Ben bu müthiş anne
ve kızın resmine ve ifadelerindeki güzelliğine bakıp bakıp durdum uzun bir süre.
Her kelime, her ifade yüreğime dokundu. Bu güzel sevgiyi bizimle paylaşan
sevgili Gözde’ye çok teşekkür ediyorum.
O güzel sevgi dolu,
yardımsever eşşiz anneyi, Esma teyzeyi tanıyamadım belki ama kendimi o sevgiye
tanık hissettim.
Sevgiyle
ebru
Sevgili Kanserle
Dans Ailem,
Bu satırlar annemin olmadığı ilk anneler
gününde sizlere umut ışığı olması amacıyla yazılmıştır. Omzuma konan melek
annemle yazdık o ışığını tuttu ,ben klavyenin tuşlarına dokundum sadece…. Annem, mücadeleci, yardımsever, eşsiz insan 1
ay önce aramızdan ayrıldı, 10 ay boyunca
kanserle dans etti. 10 ay boyunca pes etmedi. Aramızdan maalesef ayrıldı,
çünkü hastalığının tıbben çözümü yoktu ama o
doktor ve hemşirelerin mucize Esma Teyzesi oldu, son anına kadar hep
gülümseyerek dansına devam etti. Onunla ben de dans etmeyi, hayatı tekrar
algılamayı, her inişin tekrar bir çıkışı olabileceğini öğrendim ve ne olursa
olsun pes etmemeyi…
Haydi dansçılar nefeslerimizi alalım ve ilk
adımımızı öğrenelim.
ADIM1:GERÇEKLERİ
KABULLEN
Evet gerçekten zor bir adım,i lk adımı ben
öğrendim Kulak çınlamaları,baş dönmesi, kabullenememe, mide bulantısı,ağlama
nöbetleri anneye nasıl söylerim kabusları, uykusuzluk hezeyanları,babaya destek
olma ,neyapacağını bilememe,notaların hep’ do’ sesinde kalması ve zamanın
durduğunu hissedip boşlukta yalpalama. Mücadele edebilmemiz için kabullenmeli
ve ilk adımda sağlamca yere basmalıydık. Doktoru gerçeği söyleme
taraftarıydı, yoğun kemoterapi alacağından annemden bu saklanmamalıydı. Hem
saklasak bile annem ‘Lösev’e yıllarca yardım yapmış,eve gönderilen dergileri
okuyan araştıran bir insandı.Nasıl saklardık? Annem için önemli olan teşhisin
biran önce konulması ve ona yönelik tedaviye başlanmasıydı. Bu sürede birkaç
psikologla görüştüm onların fikirlerini aldım, babamla eşimle, doktoruyla
konuştuk ve anneme konulan teşhisi ve nasıl bir tedavi yolu izleneceğini
anlattık. Annem,korktuğumuz gibi karşılamadı bir an önce tedaviye başlayıp evine
gitmek istiyordu.Dansa hazırdı ilk adımı ona gösterdim şimdi diğer adımlara
deçmeliydik.
ADIM2:PARTNERİNE
DESTEK OL
Doktoru kemoterapiye 2 gün içinde
başlanacağını, bu sürecin çok riskli olacağını, alabileceğimiz önlemler, dikkat
etmemiz gereken psikolojik ve fiziki durumlardan bahsetti. Güçlü bir partner
olmalıydım. Bir psikologdan randevu alıp bu süreçte neler yapabileceğim hakkında
bilgi edinmeye çalıştım bazı kitaplar, okuduğum makaleler de bana destek oldu. Psikolog
bana gevşeme, nefes egzersizleri gösterdi bunları beraber annemle yapmamızın
ikimiz için de faydalı olabileceğini belirtti. Hemen bir kitapçıya gittim
rahatlama olumlama egzersizleri olan kitaplar ve cdler edindim. Olumlama, olumlu
düşünmeye dair bilgiler topladım...Bir arkadaşımdan’ R2 enerjisi aldım
,hastanede, annemin enfeksiyon almaması için aile bireyleri dışında kimseyi
almıyorlardı olsun, bu çalışmalarlaı daha önceden de kısmen ilgilendiğim için
anneme ben uygulayabilirdim. Kitaplardaki sağlığa yönelik olumlama cümlelerini
büyük harflerle annemin sevdiği renklerdeki kartonlara yazıp hastane odasında
görebileceği heryere astım. Annem denizi çok sever deniz manzaralı resimler
artık gri renkteki odasının duvarlarına mavilik katıyordu. Doktor ve hemşireler
benim tiyatrocu olduğumdan dolayı sanırım biraz olsun tuhaf olduğumu
düşünüyorlardı. Kemoterapi süresince günde 2 defa sağlığa ve iyileşmeye yönelik
olumlama cümlelerini ben okuyor, annem de tekrar ediyordu. Ellerimle annemin
ağrıyan yerlerine enerji vermeye çalışıyor nefes ve gevşeme egzersizlerini
hergün yapmaya çalışıyorduk. Annem de ben de inançlı insanlarızdır. Dua kitabimız
hep yanımızdaydı. Saatlerce annem ve tüm hastalar için dua okuyor umudumuzu hiç
kaybetmemeye çalışıyorduk.
ADIM
3: ADIMLARDA ZORLANMA
Kemoterapi, doktorun da söylediği gibi
etkilerini göstermeye başlamıştı. Annem sürekli kusuyor, birşey yiyemiyor,ateşi
artıyor, kalp ritmi yükseliyordu. Bir gece ateşi inanılmaz arttı, nabzı da daha
önce hiç olmadığı kadar yüksekti, annem yatağını sallayacak şiddetle
titriyordu. Dansta böyle bir adım var mıydı?
Kimse bu adımların bu kadar sert olacağını
bana söylememişti.Annem ateşten titrerken onun serin sularda yüzdüğünü, bu
suların ona şifa verdiğini ,derin nefes alıp vermesini söylüyor, sürekli güzel
,sevdiği şeyler düşünmesi için onu motive etmeye çalışıyordum.Hastanenin
koşullarından ötürü az sayıda olan hemşirelerin annemi ihmal etmemeleri için kantinle annemin odası arasında adeta
mekik dokuyordum.Yemek yemek onun için bir kabustu. Çocukken bana yedirdiği
gibi her lokma için ‘’bu lokma da falanca için, yemezsen çok üzülür anneciğim’’
,’’hadi bu lokmayı da sakız gibi tadını çok önemsemeden çiğneyelim ‘’diyordum. Tatlı
annem de beni kırmamak adına gözyaşları içinde lokmaları yutmaya çalışıyordu. Odasının
tuvaleti benim sığınma yerimdi. Ümitsizliğe düştüğüm anlarda gözyaşlarımı
akıtıyor, sonra gözlerimi silip annemin yanına dönüp ellerini sıkıca tutuyor ve
ona ilham olması için mücadeleci insanların hikayelerini okuyor hastanede
duyduğum iyileşme hikayelerini ona anlatıyordum.
ADIM4:DESTEK
DANSÇILAR
Bu süreçte babam,eşim ve dostlarım,hasta
yakınları en büyük destekçilerimizdi. Düşme noktasına geldiğimizde birbirimizi
kaldırıyor, dansımıza devam etmeye çalışıyorduk. Herkesin dansı farklıydı ama
mücadelemiz hep aynı sevdiklerimize umut ışığı olabilmek. Sürekli araştırma
halindeydim bu hastalığa yakalananlar, tedavi şekilleri, alternatif
yöntemler, destekleyici tedaviler.Sonra Kanserle Dans ailesini keşfettim sizin
yazılarınız benim için klavuz oldu, yalnız değildik. Anneme kurduğunuz
sitesindeki bilgi ve paylaşımları okuyor yeni bilgiler öğreniyordum. Farklı
koşullarda birsürü dansçı,Tek hedef vardı ne olursa olsun dansa devam!.
ADIM5:DANSTA
İLERLEME
İlk kemoterapi binbir zorlukla
bitmişti. Ancak kemoterapinin yan etkilerinden dolayı annemin vücudundaki
enfeksiyon bitmek bilmiyordu.Olumlama çalışmalarına, gevşeme egzersizlerine
devam ediyorduk. Annem artık bu cümleleri ezberlemişti ben olmadan da sürekli
yapıyordu. Sizin sitenizde okuduğum alkalin oranı yüksek sulardan anneme
sürekli taşıyor onunla beraber karşılıklı litrelerce su içiyorduk. Her okuduğum
bilgiyi doktoruyla paylaşıyor anneme beslenme açısından neler yapabileceğimizi
soruyordum.Ancak annem nötropenik dönemde olduğundan yiyeceği şeyler kısıtlıydı
ve buna çok dikkat etmemiz gerekiyordu. Annemin hastalığından olan hastaların
yakınlarıyla sürekli bilgi alışverişinde bulunmaya çalışıyor, isteyenlere
enerji vermeye çalışıyor, iyileşme hikayeleri anlatıyordum. Duyduğumuz güzel
haberler neşe kaynağımızdı. Hastane kapısında umutsuzca ağlarken hiç
tanımadığım sadece bir kere gördüğüm insanların sözleri, destekleri okuduğum
onlarca kitaba bedeldi. Ben de onlara umut ışığı olmalıydım annem bir yandan
diğer odadaki kaderdaşları için de endişeleniyor, onların iyileşmeleri için
sürekli dua ediyordu. Dansta ilerleyenlerin haberlerini neşeyle alkalinli sularımızı içerek
kutluyorduk. Kattaki hastalara aldığım melek biblolar sahipleriye beraber evlerine gidiyor biz de
sıranın bize gelmesi umuduyla dualarımıza devam ediyorduk.Nihayet mutlu haber
gelmişti annem remisyondaydı. Eşimle doktorun kapısının önünde güzyaşlarının
yerini mutluluk çığlıkları almıştı. Dansta ilerlemiştik evimiz bizi bekliyordu. Evimizde
dansımıza özgürce devam edebilirdik.
ADIM6
DANSTA DURAKLAMA
Ev hayatında belirli kısıtlamalara devam
ediyorduk. Annem gene kalabalık yerlere girmeyecek, sınırlı sayıda kişiyle
görüşecek nötropenikbeslenme ve temizlik kurallarına dikkat edecekti. Sadece
evin yakınınıdaki parka gidiyor, güneş ışığından faydalanmaya çalışıyorduk. 1
aylık hastane sürecinden sonra bu bizim için adeta cennetti. Evde
egzersizlerimize devam ediyorduk. Annemin telefonla özgürce özlediği dostlarıyla
konuşması onun için büyük moral kaynağı oluyor, onun mutluluğuyla biz de mutlu
oluyorduk. 1 hafta sonra annemin kontrolü vardı, sonuçları bekliyorduk. Doktor
sadece babamı görüşmeye çağırdı. Babam eve geldiğinde annem duymasın diye
fısıltıyla konuşuyorduk. Maalesef annemin remisyonu kısa sürmüştü. Doktoru aynı
yoğun kemoterapiyi vücudunun kaldıramayacağını başka bir tedavi şeklinin
uygulanacağını babama bildirmişti. Doktorun kapısında soluğu aldım. Çıktığımda
çaresiz, tükenmiş ve umutsuz bir dançının yansımasına hastane tuvaletinin
aynasında bakarken buldum kendimi..
Ağlamalarımı gören bir hanım beni omuzlarımdan sarstı ‘’Ben de
kanserim ne olursa olsun vazgeçmek yok
annenle en güzel günlerini geçir’dedi’. Nasıl yapabilirdim ki..Doktoru bana
sadece hafif dozlu kemoterapi uygulayacaklarını, anneciğimin asla remisyona
giremeyeceğini, sadece yaşam süresini uzatmaya çalıştıklarını söyledi. Doktordan
ayrıldığımda nerelerde yürüdüğümü hatırlamıyorum .Kendimi İlahiyat Fakültesinin
kapısında buldum. Bir sese, bir mucizeye o denli ihtiyacım vardı ki. Dekan Bey
hemen odasına aldı, benimle müşfik bir ses tonuyla konuşup, din psikologu bir
hanımefendinin numarasını verdi, onunla konuşmamın bana iyi geleceğini söyledi.
Daha sonra metrodaydım bilet aldığım memura annem için dua edin diye
ağladığımı hatırlıyorum.Araştırmalar, farklı doktorlara gidişler,yapılan
olumsuz konuşmalar, çıkışta ağlamalar, yurtdışında doktorlara ulaşma çabaları,
okumalar ,ilaç firmalarıyla görüşmeler,anneme gerçeği söyleyememe, ama hep dansa
devam.!! Bu süreçte annemin 28 günde bir kemoterapisi devam ediyordu.Aynı
zamanda haftanın 3 günü hep hastanedeydik.Sürekli kan değerleri kontrol altında
tutuluyor.haftada 2 gün trombosit veriliyordu. Artık telefon defterime
isimleri’’….kan’’ diye yazıyordum. Ne olursa olsun canım annem, kolunda iğne
yapılacak yer kalmasa bile yüzünde hep gülümsemeyle hemşirelerle
konuşuyor,onlara espiriler yapıp, gülümsemeye çalışıyordu. Doktorunu çok
sevdiğini söylüyor onun dediklerine
harfiyen uyuyordu. Bu süreç nasılsa geçecekti, doktoru bile onun inanılmaz
enerjisine ve azmine hayrandı.’’ 3m’’adı verilen maskeyi evden her çıktığında
takmak zorundaydı. Maskeyi fil hortumuna benzetip dalga geçebilmekten başka
şansımız yoktu. Tek lüksümüz doktoru beklerken içmesine izin verilen bir bardak
çaydı.. O çay yanında bir şey yemesine izin olmasa da bize ne tatlı gelirdi.
ADIM 7 DANSTA MUCİZE
Birgün dayanılmaz
karın ağrılarıyla annemi gene hastaneye yatırmak zorunda kaldık. Gene diyorum
çünkü bundan önce de birçok kez
enfeksiyonlardan dolayı yatmak zorunda kalmıştı. Barsak enfeksiyonu
olmuştu. Doktoru bizi çağırararak ağır bir antibiyotik tedavisi verileceğini ama
bunun işe yarama ihtimalinin milyonda bir olduğunu, drenaj uygulanabileceğini
ama bu sefer de enfeksiyondan kaybedeceğimizi, kendimizi hazırlamamız
gerektiğini söylediler. Biz bu ağır dansı da öğrenir ,yüzümüzün akıyla çıkardık
.’’ Bunu da başaracağız’’ diye gözlerimizin içine bakıp birbirimize söz
verdik. Kitabını okuduğum ünlü yabancı bir yazarın enerji tekniğini öğrenip
annemde uygulamaya başladım. Ayrıca olumlama ,gevşeme çalışmalarımızı hiç
bırakmadım. Hergün ellerimi annemin,ağrıyan karın bölgesine koyup dualar,
olumlama, şifa cümleleri okuyordum!. Tanıdığım herkesten
annem için dua istiyordum. Bu süreçte bir defter edindim, hergün annemin
iyileştiğine dair cümleler yazıyor, iyileştiğinde yılbaşında beraber
olduğumuzun resimlerini çiziyor, neler yapacaklarımızı cümle cümle
yazıyordum. 20 gün sonra doktorlar ilk kez neşeyle odaya girdiler. Annemin barsak
enfeksiyonu geçmişti. Onlar da bunun nasıl olduğuna anlam veremiyorlardı. Bu
milyonda bir mucizeydi! Evet mucizeler vardı ve biz inancımızı kaybetmemiş ve
başarmıştık.Annem deftere yazdığım tarihte eve çıktı. Annemin yaşadığı durum
hastanede konuşuluyor, tanımadığımız doktorlar odamıza uğruyordu.
SON
DANS:
Annem 3 ay daha hastalığına
direndi... Mucizelerin kadını annem maalesef tıpta onun yaş grubu için daha
çözümü bulunamayan bir kanser türünden dolayı burada değil. Sonradan doktorunun
bize söylediğine göre aslında ilk haftalarda birçok hasta maalesef bu
hastalıktan yaşamını yitirebiliyormuş. Bu süreçte hiç pes etmedik. En zor
adımları elele öğrenmeye çalıştık. Yoğun bakımda bile hala ona enerji verdim, o
konuşamasa bile eleri sımsıkı avuçlarımda beni dinleyerek dansına devam etmeye
çalıştı. Gözlerindeki inanç hiç kaybolmadı ve tek bir gün bile pes etmedi.
Bu satırları okuyanlar sizden isteğim ve
eminim annem de bunu söylerdi.’’İçinizdeki umut ışığını asla kaybetmeyin’’
Bu süreçte annemle bir yolculuk yaptım, kendimi,
annemi, hayatımı tekrar keşfedip anlamlandırdım. Sadece kendimiz için değil,
başkaları için de iyi birşeyler yapmanın aslında hayatta mutluluğun tek anahtarı
olduğunu keşfettim. Hatırlayamadığım bir filmden tam hatırlayamadığım bir söz
vardı, şöyle diyordu sanırım aktör ’’Hiç dayanamayacağını sandığın anda direnirsen
hayatında çok şey değişecek’. Ben buradayım sevgili dansçılar, bir partnere
ihtiyacınız olursa yanınızdayım. İnanıyorum siz ne adımlar atacak,ne figürler
yapacaksınız.
Ve benim melek yüzlü ,yardımsever, cesur
annem, bugün yanımda olamasan da senin öğrettiklerinle ben dimdik hayattayım, son
nefesime kadar hep insanlara umut ışığı olmak istiyorum.
Gözde
Baytaş
2 yorum:
Gözyaşları içinde okudum,kahroldum,sanki seninle yaşadım herşeyi.Sol yanım çok acıyor Gözdem...
Allah rahmet eylesin güzel annenize.
Ne kadar güçlü bir duruşunuz var, tebrik ederim.
Yorum Gönder