu. Acilen toparlanıp hastaneye gittik ve bana Tarceva ilacının başlatildığı yere ki işe yaramamıştı.

Florida daki evime döndüğümde kemoterapiye başladım. Kemoterapim 3 farklı ilaçtan oluşup 21 günde bir, bir hafta veriliyordu tedaviye cevap veriyordum fakat hala çok hastaydım. Sonunda doktorum çok genç olmam ve sigara kullanmamamdan dolayı tümörümü mutasyonlarını test ettirmek adına Bostona göndermeye karar verdi.

Bir çok test ve hayır cevaplarından sonra doktorumdan ALK mutasyonu olduğuna dair iyi haberler aldım. Denver ya da Boston da klinik deneme için seçenek sunuldu ve ailem Denver da yaşadığı için Denver ı seçtim. Yaptığım en iyi seçimdi.



Denver da Colorado üniversitesinde muhteşem doktorumla tanıştım. Crizotinib adı verilen faz 1 aşamasındaki ilacı uyguladı. 4 ay sonunda 4. Evre olan akciğer kanserim vücudumun hiç bir yerinde kalmayacak şekilde geriledi. 1,5 yıl sonra ilaca cevap vermem durdu ve LDK 378 adı verilen başka bir faz 1 klinik çalışmadındaki ilaca başladım. 1 yıl çok güzel cevap verdi fakat sonra bazı ilerlemeler gözlendiği için bu ilacı da bırakmak zorunda kaldım.

Şu anda geri döndüm ve Zalkori adı verilen onaylanmış ilaca devam ediyorum ve şu an her şey iyi gidiyor. Gelecek hafta bir Kemoterapim daha var ama ben kendimi muhteşem hissediyorum ve hayatımı Colorado Üniversitesi ve doktoruma borçluyum. Klinik çalışmalar ve hedefe yönelik terapi ilaçları akciğer kanserinde hayatta kalmanın geleceği olacak!!!!

Inanıyorum ki bu paylaşımım sayesinde bir farkındalık yaratıp ve bütün akciğer kanser hastasına tümörlerini test ettirmelerini rica ediyorum. Tümörünüz siz farkında olmadan mutasyona uğramış olabilir ve daha iyi yaşam kalitesi sunan hedef terapilere yönelik ilaçlarla hayatınızı kurtarabilirsiniz. Ben bunun yaşayan bir kanıtıyım.
Kaynak:

http://www.nationallungcancerpartnership.org/t-blog/blog-entry/lindsay-gomes

Akciğer Kanseri Zafer Hikayeleri -- Çeviri: Tugba Ufat

İlk hikaye Cari D. isimli savaşçının hikayesi; 

Rutin fiziksel yıllık muayenem sırasında doktorum uzun yıllar sigara içtiğim için,eğer sigortam da onaylarsa göğüs BT (Bilgisayarli tomografi) tarama testi önerdi ve Eylül 2010da CT çektirdim. Ertesi gün doktorla olan randevumda akciğer kanseri olduğumu öğrendim. 

4.evre beyin metastazlı küçük hücre dışı akciğer kanseri teşhisi konuldu. Beynimdeki 3 lezyon için stereotatik radyocerrahinin yanı sıra kemoterapi ( Cisplatin ve Alimta) aldım ardından akciğerimin sol alt ve üst lobları alinarak pnömektomi yapıldı.

Yapılan moleküler test Epitelyal büyüme faktör reseptör mutasyonu, (EFGR) görülmesi nedeniyle ameliyatım sonrasında Tarceva isimli ağızdan alınan kemoterapiye dönüldü ancak gözlerimdeki reaksiyon nedeniyle ilaç tedavim devam etmedi. 3 ayda bir tüm vücut için PET/BT taraması ve beynim için 2 haftada bir rutin MR taraması ile devam ediyorum. Teşhis konulduğunda beri toplamda 5 stereotatik radyocerrahim oldu.  

Teşhis konulmadan önce sağlıklı bir hayatım vardı, bana en zor gelen şey doktor muayeneleri, testler, prosedürlerin hayatıma girmesi ve bitmez tükenmez sonuç bekleyişleri. Daha da zoru her adımda sevdiklerimin bununla başa çıkmasını izlemekti. Lunaparktaki trenler gibi ne geliceğini bilmiyorsun ama önemli olan ne gelirse gelsin 'o'nunla başa çıkmanız.

Benim açımdan her dönüşte inanılmaz ve mükemmel aile ve arkadaş destekçilerim oldu. Tabi ki akciğer kanser destek grubumun olduğu Cancer Care de inanılmaz, değeri tarif edilemez sanal arkadaşlar kazandım.

Etrafınızda size moral verip duygularınızı paylaşıp anlayabilecek olağanüstü doktorlardan oluşan bir ekibin olması çok önemli.

Haftalık akciğer kanseri destek grubunun iyileşme sürecimde çok önemli bir payı vardır. Paha biçilemez arkadaşlıklar ve değeri ölçülemeyen bilgi ve deneyimler....

Phyllis'in hikayesi;

Kanser. Benim başıma geleceğine asla inanmazdım. Kendinizi ne kadar güçlü sayarsanız sayın hiçbir şey sizi böyle bir teşhise hazırlamaz. Çok şükür hayatımdaki bana destek veren sevgili eşim ve oğullarım vardı. İlk raund bu kötü haberi aileme nasıl söyleyeceğime karar vermem oldu.

2001 yılında bir kaç haftalığına kız kardeşimi ziyaret etmek için Floridaya gitmeyi planlıyordum. Gitmeden önce rutin doktor muayenem vardı. Göğüs röntgeninden sonra doktorum 'Phyllis akciğer kanserisin' dedi. Şok oldum. Doktorun yanından çıktıktan sonra kimseye bişey söylemeden çantalarımı alıp planladığım üzere yolculuğuma çıktım.

Kanser düşüncesi sürekli aklımda olmasına rağmen sanki her şey yolundaymış gibi rol yaparak kız kardeşimde 2 hafta geçirdim. Son gün ona söyledim. Ağladık ve beraber geçirdiğimiz zamanının kıymetini anladık. Eve döndüğümde aileme durumu açıklamayı sürekli erteledim. Gözlerindeki acıya hazır değildim fakat sonra hissedecekleri kederin kaçınılmaz olduğu gerçeğiyle yüzleştim. Onları karşıma alıp söyledim" akciğer kanseriyim."

Bakışlarını asla unutamam. Inanmadılar, kanser olabilmemin imkanı yoktu! Onlar için güçlü olmam gerektiğini biliyordum ve onları birarada tutan adeta bir yapıştırıcı gibi davrandım. Hepsi çok destek oldular ve hemen araştırmalar ve doktor arayışları başladı.


Evre 3B akciğer kanseri idim. Ameliyat, 3 ay süren kemoterapi ve 37 kür radyoterapi aldım. Saçlarımı kaybetmediğim için şanslıydım fakat başka zayıf düşürücü yan etkilerlerle yüzleştim. Mide bulantısı ve kulaklarımda sabit bir çınlamadan dolayı zorlandım. Omurgam çöktü neyse ki bir başarı bir kifoplasti ameliyatı oldum.

Ailemin gözünde her zaman güçlü bir insan olmuştum ve bu imajı korumalıydım. Bu bir savaştı ve ailem ilham kaynağım oldu, onlar olmadan iyileşemezdim.

Başta cerrahım olmak üzere tüm sağlık bakım ekibime minnettarım. Kendiniz için doğru seçimler yapmanız ve ekibinize güvenip rahat hissetmeniz çok önemli.

2012 de aldığım radyasyon nedeniyle üçlü bypas operasyonu geçirdim. İyileşme zorlu oldu, fiziksel ve ruhsal bir savaş verdim.

Bugün remisyondayım ve kendimi iyi hissediyorum. 6 ayda bir kontrollerime devam ediyorum. Yüzde yüz sağlıklı değilim fakat kendimi zorluyorum ve asla vazgeçmiyorum. Bardağın dolu tarafından bakıyorum ve her gün düşüncelerimi pozitif tutmaya çalışıyorum. Bütün bunlardan sonra 1+çeyrek akciğere sahip olmam ise inanılmaz bir güzellik!

Kifoplasti: omurga kırıklarının tedavisinde kullanılan ve en az düzeyde cerrahi girişim gerektiren yeni bir yöntemdir.



Akciğer Kanseri

Akciğer Kanseri Nedir?

Akciğer vücudumuzun oksijen gereksinimini sağlayan organımızdır. Her organ gibi akciğerimiz de birçok hücreden oluşur. Bu hücreler akciğerin normal olarak görevini yapabilmesi için ihtiyaç doğrultusunda bölünerek çoğalırlar. Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır.

Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak oranlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir. Akciğer kanserleri mikroskop altında izlenen hücrelerin görüntüsüne göre iki ana guruba ayrılır.

1. Küçük hücreli (yulaf hücreli) akciğer kanseri

2. Küçük hücreli-dışı akciğer kanseri.

Küçük Hücreli-Dışı Akciğer Kanseri:

Tüm akciğer kanserlerinin %75’ini oluşturur. Yassı epitel hücreli, büyük hücreli ve adeno kanser olarak üç gruptan oluşur.

Küçük Hücreli Akciğer Kanseri:

Daha nadir görülen bu tür, oldukça hızlı seyirlidir ve tanı konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış olarak karşımıza çıkar.

Risk Faktörleri Nelerdir?

- Sigara, puro, pipo (tütün) içimi: Akciğer kanserinin bugün ispatlanmış olan en önemli risk faktörüdür. Sosyoekonomik düzeyi gelişmiş ülkelerde sigara içiminin başarılı olarak önlenmesi sayesinde, bu ülkelerde akciğer kanseri sıklığı oldukça azalmıştır. Sigarayı bıraktıktan 5 yıl sonra risk azalmakta, ancak tamamen bitmemektedir.

Sigarayı içmeyen ancak çevresinde içilen kişiler de aynı şekilde bu riski taşırlar.Bu nedenle akciğer kanserini önlemenin en iyi yolu sigaraya hiç başlamamaktır!

- Asbest: Madenlerde, gemi yapımında, yalıtım malzemesi yapımında kullanılır. Solunum yollarında uzun süreli tahriş oluşturur.

- Radon: Evlerde, toprakta doğal olarak bulunan, kokusuz radyoaktif bir gazdır.

- Verem hastalığı (tüberküloz): Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer kanseri gelişebilir.

- İyi yanmamış kömür ızgarada pişirilen yiyeceklerin fazla tüketilmesi.

- Daha önceden akciğer kanseri geçirmiş olmak: Bir kere akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş, veya ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski vardır. Sigara içmek bu riski ayrıca arttırır.

Erken Tanı Mümkün müdür?

Akciğer kanserinin ileri evrelere gelmeden erken teşhis edilmesi için şimdiye kadar düz akciğer filmleri (röntgenogram), balgamda tümör hücrelerinin aranması (sitoloji) ve yüksek riskli insanlarda bronkoskopi denilen ucu ışıklı bir boruyla solunum yollarının incelenmesi gibi yöntemlerin kullanıldığı birçok çalışma yapılmıştır. Bunların hiçbiriyle akciğer kanserine bağlı ölümlerin azaltılamadığı görülmüştür.

Belirtileri Nelerdir?

Hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli şikayete yol açmayabilir. Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan biriyseniz, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması, balgamda kan görülmesi, giderek artan nefes darlığı, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdir.

Ancak hastalığın ilk aşamalarında,çoğunlukla bunların hiçbiri olmadan, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı ve terleme gibi şikayetler görülmektedir.Hiçbir bulgu vermeyen hasta grubu da az değildir.

Tanı Nasıl Konur?

Düz akciğer röntgenleri ile akciğerde kitle görülen hastalara,öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir. Elde edilen üç boyutlu görüntü ile kitleye nasıl ulaşılabileceğine karar verilir. Hastadan ya tomografi rehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir bir tüple akciğerine ulaşılarak iğneyle parça alınır. Bu işleme biyopsi adı verilir. Kanser tanısı bu biyopsi örneğinin patoloji kliniğinde incelenmesi sonucunda kesinleşir.

Doktorunuz şikayetlerinize göre ayrıca karın veya beyine yönelik bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans görüntüleme ve kemik taraması (tüm vücut kemik sintigrafisi) gibi tetkikler isteyebilir.

Hastalık Aşamaları Nelerdir (Evreleme)?

Kanser tanısı konduktan sonra hekiminiz öncelikle hastalığın yaygınlığını veya bir başka deyişle hangi aşamada olduğunu (evre) saptayacaktır. Hastalık;

- sadece akciğerin küçük bir bölümündeyse evre I,

- en yakın lenf bezelerine atlamışsa evre II,

- akciğer içinde akciğeri saran zara veya iki akciğer arasındaki mediasten denen boşluğa veya buradaki bezelere yayılmışsa evre III,

- karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara yayılmışsa evre IV, olarak adlandırılır. Doğru evreyi saptamak için hekiminizin akciğer röntgeni, toraks ve batın bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans görüntülemesi, kemik taraması veya beyin bilgisayarlı tomografisi istemesi gerekebilir. Hastalığın ameliyat için uygun evrede olup olmadığını anlamak için mediastinoskopi denilen, boyundan yapılan bir kesiyle mediasten boşluğuna ışıklı boruyla bakılması ve bu işlem sırasında lenf bezelerinden örnek alınmasını içeren bir tetkik ayrıca yapılabilir.

Eğer akciğer zarının iki yaprağının arasında sıvı birikmişse, hekiminiz kaburgaların arasından bir iğneyle girerek bu sudan patolojik inceleme için örnek alacaktır. Bu işleme torasentez adı verilir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisi:

Hastalığın erken evrelerinde (evre I ve II, bazı evre III hastalar) ameliyatla tümörlü doku, etraftan bir miktar sağlam doku çıkarılarak, bazen tüm bir akciğer lobu alınarak temizlenebilir. Genel olarak ameliyatla tamamen çıkarıldığı ve çevrede hiç hastalık kalmadığı durumlarda başka tedaviye gerek yoktur. Ameliyat sonrası hekiminiz sizi düzenli aralıklarla kontrole çağıracaktır. Nadiren ameliyat sonrasında bazı hastalara ışın tedavisi (radyoterapi) tavsiye edilebilir. Ameliyatla çıkarılması mümkün olmayan evre III akciğer kanserinin esas tedavisi radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapidir (ilaç tedavisi). Bu hastalarda iki yöntem sırayla uygulanır. Evre IV akciğer kanserinde kemoterapi yaşam sürenizi 3-6 ay kadar uzatacak ve hastalığa ait şikayetlerin azalmasını sağlayacaktır. Ancak, bu evrede kesin tedavi kararı siz ve aileniz ile görüşüldükten sonra verilmelidir. Yaşamı çok uzatması beklenmeyen bir tedavi seçeneğinin yan etkileri nedeniyle hayat kalitenizi bozma olasılığı varsa hekiminizle bu konuyu tartışmanız uygun olacaktır. Evre IV hastalıkta, ışın tedavisi kansere bağlı ağrı, kanama veya kemiğe ,beyine yayılma söz konusu ise uygulanır.

Küçük hücreli akciğer kanseri tedavisi:

Bu kanser türünün tedavisine hastalığın sınırlı veya yaygın oluşuna göre karar verilir. Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi ardışık veya eşzamanlı olarak uygulanır. Hastalığın beyine yayılma olasılığı yüksek olduğundan ayrıca beyine koruyucu amaçlı radyoterapi yapılır. Nadiren çok küçük çaplı tümörlerde cerrahi uygulanabilir.

Yaygın hastalığın tedavisi ise kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına rağmen tekrarlama riski çok yüksektir. Kemoterapi sonrası tekrarlamalarda hastanın şikayetlerine veya hastalığın yayılım bölgelerine göre radyoterapi uygulanabilir.

Kaynak:


Akciğer Kanseri Olan Birine Söylenmeyecek 10 Şey --Çeviri: Selinay Erdeğer Bölüm 2


5.Söylemeyin: “Olumlu bir yaklaşıma sahip olmalısın.”

Olumlu yaklaşmak kötü bir şey değil: çalışmalar gösteriyor ki olumlu bakış açısı bağışıklık sistemine yardım ediyor ve vücudumuzdaki stres hormonlarını azaltıyor. Fakat pozitif olmanın gerekli olduğu zamanlar kadar ağlamaya da ihtiyacımız var.

Kanserle mücadele eden kişilere pozitif olmaları gerektiğini söylemek onların duygularını geçersiz kılar. Bu, sonuçta, susmalarına ve içe kapanmalarına sebep olur. Kanser hastası kişiye “çok güçlü” olduklarını söylemekte aynı etkiye sahiptir. Arkadaşınıza destek vermek istiyorsanız, onun kendini zayıf hissettiği alanları da kabul edin, duymaya açık olun ve korkularını ifade etmesine izin verin.

Şunu söyleyin: “Bazen kendini güçsüz hissettiğini biliyorum. Ağlamak için bir omuza ihtiyacın olursa senin için her zaman burada olacağım.”

6. Söylemeyin: “Yapman gereken________” (Siz seçin.)

  • Mikrobiyotik diyet yap.
  • İkinci bir görüş al.
  • Organik besin tüket.
  • Sıvı beslen.
  • Son çıkan bitkisel tedaviyi dene.
  • Meksika’ya git ve buğday çimi al.
  • Annemin onkoloğunu gör.

Bazı teklifler güzel olabilir, bazıları nötr, bazıları da tehlikeli olabilir. Bir arkadaşım bana, ameliyat olmamamı, kemoterapi almamamı ve bunun yerine her 2 saatte bir havuç suyu tüketmemi “tavsiye” etti. Tabiki onun bu teklifini görmezden geldim, anlamamız gereken tavsiyede bulunmak kanser hastası arkadaşımızın beklediği destek olmayabilir.

“Yapman gereken_____” ile başlayan bir şey söylemek üzereyseniz 2 kez düşünün. Arkadaşınız zaten bir çok araştırma yapmış ve seçenekler üzerinden geçmiştir. Benzer olarak, “komplo teorileri” paylaşmak yada kemoterapinin doktorların gelir sağlamak amacıyla kanser hastalarını hiçe sayarak yaptığı bir şey olduğuna dair yorumlar yapmak, yakın zamanda kanser teşhisi konmuş arkadaşınıza pek fazla destek vermeyecektir.

Şunu söyleyin:Çok iyi bir tıbbi ekip seçmişe benziyorsun. Ihtiyacın olursa başka seçenekleri araştırmak konusunda sana yardım etmekten mutluluk duyarım.”


7. Söylemeyin: “ Her şey iyi olacak.”

Gerçekten mi? Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

Arkadaşınıza onun iyi olacağına emin oldunuzu söylemek, gerçek olmamasının yanı sıra arkadaşınızın tedaviyle ve gelecekle ilgili korkularını arttırabilir.

Şunu söyleyin: “Senin için burda olacağım.” Ve onun korkularını dinlemek için hazır olun.


8. Söylemeyin: “Tanrı Bunu Kullanacaktır.” Yada başka bir deyişle, “Her şeyin bir nedeni vardır.” 

Biri bunu bana ilk söylediğinde, alaycı cevabım, “Doğru. Tanrı beni kansersiz de kullanabilirdi.”

Güçlü bir inanca sahibim fakat Tanrı’nın başkalarına yardım edebilmemiz için bazılarımıza kanser hastalığını planlı olarak verdiğine inanmıyorum. Aynı şekilde, Tanrı’nın günahları olduğu  için yada “yeterli inanca sahip” olduğu ya da olmadığı için bazılarına kanser hastalığını verdiğine de inanmıyorum. Çoğumuz biliyoruz ki, güçlü inançları olanlar da kanser hastalığına yakalanıyorlar. Benzer olarak, mucizeler bazen hiç inanç sahibi olmayanlar için de gerçekleşebiliyor.

Şunu söyleyin:  “Senin için dua edebilir miyim?” ve eğer arkadaşınız evet derse, yapacağınıza emin olmasını sağlayın.


9.Söylemeyin: “Akciğer Kanseri Yerine Pembe Kurdelelerin Olduğu Meme Kanseri Olmayı Diler Miydin?”


Akciğer kanseri olan biriyle konuşunca bu değerlendirme doğru bir değerlendirme. Akciğer kanseri ile meme kanseri arasında, destek ve fon açısından bir dengesizlik vardır. Ancak bu durum üzerine yorum yapılmayacak kadar açık (ve yeterince acı verici) değil mi zaten?

Bir blogda yazdığım bir yorumdaki gibi bir başka “söylemeyin” ise “Akciğer Kanserinden Kurtulanlar Ayağa Kalkmalı ve Meme Kanserinden Kurtulanlar Gibi Fark Yaratmalıdır

Evet meme kanserinden kurtulanlar, farkındalığı arttırma konusunda harika bir iş çıkardılar. Ancak bunu yapabilmek için koşmanız yada yürümeniz, ve yine bunun için akciğerlere ve yaşamaya ihtiyacınız var. 5 yıllık genel kurtulma oranı meme kanserinde %90 civarındayken, bu oran akciğer kanserinde %15 tir.

Şunu söyleyin: “Ben hazırım ve bir akciğer kanseri savunucusu olarak yardım etmek için bu harekete katılmak istiyorum.”

10. Söylemeyin: Hiçbir şey.

Sessizlik, bir kanser hastası için en zor şey olabilir. Kanser hastasının en büyük korkularından biri yalnızlıktır—yalnız tedavi görmek, acıya yalnız dayanmak, yalnız ölmek yada yalnız hayatta kalma mücadelesi vermek. Bu hastalığı yaşayan birine söylenmemesi gereken şeyleri söylediğimi biliyorum ancak konu buna gelince, bir şeyler söylemek söylememekten daha iyidir. Kanser hastası kişiler genellikle daha az incelikli hareketleri affedicilerdir. Terkedilmişlik hissi ise bundan çok daha fazla acı vericidir.

Şunu söyleyin: “Ne diyeceğimi bilemiyorum.”

Son Düşünceler ve Genel Tavsiyeler

Akciğer kanseri bir kişiye söylenebilecek en kötü şey sessizlik olduğu için, insanları kazara yanlış bir şeyler söyledikleri paranoyası yaşamalarını istemiyorum. Kanser hastaları , arkadaşlarının bir şeyler söylemekte zorlandığını anlayacaklardır. Belirli yorumları ezberlemek yerine, bazı genellemeler yardımcı olabilir.

  • Az konuşun ve çok dinleyin.
  • Ucu açık sorular sorun ve arkadaşınızın konuşmayı yönlendirmesini sağlayın.
  • Bazı şeyleri onarma yada bir şeyler yapma ihtiyacı yerine, arkadaşınızın ihtiyacı olanın yalnızca sizing orda olmanız olduğunu hatırlayın.
  • Tavsiye vermekten kaçının.
  • Eleştiriden kaçının.
  • Abartıdan kaçının. Azımsamak yada felaketmiş gibi bahsetmek kanseri olan bir kişi için acı vericidir.

Ve hatırlayın. Iyi insanlara da kötü şeyler olabilir. Fakat bazen, o kötü şeyler yanınızda arkadaşlarınız olduğunda ve sizi üzecek şeyler söylemekten kaçınmak için çaba gösterdiklerinde ve bunları destekleyici cümlelerle değiştirdiklerinde, daha dayanılabilir hale gelebilmektedir.

Kaynak:














Akciğer Kanseri İnfografik Çalışma --Emrah Cengiz

Bu infografik çalışmayı hazırlayan Sevgili Emrah Cengiz'e sonsuz teşekkürlerimizle.


Kaynak:
Cure.com ve Turk Toraks Derneği 2012

Akciğer Kanseri Soru-Cevap Dosyası Bölüm 1

Sık okuduğum internet sitelerinden biri National Lung Cancer Partnership. Kolay anlaşılır bilgiler veriyorlar. Bu çeviri Akciğer Kanseri Soru-Cevap dosyası ilk bölümü. Devam edecek...

Sağlıkla kalın,
ET



Kanser teşhisinden sonra prognozu "ilerisi ve sağlığınız için sizi neyin beklediğini" bilmek isteyeceksiniz. Sağ kalım süreleriyle ilgili bilgiler görebilirsiniz ve bu yönde bir beklentiniz oluşabilir.

Şunu unutmayın!

Siz bir istatistik değilsiniz.  İstatistikler başınıza geleceği öngöremez. Sizin bir eşiniz daha yok ve kimse vücudunuzun akciğer kanserine tam olarak nasıl cevap vereceğini bilemez. Akciğer kanseri istatistikleri ortalama sağ kalım süresi hakkında farklı tür ve evre akciğer kanserleri için tahminlerdir. Unutmayın sizin kanseriniz kimseninkine benzemez.

Bu istatistikler 3 ila 10 yıl önce yapılan araştırmala sonuçlarından alınan bilgilerden derlenmiştir. Günümüzde yeni tedavilerden alınan sonuçlar bu istatistiklere henüz yansıtılmamış olabilir. Sizin için prognoz istatistiklerin belirttiğinden daha umut verici olabilir.

Eğer istatistikleri görmek istiyorsanız bu linkten ulaşabilirsiniz. http://www.nationallungcancerpartnership.org/lung-cancer-info/resources/booklet/five-year-survival-rate/

Akciğer kanseri tedavi şansı çoğunlukla kanserinizin hangi evrede olduğuna bağlıdır. Erken evre kanser tedavisi daha kolaydır ve kür şansı yüksektir. Eğer kanser vücudunuzda başka bölgelere yayılmışsa tedavinin amacı kanseri mümkün olduğu kadar kontrol altına almaktır. Doktorlar genelde bu amaçla kemoterapi, hedef tedavi ve veya  radyasyon terapisi uygular.

Eğer bir yerde kanseriniz için bir kür olmadığını okudunuz ya da duyduysanız unutmayın bu kanseriniz tedavisi olmadığı anlamına gelmez.

Tedavi seçeneklerim nelerdir?

Kemoterapi, radyasyon, ameliyat, ve hedef tedaviler ana tedavi seçenekleridir. Sizin için hangi tedavinin en iyi olacağına etkileyen faktörler kanserinizin tipi, evresi, yeri, genetik ve moleküler özellikleridir. Bazı ümit veren yeni tedaviler klinik deneme olarak mevcut olabilir doktorunuza bu bilgiyi danışın.

Tedavim ne kadar sürecek?

Tedavinin süresi kanserin evre ve tipine ve tedaviye verilen cevaba bağlı olarak değişir. Tedavi planınızı doktorunuz size tedavi başlamadan anlatacaktır. Sorularınız varsa sağlık ekibinize mutlaka sorun. Tedavi etkili mi ölçmek için ya da beklenmeyen bir problem var mı belirlemek için belli aralıklarla düzenli kontrolünüz yapılacaktır. İlk tedaviye cevap vermezseniz doktorunuz başka tedavi seçenekleri önerebilir.

Hedef terapiler nedir?

Tümör karakteristiklerinize göre özel şekillenmiş tedavilerdir. Bu karakteristikleri belirlemek için tümörden bir örnek alınıp büyümesini tetikleyen mutasyonların (hücre değişimleri) varlığı için test edilir. Bu işleme moleküler, biomarker, genetik ya da mutasyon testi adı verilir. Doktorunuza bu tip bir testin size uygun olup olmadığı konusunda danışın.  

Klinik denemeler nedir?

Klinik denemeler yeni ilaç ve tedavilerin denendiği, onaylanıp onaylanmayacağına karar verildiği araştırma safhasıdır. Ülkemizde yapılan her kinik araştırmanın kaydı Sağlık Bakanlığı, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından tutulmaktadır. Uluslararası boyutta yapılan ve bazılarına ülkemizden de araştırma merkezlerinin katıldığı klinik araştırmalara ilişkin bilgi internette www.clinicaltrials.gov sitesinden elde edilebilir.  Amerikan Ulusal Tıp Kütüphanesi tarafından yönetilen bu sitede Amerika Birleşik Devlerleri sağlık otoriteleri veya endüstri kuruluşları tarafından desteklenen klinik çalışmaların yanısıra, uluslararası farklı kuruluşların desteğinde yapılan klinik araştırmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinilebilir.

Kaynak:


Hastalıktan Aktivizme! Bonnie Addario Akciğer Kanseri Vakfı

Bonnie J. Addario 13. Ulusalararası Akciğer Kanseri Kongresinde
9 yıl önce 50li yaşlarda başarılı bir işkadınıyken bulmuş kanser teşhisi onu. Göğsünde sürekli ağrılardan yakınırken doktorları bunun bir disk probleminden kaynaklanabileceğini söylemiş önce. Aylarca ağrı geçmeyince kendi cebinden ödeyerek yaptırdığı tüm vücut tomografisinde ortaya çıkmış gerçek: evre 3B akciğer kanseri.

Bu travmatik olaydan başkalarına fayda sağlamak istemiş. ‘Doğru teşhis ve tedavi zor olmamalı ve ben bu değişimin parçası olacağım’’ diyerek.

2006’da Bonnie J. Addario Akciğer Kanseri vakfını kurmuş akciğer kanseri  araştırmaları ve desteğinde kullanılmak üzere ilk yıl $9 milyon dolar bağış toplamış.

‘Ne yazık ki henüz akciğer kanseri tedavisinde meme kanserinde uygulanıldığı bibi standart  yöntemler yok. Mesela meme kanserinde erken teşhis nedeniyle 5 yıl sağ kalım oranları 90%, akciğer kanserinde de bu oranları yakalamak istiyoruz.’ diyor.

Hastaları bilgiyle buluşturmak

Vakıf araştırmalara büyük fon sağlıyor, hastalara moleküler test yapılması konusuna dikkat çekiyor. Hedeflerinden biri kişiye özel tedavi, ilaç ve taramaları yaygınlaştırmak. Hatta standart hale getirmek.

Yaptıkları ilk kampanya akciğer kanseri teşhisinde tomografinin yaygınlaştırılması üzerine olmuş. Ayrıca Akciğer kanseri ‘Yaşam Odası’ adında bir kampanyayla her salı bir uzmanla intenetten canlı röportaj yapıyorlar: hastalar ve aileler sorularını yazabiliyor ve doktordan anında cevap alıyor. Her hafta en az 2000 kişi katılıyor bu yayınlara. Evinde çayını içerken bilgi edinebiliyor hastalar.

Bir diğer önem verdikleri konu akciğer kanseri hastası sigara kullanmış kişilere olabilecek ayrımcılığı engellemek. 'Kanser teşhisi zaten korku verici birde bunun üzerine hastayı suçlayarak sigara içerek buna sen sebep oldun demeye gerek yok' diyor Bonnie Addario.

Sigara içenlere karşı ayrımcılık ya da suçlama yapmak yerine bu sorunu kökünden çözmeye sigaraya karşı kampanyalara yönelik vakfın çalışmaları.

Sağlıkla kalın,
ET

Kaynak:

Akciğer Kanseri Bölüm I

Türkiye Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) 2010 yılı verilerine göre ülkemizde her yıl 30 bin yeni akciğer kanseri vakası görülüyor. Erkeklerde en sık görülen kanser türü ve kadınlarda görülen vakalar artışta. 

Akciğer kanseri nedir, risk faktörleri, belirti ve bulguları,teşhis ve tedavi yöntemlerini nelerdir bölümler halinde inceleyeceğiz.  Bu dizinin ilk yazısı akciğer ve işlevleri uzerine.  Çokça resim kullanarak akciğerin anatomisini kafanızda daha kolay canlandırmaya çalıştım. Umarım başarılı olabildim. Diğer bölümleri okurken bu bölümü referans olarak kullanabilirsiniz.

Akciğer anatomisi:

Akciğer ve göğüs kafesi
Yukarıdaki resimde göğüs boşluğunda bulunan piramit şeklinde iki adet süngerimsi organ sağ ve sol akciğeri görüyorsunuz. Her nefes alışınızda oksijen ağız ve burnunuzdan girer, trakea denilen nefes borusundan geçer. Nefes borusu ikiye ayrılarak bronş dediğimiz tüp şeklindeki yapıyı oluşturur. 
Oksijeni taşıyan bronşlar akciğer içinde yüzlerce küçük borucuğa ayrılır ve bu dallarının her birine bronşçuk denir.  Bronşçuklar dıştan bakıldığında üzüm salkımını anımsatır.  Aşağıdaki resimde bronş ve bronşçukların detayını inceleyebilirsiniz.
Bronş ve bronşcuklar
Bronşçukların duvarlarında, açılıp kapanmalarını sağlayan kaslar vardır. Bu yolla hava ciğerlerdeki alveoli adı verilen minik hava keseciklerine dolar. Her ciğerde böyle milyonlarca hava keseceği vardır. Hava, bu keseciklerin ince duvarlarından geçerek kana karışır. Oksijen ve karbondioksit değişimi bu keseciklerde gerçekleşir.
Akciğer sağ ve sol LOB'lar

Akciğerler “LOB” denilen bölümlere ayrılır. Sağ akciğerde 3, sol akciğerde 2 lob bulunur.  Soldaki resimde lobların detayını görebilirsiniz:  Sol akciğer kalp ile aynı tarafta bulunduğu için sağ akciğerden küçüktür.  Lobları akciğerlerin parçaları olarak düşünün. 


Alttaki resimde beyaz renkte görülen akciğer zarı (Plevra), akciğer ve göğüs boşluğunu örten bir zardır.  Dış zar ve iç zar arasında "zar boşluğu" adı verilen ince bir boşluk bulunur. Bu boşluk akciğer tarafından üretilen bir sıvı ile doludur.  Lenf bezleri akciğerlerin etrafında yer alır ve akciğerlerden gelen enfeksiyonlara karşı vücudun savunmasında rol oynar. Akciğerin lenf ağı geniştir. Akciger kanseri lenf sistemi yoluyla yayılabilir.

Lenf bezleri ve akciğer zarı (plevra)
 
Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır.
Sağlıkla kalın.
ET
Kaynak:
http://www.mdanderson.org/patient-and-cancer-information/cancer-information/cancer-types/lung-cancer/index.html
http://www.lungcanceralliance.org/
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2012/03/17/kadinlarda-akciger-kanseri-artiyor