Keşke Teşhisim Konulduğunda Bunları Söyleselerdi

Bizi soru yağmuruna tutup araştırmalarımıza yön verenlere teşekkürler... Aynı liseden mezun olduktan 20 sene hiç görüşmememize rağmen materyal göndererek destek veren Bilge Öztürk’e ayrıca teşekkürler!

İnsanlarla olan ilişkilerinizin hemen hemen hepsi değişecek

Hepsi! Kimisi kuvvetlenecek, ve büyük ihtimalle hiç de tahmin etmedikleriniz olacak bunlar... Kimisi eriyip gidecek, çünkü sizin gibi onlar da kansere hazırlıklı değiller. Onlara kızmak, sizinle olmaları için zorlamak sizi iyileştirmeyecek. Sizinle kalabilen ve olabilen zaten yanınızda olacaktır.

Enerjinizin, olduğundan çok daha fazlasına sahip olduğuna kendinizi inandırmaya çalışacaksınız

Kendi kendinize "ben bunu yenerim, kimseye ihtiyacım yok, üstesinden gelirim" diyeceksiniz. Ve piliniz bitecek... Hafızanızı, duygularınızı ve aklınızı kaybetmeyeceksiniz, onlar geri geliyor ama kabul etmeniz lazım ki, artık başka biri olacaksınız. Eskiden belki harikaydınız, ama emin olun değişimden geçen yeni siz, eskisinden daha iyi olacaksınız.

Korkacaksınız

Normalde ne kadar güçlü, inatçı ve dik kafalı olursanız olun sonunda birşeyden korktuğunuzu kabul edeceksiniz. Kanser korkutucu ve kafa karıştırıcı bir gerçek çünkü. Bilinmeyenler, sizi hastalığın kendisinden daha fazla yiyip bitirecek.
Kafanızı bir şekilde boşaltmayı denemelisiniz. Uyumak ve müzik, okumaktan daha rahatlatıcı gelebilir. Televizyon seyretmek, konuşmak, sinemaya gitmek, yazmak, hatta herşey ama herşey size zor gelecek.

Kemoterapi sonrası siz yine siz olacaksınız, merak etmeyin. Ama korktuğunuzda yanınızdakilere yaslanın, ağlayın, hassas olduğunuzu kabul edin. Güçsüzlüğünüzü ve hassasiyetinizi kabul etmemek sadece psikolojik durumunuzu daha da kötüleştirecektir. Şarkı söylemek istediğinizde şarkı söyleyin, ağlamak istediğinizde gerekiyorsa hıçkıra hıçkıra ağlayın. Ve hatta duygusal dengesizlikleriniz için, zamanı geldiğinde özür dileyin. Sizi sevenler anlayacaktır.

Sizi sevenler de en az sizin kadar korkuyorlar

Belki daha da fazla... Size gülümserken bile içleri korku dolu. Çektiğiniz acının çok daha fazla olduğunu düşünecekler. Sizin öleceğinizi düşünerek sizsiz hayatı düşünmeye çalışacaklar. Ne siz onların, ne de onlar sizin geçtiğiniz yollardan geçebilir. Onlara zaman verin, anlamadıklarında affedin, sabırlı olabilirseniz olun. Unutmayın ki şu anda yanınızda olabilenler, köprüyü geçip tekrar gülmeye başladığınızda da yanınızda olacaktır.

Ölümcül olduğunuzu kabullendiğiniz anda kurtulmak için hazırsınız

Kurtulamama ihtimaliniz var, tıpkı kurtulma ihtimalinizin de olduğu gibi. İstatistiklere bakmayın. Siz farklısınız, size olanlar da kimseyle aynı değil. Sizin savaşınız bu, sizin dansınız. Kimse sizin ölümü düşünmenizi istemeyecek, ama size teşhis konulduğu andan itibaren ölümü düşüneceksiniz. Sakince kabullenin, sonra bütün enerji ve düşüncenizi bu savaşı kazanıp ölmeyeceğinize yönlendirin. Kazanacaksınız, bu dansın sonunda siz ayakta kalacaksınız. Moraliniz, alabileceğiniz en iyi tedaviden bile faydalı olacaktır.

Hemşire ve doktorlarınız sizi rahatlatan en büyük etken olacak

Eğer onların elinde güvenli hissetmiyorsanız, hemen doktorunuzu ve hastanenizi değiştirin. Onlara göre anlamsız soru olmamalı, onlar sizi sakinleştirmeyi bilmeli, onlarla herşeyin kontrol altında olduğunu hissetmelisiniz. Kimisi sonra sizin arkadaşınız bile olabilir hatta. Onlar bunu hergün görüp, hayatın en zor deneyimini bir derece katlanabilir hale getirmeye calışacaklardır.

Tedaviden sonra hayatınızda dengeyi yakalayacaksınız

Tedavi ile beraber dengeyi kurmaya çalışın:sağlıklı beslenme, yeterli uyku. Vücudunuzu dinleyin, meditasyon deneyin. Terapiste gidin, onlar deneyimleriyle size yardımcı olacaklardır. Konuşup paylaşmaktan çekinmeyin. Hayatta kalmaya çalışmanın duygusal ve fiziksel ağırlığının altında ezilmemelisiniz. Sesinizin değiştiğini farkedeceksiniz. Siz değişeceksiniz.

Başkalarına ilham vereceksiniz

Yıllardır görüşmediğiniz arkadaşlarınızla iletişime geçeceksiniz. Her emaile, mesaja, ziyarete değer verin. Kimi zamanlar bu mesajlar sizi hiç hayatınızda hissetmediğiniz kadar yanlız da hissettirecektir. Hastane odasında bunca mesaj, email ve ziyaretçi arasında kendinizi yapayalnız hissettiğiniz zamanlar olacaktır. Kendinizi sevin, ve başkalarının sizi ne kadar sevdiğini gorün,

Köprünün öbür tarafına geçtiğinizde inanmayacaksınız

Size kanseri yendiğinizi söylediklerinde inanmayacaksınız. Herkes sevinçten uçacak, siz hala acaba geri gelecek mi diye düşüneceksiniz. Yavaş yavaş bu düşünceler azalacak, ama kanser her zaman sizin bir parçanız olacak. Artık geleceği düşünmenin ne kadar komik olduğunu, ve aslında şimdiki zamanın ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız.

Hareket etmeye devam edin, verimli olun. Sizi kimin sevdiğini anlamış olacaksınız, çünkü onlar hala yanınızda olacak. Yeni sizi anlamayanlardan vazgeçeceksiniz, kendinizi suçlu hissederek. Ama artık her saniyenin ne kadar değerli olduğunu anlayacaksınız. Artık tanıdığınız en tutkulu insan olacaksınız. Bu tutkuyu daha iyi amaçlara yöneltin. Tekrar korkusuz olun.

Jeff Tomczek'e 27 yaşında kan kanseri teşhisi kondu. Şu anda 28 yaşında ve kanseri remisyonda.

EB

Kaynak:
http://www.huffingtonpost.com/jeff-tomczek/cancer-advice_b_1628266.html



Hiç yorum yok: