Akciğer Kanseri Olan Birine Söylenmeyecek 10 Şey --Çeviri: Selinay Erdeğer Bölüm 1


Istock

Yazıyı kaleme alan bir doktor, aynı zamanda kanser koçu olan Lynne Eldridge ve çok önemli noktaları dile getirmiş. Her yiğidin farklı yoğurt yiyişi var. Bana iyi gelen başkasına iyi gelmeyebilir. Mesela bana benimle ağlayabilen, ben ağlarken elimi tutan ‘sakın ağlama’ demiyen insanlar iyi geliyor. O yüzden yazının sonunda bazı genel öneriler var çokça konuşmak yerine çokça ve koşulsuz şartsız dinleyin. Acımayın, şefkat duyun, kendinizi karşınızdakinen yerine koyun ama varsaymayın kuşkudaysanız sorun.

ET


“Nazik sözler, nazik bakışlar, nazik davranışlar ve sıcak bir tokalaşma, başı dertte olan biri için görünmeyen mücadeleleri sırasında zerafetin yollarıdır.” – John Hall


Yıllar boyunca, arkadaşları ve sevdikleri tarafından yapılmış duygusuz yorumlarla ilgili acılarını paylaşan bir çok akciğer kanseri hastası insan tanıdım. Bu yorumlardan bazıları acı vermelerinin dışında, en fazla sevgiye ve desteğe ihtiyaçları duydukları sırada onlar için kahredici boyutlardaydı. Çoğu zaman bu yorumlar iyi niyetle yapılmıştı: insanlar kırıcı olmaya yada can acıtmaya  çalışmıyorlar. Aksine, bu yorumların çoğu bir anlayışı paylaşmak ve bağlanmak için yapılıyor.

Kanserli biri için kırıcı görünen bir şey sizler için bir şey ifade etmeyebilir. Kendi kanser yolculuğum sırasında insanların benimle paylaştıklarını deneyimleme şansım oldu. Bunlar gerçekte konuşulan cümlelerden çok bizlerin o sözlerde ne okuduğuydu. Örneğin, nezaketten ve endişeden uzak, bazı arkadaşlarım, “kanserinin sona erdiğini nasıl bilebiliyorsun? diye sordular. Bu sözlerin içerdiği sevgi ve endişeden çok, bunun gibi bir yorum kanserin yeniden başladığı gibi bir endişeye, hatta kanser yolculuğunuzda kendi bedeninizle yalnız olduğunuzu farkettiğinizde yalnızlık hissine sebep oluyordu.

Bu listeyi okurken, eğer kanser hastası bir arkadaşınıza kazara bu yorumlardan birini yaptıysanız kendinizi cezalandırmayın. Bazen hepimiz istemediğimiz şeyler söyleriz ve kanser hastası arkadaşınız da bir başka kanser hastasına böyle bir yorum yapmış yada yapıyor olabilir. Kanserli insanlar affedicidir ama kullandığınız kelimelerin onların kanser yolculuğunda yalnızlık hislerini azaltacağını da aklınızda bulundurun.

Aşağıdaki yorumlarla birlikte bazı önerilerde bulunacağım. Unutmayın ki çoğu zaman insanlar yalnızca kelimelerimizi değil, iletişimin %50 ila %70 ini oluşturan beden dilimizi de “ duyarlar”.  Arkadaşınıza, onun yanında olduğunuzu ve yardım etmek istediğinizi anlatan açık bir mesaj iletmek istiyorsanız, emin olun ki beden de bu cümleleri ifadeye dönüştürebilir.

1. Sormayın : “Ne kadar süre sigara kullandın?”

Kanser hastası olduklarını öğrendikten itibaren kendilerine sorulan ilk sorunun bu olduğunu söyleyen insanların sayısını hatırlamıyorum. Bazı insanlar için bu sözler incitici olmayabilir yada  “akciğer kanseri olmayı hakettiğimi söylediğin için teşekkür ederim.”  yorumunu bir maskeyle kapatırlar.  Ancak çoğu insan için bu sorular çok acı vericidir ve hastalıkları için kendilerini suçlu hissetmelerine sebep olur.  Bu duygusal acının yanında, akciğer kanserinin vücuttaki izleri bu hastaların yetersiz bakım gördüğünü çünkü kendilerinin iyi bir tedavi alacak kadar değerli olmadıklarını düşünmelerine sebep olur.

Insanlar sigara hakkındaki sorularını kırıcı olmak için sormazlar. Aslında bu onların kendilerinin güvende olduklarından emin olmalarının yoludur. Örneğin, akciğer kanseri bir kişi sigara kullanıyor yada uzun bir dönem kullanmışsa, bu diğer kişi için bu hastalığa yakalanma şansının düştüğü anlamına gelmektedir.  Kanser hastalığına yakalanma riskini arttıran bir çok yaşam biçimi vardır fakat bazı nedenlerle akciğer kanseri sıklıkla tek bir nedene bağlanır. Bir arkadaşımızın meme kanserine yakalandığını öğrendiğimiz anda ağzımızdan çıkan ilk sözler, “ her bir çocuğunu ne kadar süre emzirdin?” olmaz. Bu makalede listenen yorumlardan kaçınılacak olan biri varsa, sigara hakkında soru sormaktan kaçının. Unutmayın ki akciğer kanseri hastalığına yakalanan kadınların %20 si sigaraya dokunmamışlardır bile. Fakat tüm hayatı boyunca sigara içen biri dahi bizim sevgimizi, ilgimizi, desteğimizi ve mümkün olan en iyi tıbbi bakımı hakeder.

Son bir not olarak, akciğer kanseri hastalarına sigarayla ilgili sorulan soruların sigaranın zararları hakkında diğer insanları eğitmesi konusunda önemli olduğuna dair bu sorular üzerine yapılan tartışmalar olduğunu duydum. Ben bu soruları sigaranın zararları hakkında bilgilenmenin arkadaşınızı incitmeden yapılabileceği bir çok başka kaynak olduğu şeklinde cevaplıyorum.

Şunu söyleyin: “ Bu hastalıkla yüzleşmek zorunda kaldığın için çok üzgünüm.”


2.Söylemeyin : “Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara”


Bu biraz çılgınca gelebilir. Kanser hastası bir arkadaşınıza bir şeye ihtiyacı olduğunda sizi aramasını neden söyleyemeyesiniz ki? Çünkü çoğu zaman bu arama gerçekleşmez. Birine bizi aramasını rica ettiğimizde, arama yükünü ona bırakmış oluruz ve kanser zaten yeterli bir yüktür.

Bu yazıda size yardım teklif etmeyin demiyorum.Lütfen edin! Fakat bunu yaparken, özellikle daha başka neler yapabileceğinizi de sorun.  Meme kanseri için kemoterapiden geçtiğim sıralarda insanlar bana nasıl yardım edebileceklerini sorarlardı fakat ne tür bir yardıma ihtiyacım olduğunu düşünmek zordu. Bazen “ benim için lazanya yada pizza getirebilir misin” gibi kararlar, gördüğüm tedaviyle ilgili de almam gereken bir çok karar olduğu düşünüldüğünde kolay değildi. En çok yardımcı olanlar ise, belirgin yardım teklifleriydi. Bir sevgili arkadaşım Cumartesi günü uğrayıp çiçek dikebilir miyim diye sormuştu. Daha sonra diğer bir kaç arkadaşla ve bir bagaj dolusu çiçekle birlikte gelmişler  ve tüm yatağımı çiçeklerle doldurmuşlardı.

Bazen sormadan sadece bir şeyler yapmak en büyük hediye olabiliyor. Ne istediğimi sormadan marketten alınmış dondurulmuş gıdalarla gelen arkadaşlarım vardı.   Bir arkadaşım bu yıl okuduğu en güzel kitaplar olduğunu söylediği bir tepe halinde kitap getirmişti.( Bunları okumak zorunda olmadığımı da açıkça belirtmişti.)

Şunu söyleyin: “Gelecek Çarşamba gelebilir ve pencerelerini yıkayabilir miyim?”  Ya da “Seni bir sonraki tedaviye götürebilir miyim?” ya da “Gelecek Salı akşam yemeği getirebilir miyim?” Yada yalnızca elinizde yemekle karşısında belirin.


3. Söylemeyin : “Komşumun ikinci kuzeninin eski kocası da akciğer kanseriydi ve O _________”

Bu her zaman oluyor. Bir arkadaşının teşhisini duyması üzerine,  hepimiz başkasına ait bildiğimiz benzer bir hikayeyi anlatıyoruz. Bu yorumlar, onların bağ kurmalarına ve böylelikle bizim yapmak istediğimizin tersine arkadaşımızın kendisini daha yalnız hissetmesine neden oluyor.


Ölen insanların hikayelerini paylaşmak yada tedavi hakkındaki korkutucu hikayeler anlatmak, akciğer kanseriyle yaşayan birinin son duymak isteyeceği şeylerdir. Kıyaslamalar onları üzmekle sonuçlanabilir. Örneğin, teşhisim konulduğunda, bir arkadaşım kendi kızının da “bende olanla aynı” şeyden olduğunu ve hiçbir iş gününü kaçırmadığını söylemişti. Biliyorum ki amacı benim tedaviyle ilgili korkularımı azaltmaktı fakat onun yerine bende bir sure uzaklaşırsam yargılanacağım hissini bıraktı.

Bunun aksine bir başka arkadaşım, teşhisten sonra kız kardeşinin işi bırakmasının yanında bir de kocasının yemekleri yapmasının ve çamaşırları yıkamasının ne kadar güzel olduğunu vurgulamıştı. Bu hiç işe yardımcı olmuyor.


Ender durumlarda, bir hikayeyi paylaşmak faydali olabilir. Nadir görülen bir kanserden hasta olan ve kurtulma şansı düşük olan bir arkadaşım var. Bir diğer arkadaşımın hayatta olduğunu ve teşhisin konulmasının ardından  15 yıldır sorunu olmadığını bilmek onu rahatlatıyor, ancak siz bir hikayeyi paylaşmadan önce iki kez düşünün. Arkadaşınıza odaklanın, hayatınızda kanserle yüzleşmiş diğer insanlara değil.

Şunu söyleyin: ‘Nasılsın?’ Diye sorun ve dinleyin.


4. Söylemeyin: “ Nasıl Hissettiğini Biliyorum.”

“ Gerçekten mi? Benim bedenime sahip olmak nasıl bir şey, benimkinin cinsinde bir kanserle, benim semptomlarımla, çocuklarımla, benim evimde, içinde bulunduğum maddi endişelerle yaşamanın neye benzediğini biliyor musun? “ Farkettim ki bunu söyleyen insanlar destekleyici olmak için çok çabalıyor ve arkadaşına daha az yalnız hissettirmeye çalışıyorlar ancak gerçekte bu arkadaşınıza kendini daha yalnız ve soyutlanmış hissettirebilir.

Akciğer kanseriyle yaşamıyorsanız eğer- ve yaşadığınız halde bile- arkadaşınız gibi olmanın ne demek olduğunu anlayamazsınız. Herkesin yolculuğu farklıdır. Kendiniz de kanserseniz böyle bir şeyi söylemek çekici olabilir. Bazı yollarla, kanser hastası olmak sağ kalanlardan oluşan gizli bir topluluğa kabul edilmek anlamına gelir  fakat kanser hastaları arasında kıyaslama yapmak daha da can acıtıcı olabilir. Örneğin, 4. aşama bir kanser hastası, 2. derece bir meme kanseri hastasının; “nasıl hissettiğini anlıyorum.” dediğini duymak istemeyecektir, çünkü anlayamazlar.

Şunu söyleyin: “ Nasıl hissediyorsun?” ve onları dinlemeye hazır olun.


Son Düşünceler ve Genel Tavsiyeler

Akciğer kanseri bir kişiye söylenebilecek en kötü şey sessizlik olduğu için, insanları kazara yanlış bir şeyler söyledikleri paranoyası yaşamalarını istemiyorum. Kanser hastaları , arkadaşlarının bir şeyler söylemekte zorlandığını anlayacaklardır. Belirli yorumları ezberlemek yerine, bazı genellemeler yardımcı olabilir.

  • Az konuşun ve çok dinleyin.
  • Ucu açık sorular sorun ve arkadaşınızın konuşmayı yönlendirmesini sağlayın.
  • Bazı şeyleri onarma yada bir şeyler yapma ihtiyacı yerine, arkadaşınızın ihtiyacı olanın yalnızca sizin orda olmanız olduğunu hatırlayın.
  • Tavsiye vermekten kaçının.
  • Eleştiriden kaçının.
  • Abartıdan kaçının. Azımsamak yada felaketmiş gibi bahsetmek kanseri olan bir kişi için acı vericidir.
Ve hatırlayın. Iyi insanlara da kötü şeyler olabilir. Fakat bazen, o kötü şeyler yanınızda arkadaşlarınız olduğunda ve sizi üzecek şeyler söylemekten kaçınmak için çaba gösterdiklerinde ve bunları destekleyici cümlelerle değiştirdiklerinde, daha dayanılabilir hale gelebilmektedir.

Bölüm 2: Devam edecek

Kaynak:

2 yorum:

ninoist dedi ki...

Merhaba...4.evre adenom akciğer kanseriyim,kemoterapiye yeni başladım yarın 2.seans olacak.Yazıyı son derece faydalı buldum,print ederek tüm tanıdıklarıma dağıtmak mümkün olsaydı keşke...ben çevremde iki tür davranışla karşılaştım birincisi çocuk muamelesi(meyve suyunu içtin mi,ilaçlarını aldın mı)
ki bunu bazen ilaç ve su elimdeyken soruyorlar ikincisi sanki grip geçiriyorum tavrı sen kuvvetlisin tedavi de görüyorsun herşey geçecek iyileşeceksin yeterki pozitif düşün tavrı.Her ikisin de de çığlık atıyorum içimden sessizce...ne geçmesi 4 evreden iyileşip hayatına normaal devam eden tüm araştırmalarıma göre bulamadım.Benim istediğim henüz yapabilecek durumdayken görmek istediğim ülkelere gitmek,benden sonra yarım kalacak işlerimi organize etmek.Bunun için gerektiğinde yardım isteyebilmek bu konuda konuşmak istediğimde"saçmalama sana birşey olmayacak"söylemlerinin sona ermesini çok isterdim...Tüm arkadaşlarıma kolaylıklar diliyorum.Nihal Güngör

Strix dedi ki...

Merhaba Ninoist,
Şimdi nasılsın, nasıl hissediyorsun?