Siz de zaman zaman benim gibi hissediyor
musunuz bilmem? Yaşamda gelişip hep
iyiye gittiğimiz, ilkbahar mevsimlerimiz olur.
İçimizin çoşkuyla çiçek açtığı..bazen
de kuruyup dağılan yapraklar gibi hissettiren, kendimizi başarısız hissettiğimiz, her şeyin ters
gittiği ve üst üste geldiği sonbaharlarımız, kışlarımız.
Size
kendi içsel yolculuğumu içtenlikle aktardığımı biliyorsunuz. Biz farklı değiliz aslında, insan olarak
benzer duygular ve düşünceleri paylaşıyoruz, mevsimlerimiz farklı da olsa..
Kendi özüne doğru yapılan yolculuğun zaman
zaman yorucu, keyifsiz olabileceği konusunda uyarılar almıştım aslında; Diyordu ki sana meydan okuyan olaylar
yaşarsın, bazen senin başına gelir bazen de yakınında değer verdiğin
insanların. Ancak sen iyi hissetmek
yerine hissetmekte iyi olursan, bu senin ruhsal olarak genişlemen, büyümen için
fırsatlardır.
Zihnimizin ” iyi” diye yargıda bulunduğu ister bir ilişki, ister bir mal, ister
toplumsal bir rol, bir yer veya fiziksel bedenimiz olsun; ona bağlı bir kimlik oluşturduğu için mutlu
olur, iyi hisseder.
Bu yaşamda hiçbir koşul sonsuza kadar
kalıcı değil aslında. “Bu da geçer”
deriz ya hani, çok doğru. Sizi geçmişte mutlu eden bir durum artık bir
mutsuzluk sebebi olabilir. Kimliğimizi dayandırdığımız özdeşleştirdiğimiz bir durum
yokolduğunda, ya da değiştiğinde zihnimiz bunu kabullenmekte zorluk çeker. Bu
bir kolun, bacağınızın koparılması kadar acı verici olabilir.
İnsan doğası bu durumda olumsuz
diyebileceğimiz bir içsel dirence geçer. Sinirlenme ya da sabırsızlık, şiddetli
öfke, moral bozukluğu ya da küskün bir içerleme ile depresyona kadar götüren
bir umutsuzluk durumu yaşanır.
İnsan egosu bu duygularla koşullarını
kontrol edebileceğine inanır. Bilinçaltı düzeyde ona yapışır, üzgün, öfkeli,
haksızlığa uğramış kişi kimliğine sıkıca yapışır.
Bu saptamalarımız doğru da olsa bu
olumsuzluktan, ruhumuzdaki karanlık kış günlerinden nasıl içimizde baharı yaşatmaya
geçebiliriz. Bilinç düzeyimizde bir değişimden kaynaklanmadan yaptığımız
değişimler işe yaramayacaktır.
Echart Tolle Şimdinin Gücü uygulama
kitabında bunun için bir çözüm öneriyor:
“Her ne zaman içinizde olumsuzluğun
yükseldiğini hissederseniz; buna ister bir dış etken, ister bir düşünce neden
olsun, onu, DİKKAT. ŞİMDİ VE BURADA.
UYAN.”diyen bir ses olarak görün.
En hafif sinirlenme bile önemlidir. Onun
kabul ve tasdik edilmesi, ona dikkat edilmesi gerekir; aksi takdirde
gözlenmeyen tepkilerin giderek artan bir birikimi olacaktır.
Sonuç olarak içimizde olumsuz duygular
hissettiğimizde onları içimizde tutmanın hiçbir amaca hizmet etmeyeceğini idrak
ettiğimizde onları bırakabiliriz. Tümüyle bırakamasak bile inkâr etmeden,
savaşmadan sadece orada olduklarını kabul etmek ve hislerimize dikkatimizi
vermek bile işe yarayacaktır. Belki size olumsuz duygular yaratan insanlarla
yüzleşebilirsiniz de ancak derinde içsel olarak sizin duygularınızı kontrol
etme gücü vermeden, güç siz de olarak bunu yapabilirsiniz.
Birlikte
öğrenmek, hatırlamak ve uygulamak üzere..
Sağlıkla
ve sevgiyle kalın.
Dr.
Deniz ÖNER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder