İçimizden Biri Saime Soyarslan --Röportaj: Özge Arpaguş

Ne diyeyim. Asıl güç ve cesaret veren örnekler bizim içimizde, tıpkı bu röportajı yapan Özgemiz ve konuk olan sevgili Saime gibi.
Saimecim, kanser teşhisi nasıl konuldu? Öğrendiğinde ne hissettin?
Yıllardır benimle olan nodüllerimi kontrol ettirmek için hastaneye gittiğimde biyopsi yapıldı. Biyopsi sonucumu aldım, değerlendirmek üzere doktorun yanına giderken rapora baktım, koyu renkli bir cümle vardı. Merdiven ayaklarımın altından kaymıştı, zaman durmuştu sanki.

-Bu hastalık neleri değiştirdi hayatında? Olumlu ve olumsuz...
Çok şey öğrendim…
Öğrendim ki, hayatta uzun vadeli planların o kadar da anlamlı değilmiş, sağlığın sıkıntılıysa hiçbir şeyin tadı yokmuş.
Öğrendim ki, zor zamanlar hayatındaki kaliteli insanları ayırmak için gerekliymiş.
Öğrendim ki, üniversite mezunları dahi kanserin bulaşıcı olduğu gibi bir yanılsamadaymış.
Öğrendim ki, su yüzüne çıkmak için iyice dibe vurmak ve o kuvvetle yükselmek gerekiyormuş.

-Çevrendekiler nasıl tepki verdi? Hem uzağındaki hem yakınındakiler?
Ailem çok üzüldü, inanamadılar. Başka doktorlara hastanelere koşmak istediler. Aslında tek amaçları bunun bir yanılma olduğu duymaktı, ama olmadı. Arkadaşlarım ise güçlü durmayı başardılar gibi, ama gözlerinde hep “Ne çektin be Saime” ifadesi vardı. Bulaşıcı olduğunu sanıp uzaklaşanlara da maalesef şahit oldum. Bu hastalıkla beraber hayatımdan çıkarmam gereken insanları da böylece görmüş oldum, bir nevi temizlik oldu.

-Bu sürecin en büyük zorluğu neydi senin için? Sana ne yardımcı oldu?
Kanser olduğumu öğrendiğimde üniversite son sınıftaydım. Hastalığın zamanlaması olmazdı tabi ama en yoğun dönemimdi. Kanser olmanın verdiği bir yenilmişlik duygusu vardı ve okulumu uzatarak bu duyguyu büyütmek istemiyordum. Ameliyat oldum, okulumu bitirmeye karar verdim. Okulumu bitirmek içinde yaşamam gerekiyordu. Önce tedaviyi reddettim ve ailemden kararıma saygı duymalarını istedim.. Yapı olarak kararlı biriyimdir, bir kararı enine boyuna düşünüp veririm ve sonra da arkasında sonuna kadar dururum. Bir akşam annem yanıma geldi, gözleri yaşlı ve dedi ki “ benim için tedavi ol”. Düşündüm, düşündüm, dedim ki  “annem için” yapacağım. Tedavi olmaya karar verdim. Radyoiyot tedavisinde yüksek doz radyasyon almak bünyemi sarstı, ama hastanede sineklerin bana yaklaşmadığını görünce durumla dalga geçersem daha iyi olacağını düşündüm.
-Nasıl bir destek gördün? Sana yardımcı olan kişiler, felsefeler, olaylar oldu mu?
Annemin sayesinde tedavi olduğum için en büyük minneti ona borçluyum. Bir kanserlinin günlüğü isminde  bir ajanda yaptım kendime, yazdım bol bol. Ne zaman bunalsam bu resme baktım ve dedim ki “kurbağa’dan feyz al!“
 
Asla Umudunu Yitirme!
-Kanserle dans ailesine mesajın...
Böyle bir aileyle tanıştığım için çok mutluyum. Bir arada olursak kanseri ve etkilerini daha kolay yenebiliriz. Tıpkı bu resim gibi:
 

Melih Cevdet Anday’ın dediği gibi:
….
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.

Hiç yorum yok: