Kanseri Duyunca… --Klinik Psikolog Zeliha Eren

Bu yazıyı yazıp yazmamak arasında çok kararsızdım. Sonrasında bu süreci paylaşırsam birilerine faydam dokunur düşüncesi ile yazmaya karar verdim.
Aile dostumuzun kızına iki ay öncesinde kanser teşhisi konuldu. Herkes için şok edici bir haberdi. Zorlu bir tedavi süreci yaşadılar. Şu an tedavisi bitmek üzere ve sonuçlar çok sevindirici.
Neler oldu bu süreçte?
“Neler oldu bu süreçte?” sorusunu ben kendi penceremden anlatacağım. İlk duyduğumda önce idrak edemedim. “Yok canım bir hata vardır ve anlaşılacak” gibi saçma bir düşünce içindeydim. Böyle haberleri duyunca her zaman üzülüyorum ancak buradaki fark hastalık haberinin altı aylıktan beri tanıdığım ve hayatımın önemli bir parçasına sahip biri ile ilgili olmasıydı. Önce ne yapacağımı bilemedim. Hatta telefon bile edemedim. Bu habere alışmaya çalışırken zaman geçiyordu. Annemler arayıp “ne zaman aramayı ya da gelmeyi düşünüyorsun” diye baskı yapmaya başladılar. Derdim onunla karşılaşınca güçlü görünmekle ilgili olduğu için ilk karşılaşmaya kadar doya doya ağladım. Baktım ki geçmiyor onu görmeye gittim. Karşılaşınca da iyi ki gittim dedim. Ona güçlü duruşu için teşekkür ediyorum. Birbirimize sarıldık ve ağladık. Güçlü durma derdimin ne kadar anlamsız olduğunu fark ettim. Yanında olmak ve ben buradayım demek her şeyin önüne geçti. Zorlu bir süreç yaşayan sevdiklerimiz için ilk yapacağımız şey yanında olduğumuzu hissettirmektir.
Duymak ve yaşamak çok farklı şeyler. Doktorlar süreci anlatmışlardı ancak kimse sürecin bu kadar zorlu olacağını tahmin etmemişti. Özellikle bir genç kızın saçlarının dökülmesi ve bununla mücadele edebilmesi çok güç isteyen bir süreçti. Neler yaşayacağını ayrıntıları ile doktorundan öğrendi. Çok zorlandı, çok üzüldü ama neler yaşayacağını bilmek bu zorlu süreçle daha güçlü mücadele etmesinin destekledi. Yaşayacağı bir çok şeye hazırlıklıydı. Bu süreçte ben kanserle dans sayfasında kemoterapi ile ilgili yazıları onlarla paylaştım. Tedavi süreci zorlu geçti ve tamamlanmak üzere. Teşhisten sonra kemoterapi sürecinde neler yaşayacaklarını önceden bilmenin onları daha güçlü bir hale getirdiğini gördüm.
Bu süreçte hasta yakını olarak ben neler mi yaptım? Sürekli iletişim halindeydik. Her gün telefonla aradım ve uygun olduğu zamanlarda onunla konuştum. Bu arada annesi de benim arkadaşım olduğu için ona da elimden geldiğince dinleyerek destek oldum.  En büyük desteğim sanırım rutinlerine dönme konusunda verdiğim destekti. Hastalık tabiki hayatlarını değiştirecekti. Ama ilk zamanlarda hiçbir şey yapmayıp yalnızca hastalık ile ilgileniyorlardı. Bir konuşma arasında bu sürecin uzun olduğunu ve bu şekilde her şeyden elini ayaklarını çektiklerinde enerjilerinin biteceğinden bahsettik. Duruma biraz daha alıştıktan sonra hastalıkla birlikte normal hayatlarına dönmeye başladılar. Kemoterapi haftası hariç evdeki düzenin tekrar oluşması için çaba gösterdiler. Ve herkesin söylediği bunun onlara çok iyi geldiğiydi. Kemoterapi uzun ve zorlu bir süreç. Bu süreçte herkesin enerjisini dikkatli kullanması gerekiyor.  Hastalıkla birlikte rutin hayatı elinizden geldiğice devam ettirebilmek ruhsal enerjinizi koruyacaktır.
Bu dönemde kaygılar çok artabiliyor. Daha önceki yazımda bundan bahsetmiştim. İyi niyetli olarak herkesin hastalıkla ilgili söyleyebileceği bir şeyi mutlaka oluyor. Evet, paylaşımlar iyi niyetli ancak gözlemlediğim bir şey bu tarz paylaşımların hastanın ve birinci dereceden yakınların kaygılarını arttırdığı yönünde. Tabiki bir şeyler paylaşacaksınız; sinemadan, tiyatrodan, kitaplardan yani hayattan bahsedin. Bu paylaşımlar onların rutinlerine dönmelerini destekleyecektir. Hastalıkla ilgili konuşulduğunda da dinlemekten daha etkili bir yöntem olduğunu düşünmüyorum. Onların hastalıkla ilgili kaygıları ile baş etmek için kullandıkları yöntem ise kafalarına takılan her şeyi not edip doktorlarına sormak oldu. Bu yöntemin kaygıları ile baş etmede onlara yardımcı olduğunu düşünüyorum.
Hepinize bu zorlu süreçte kolaylıklar diliyorum. Bir sonraki yazının konusunu sizin talepleriniz belirlerse çok sevinirim. Görüşmek üzere…
Zeliha EREN / Klinik Psikolog

Hiç yorum yok: