Nereye Kadar...



Ebru ile telefonda konuşuyorduk dün --inanın bazen kocamla telefonda konuştuğumdan daha fazla Ebru ile konuşuyorum Kanserle Dans için!.  Bazı yazıları yazarken ne kadar zorlandığımdan bahsediyordum... 

Mesela pankreas kanseri yazım, ilk bölümünü bitirmek bir aydan fazla zaman aldı. Bir türlü iki kelimeyi bir araya getiremedim, istatistikleri okurken kızdım, sinirlendim, biz niye herşeyi doğru yaptık da babamı kurtaramadık diye düşündüm. 

Mesela bir aspirin yazım var, herşey önümde, günlük aspirin kullanımının kanser riskini azalttığından bahsediyor. İyi de, babam senelerce hergün aspirin aldı, eee ne oldu...

Aslında ne yazık ki herşey öyle siyah ve ya beyaz değil.  Hiçbirşeyin kesin garantisi yok, bunu ye kanser olmazsın, kemoterapide şuna dikkat et, kurtulursun diye. Peki o zaman niye uğraşıyoruz diyen varsa, - ki  bazen ben de sorgulamıyor değilim babamla ilgili konuları araştırdığımda: 

1.  Eğer daha uzun ve sağlıklı yaşama şansınız varsa bunu kullanmak, denemek istemez misiniz...

2. Yeni bir ilaç, yeni bir tedavi yöntemi varsa, bunu bilip dansınızda ona göre bir adım atmak istemez misiniz...

3. Sizin gibi dans edenler, dans etmişlerle duygu ve düşüncelerinizi paylaşmak istemez misiniz...

4. Umudunuzu, gücünüzü, dans ayakkabılarınızı! evde unuttuğunuzu hissettiğinizde Kanserle Dans ailesine sığınmak istemez misiniz...

5. Yüzünüze gülücükler koymamıza izin vermek istemez misiniz... 

 O zaman bizi takip etmeye devam derim...

Ayrıca, herşey bir yana, Kanserle Dans edin etmeyin; yaşamdan, sevdiklerinizden, işinizden, sizi sırılsıklam eden yağmurdan da zevk almanın yolunu bulmak önemli. 

Çok şükür, büyük derdim yok, babamı kaybettim ama onun sayesinde sizleri kazandım...

Size soruyorum, yukarıdaki bardak yarı boş mu, yarı dolu mu?
Acı ve zorluklara rağmen, dolu görmeniz dileğiyle...
Görmeseniz de, Kanserle Dans ailesi olarak, dolu gösterebilmemiz dileği ile...

Sevgiyle kalın.

EB

Kaynak: kalbim

Hiç yorum yok: