Terminal Dönemdeki Hastalara ve Aileye Destek

İngilizcede bir terim var 'odadaki fil' 'elephant in the room'. Koca fili odada herkes görüyor ama  herkes görmezden geliyor, konuşmuyor.

Bu çeviriye bir okuyucumuzun isteği üzerine başladım, bitirmek uzun sürdü. Başlayıp yarıda bıraktım çünkü ölümden bahsetmek zor, tabu bir konu. Ölümün adını anmak, olasılığını konuşmak bile korkutucu çogumuz için.


Oysa ölümü kabullenmek hayattan vaz geçmek demek değil! Aksine ölümün yakınlığını bilmek son nefesine kadar dolu dolu yaşamaya teşvik ediyor insanı. O yüzdendir ki ciddi bir hastalık sonrası ölümü ensemizde hissettiğimizde yaşama daha sıkı sarılıp kıymet bilir oluyoruz.

12 senedir burada (Amerika’da) yaşıyorum daha önce hiç görmediğim şeyleri gördüm; veda partileri düzenleyen insanlar tanıdım mesela. Terminal hastalığa sahip insanların yaşamlarını kutlamak için aile ve sevenleriyle bir araya geldiği. Göz yaşı ve kahkaha ile dolu ve söylenilmeyen hiçbirşeyin kalmadığı.

Sevdiklerinin elini tutup gidebilirsin seni seviyorum diyen aile bireylerine tanık oldum.

Acıyı hafifletmiyor belki ama hazır hissedenler için huzur verici ve ilişkileri tamir edici olabiliyor bazen "odadaki filden" bahsetmek. Her zaman söylediğim gibi su kendi yolunu buluyor. Herkes kendine uygun olanı seçmeli buna konuşmamak da dahil.

Bu bilgiler Mayo Kliniğin sitesinden özellikle terminal hastaların yakınındakilere yol gösterici olması için hazırlanmış. Belki sizi düşündürecek, biraz daha anlayış sağlayacak.


Önemli olan siz ve sevdiğiniz için neyin yardımcı olacağı ve huzur vereceği.

Ebru



Nasıl yardım edebilirim?

Sevdiğinize, endişelerini ve onu dinlemeye istekli ve hazır olduğunuzu bildirin, varlığınızın ve yanında olmanızın değerini asla küçümsemeyin. Hiçbir şey yapamıyor gibi gözükseniz bile varlığınız çok önemli bir mesajdır.

Terminal dönemdeki hastaların yaşadığı tipik bir süreç var mıdır?

Ölümün bilimi yok. Terminal hastalığı olan birinin ölümü kabullenmek için metodik bir süreçten geçeceğini varsaymayın. Düşündüğünüz şekilde gerçekleşmeyebilir.
Kabullenme ve intibak yas sürecinin en arzu edilen kısmıdır — hayatın son anına kadar dolu dolu yaşamayı öğrenmek ve aynı zamanda terminal bir hastalığı kabullenmek. Sevdiğiniz kişi bunu kabulleniyor mu? Ölümü kabullenmenin doğru ya da yanlış bir tek şekli yok.

Yaklaşmakta olan ölümü inkar eden sevdiğinize nasıl yardım edebilirsiniz?

İnkar önemli bir başa çıkma mekanizmasıdır. Sevdiğiniz, belki gerçeği kabul etmek, kontrolü kaybetme hissi korkutucu ve bunaltıcı olduğu için bu süreci yaşıyor olabilir. Bazen inkar doğal bir koruma yöntemidir ve gerçeği yavaş yavaş kabullenme imaknı verir.

Bu sevdiğinize zarar vermediği sürece – örneğin acı verici ve tedavi değeri olmayan yaşam kalitesini düşüren terapiler – inkar her zaman kötü olmayabilir.

Sevdiğiniz kişi acı çekmekten, vücut fonksiyonlarının kontrolünü kaybetmekten, beynini, bağımsızlığını yitirmekten korkuyor olabilir. Belki ailesine yük olduğunu ya da onları hüsrana uğrattığını düşünebilir.

Sevdiğim için başka ne yapabilirim

Onları yaşam öykulerini hikayelerini paylaşmaya teşvik edebilirsiniz. Bu anıları paylaşmak ve konuşmak hayatlarının önemini ve hatırlanacağını bir kez daha tasdik etmeye yardımcı olur. Sevdiğinizin hatırası için bu konuşmaları kayıt edebilirsiniz.

Sevdiğiniz kişinin hastlanmadan önceki ile aynı kişi olduğunu unutmayın. Hala aynı ihtiyaçları, arzuları ve ilgileri olan.
Sevdiğinizin yanıbaşında olmanın önemi

Sevdiğiniz kimsenin yanı başında olmak – kendinizi çaresiz ye güçsüz hissetseniz bile -- onlara güç ve huzur verecektir. Bu ayrıca onların ağrı ve diğer semptomlarına zamanında müdahele edilebilmesine yardımcı olacaktır. Onlara manevi olarak da (dua vs.) destek sağlayabilirsiniz.

Ama bunun yorucu bir şey olduğunu unutmayın. Ara vermeye, yeterince yiyip içmeye ve başkalarindan yardım kabul etmeye açık olun.


Unutmayın ki son nefesini verirken sevdiğinizin yanında olmanız mümkün olmayabilir. Ölümün zamanlaması kontrolümüzde değil.

Sevdiğinize gidebileceğini söylemeniz uygun olur mu?

Eğer sevdiğiniz kişinin sizin için hayata tutunmaya çalıstığını düşünüyorsanız onlara gidebileceklerini söylemeniz ve onları bırakmanız uygun olabilir.

Yas yaşayan kişilere ne gibi önerileriniz olabilir?


Yas sevmenin çok doğal bir tepkisi ve kayıp hissi dalga dalga yaşanılan bir histir. Bazen duygular en küçük işleri bile zorlaştıracak şekilde bunaltıcı olabilir. Bu doğaldır. Hayatınızın sonuna kadar birşey yapamayacak olmanız anlamına gelmez.


Bu sadece şu anda acınızı yaşamaya ihtiyacınız var demektir. Bazen yas daha sevdiğiniz hayatta iken bile ya da alışılagelmiş roller değiştiğinde de başlayabilir.


Eğer yas normal hayatınızın akışını etkilemeye devam ediyorsa profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.

Suçluluk duygusu yaşayan insanlar ne yapabilir?

Sevdiğinizin kaybından sonra acaba yeterlimiydim ya da doğru şeyleri söyledim mi diye sorgulayabilirsiniz kendinizi. Suçluluk duygusuda yas tutmanın bir parçasıdır. Genellikle zamanla suçluluk yerini huzur hissine bırakır. Eğer baş etmekte zorlanıyorsanız profesyonel yardım isteyin.

Sevdiğinize duygusal ve manevi destek için onu hislerinden ve korkularından konuşmaya teşvik edin. Unutmayın bazen aile haricinde biriyle bu korkulardan konuşması daha kolay olabilir, örneğin bir danışanla.

Kanser kelimesi bile arzu edilmeyen duygu ve korkuları gündeme getiren bir sözcük. — sizin ya da etrafınızdakilerin yaşayabileceği duygular.


Hepimiz bir gün öleceğimizi biliyoruz. Sadece nerde nasıl ve ne zaman olacağının bilgisine sahip değiliz. Ama bu durumla korkarak başa çıkmak yerine yaşamın her anına odaklanıp, ölüme şefkat ve sevgi ile yaklaşmayı deneyebiliriz, kendimiz ve sevdiklerimiz için.

Doğru pekçok insan ölümden bahsetmek istemiyor ama içinizde huzur bulmak için belki aşağıda belirtilen önerilerden faydalanabilirsiniz:

Hayatınızdaki pozitifler üzerine odaklanın; köklü değerlerinizde güç bulun.

Sizin için önemli şeylere yoğunlaşın (hayattayken ve sonrası icin)

En özel ve önemli anılarınızı hikayelerinizi yazarak aile ve arkadaşlarınızla paylasin.

Arzu ettiklerinizi yazın (cenaze planlamasından, kime neyi vermek istediğinize kadar)


Kaynak:

http://www.mayoclinic.com/health/grief/CA00041

Hiç yorum yok: