Bazı Kanser Tedavileri Yapılmayabilinir- SAN ANTONIO Meme Kanseri Sempozyumu— Aralık 11, 2013


Geçen hafta Facebook sayfamızda paylaşmış olduğumuz bir gazete haberini hatırlarsınız belki. Amerika'daki San Antonio Meme Kanseri Sempozyumuna Türk Doktorlarının katılımdan bahsemiştik. İşte size bu doktorlarımızın yaptığı araştırma sonuçlarının dünya basınındaki yankılarını ve araştırma hakkında ana başlıkları sunuyoruz. Bu araştırma sonuçları sadece iki gün önce paylaşıldı ve biz son hızla tercümesini yaparak sizlere ulaştırıyoruz:


Bazı Kanser Tedavileri Yapılmayabilinir-  SAN ANTONIO Meme Kanseri Sempozyumu— Aralık 11, 2013

Yeni yapılan araştırmalara göre,  onbinlerce meme kanser hastası kadın, yaşam süresini çok da değiştirmeden, ameliyat, ağır kemoterapi ve radyoterapi gibi zor tedavi süreçlerinden geçmek zorunda olmayabilir. 

Araştırmalar, kanser gereğinden fazla tedavinin frenlenmesini amaçlıyor. 

Tedaviler birçok kadının hastalığı yenmesine yardımcı olabiliyor, ama gereğinden fazlası veya çok da gerekli olmayan tedavi türlerinin uygulanması hem gereksiz tedavi masrafına, hem de tramvaya ve hayat boyu devam edecek kalp problemleri ve kolda şişmelere sebep olabiliyor. Hatta radyoterapi başka tür kanserlerin olma riskini bile arttırabiliyor. 

Milletlerarası San Antonio Meme Kanseri Sempozyumunda sunulan birkaç araştırmaya göre birçok hasta çeşitli tedavi türlerinden aslında vazgeçebilir. Bir araştırmaya göre, yaşı ilerlemiş olan kadınların ilk evrelerinde ameliyat sonrası radyoterapi yapılmaya da bilir. İki ayrı araştırmaya göre de, çok ilerlemiş olan meme kanserinde ameliyat yapılması hastaya bir fayda sağlamayabilir. Dördüncü araştırma ise "hafif kemoterapi" kombinasyonunun standart bir tedavi haline getirilmesi yolunda. 

AMELİYAT:
Yeni teşhis konulan meme kanseri vakalarının yüzde 5 ile 20si, çoktan yayılmış ve tedavisinin olumlu sonuç vermesinin olanağı olmayan vakalardır. Buradaki süreç kemoterapi ve hormon tedavisidir. Kimi zaman doktorlar yaşam süresini uzatmak amaçlı meme tümörünü de alırlar ama bu kesin kanıtlanmış bir sonuç değildir. 

Mumbai, Hindistan Tata Memorial Hastanesinin Direktörü Dr. Rajendra Badwe, 350 kadın üzerinde yaptığı araştırmada ilk kemoterapi sonrasında vücuda genişçe yayılmış olan kanserin küçüldüğünü gözlemlemiş. Araştırmaya katılan hastaların yarısına meme ve lenfleri alma operasyonu uygulanırken, diğer yarısı ameliyat olmuyor. İki yıl sonra, her iki gruptaki kadınların yüzde 40ının hayatta olduğu ve ameliyat yapılmış olan yarının aslında bu ameliyattan pek fayda sağlamadığı ve ilaç tedavisinin yeterli olduğu ortaya çıkmıştır. 

İkinci bir araştırma Pittsburg Medical Center Üniversitesi Dr Atilla Soran tarafından yaklaşık 300 Türk kadının üstünde yapıldı. Bu araştırmada da ameliyatın çok da büyük bir faydası olmadığını, eğer kanser sadece kemik metastası yapmış ise yardımı olduğunu, ama karaciğer ve akciğere yayılmış olduğu takdirde faydadan çok zarara yol açtığını savunuyor. 

Araştırmada emeği geçen değerli doktorlarımızın listesi:
Soran A, Ozmen V, Ozbas S, Karanlik H, Muslumanoglu M, Igci A,
Canturk Z, Utkan Z, Ozaslan C, Evrensel T, Uras C, Aksaz E, Soyder A,
Ugurlu U, Col C, Cabioglu N, Bozkurt B, Dagoglu T, Uzunkoy A, Dulger
M, Koksal N, Cengiz O, Gulluoglu B, Unal B, Atalay C, Yildirim E, Erdem
E, Salimoglu S, Sezer A, Koyuncu A, Gurleyik G, Alagol H, Ulufi N,
Berberoglu U

RADYOTERAPİ
Birçok meme kanseri teşhisi ilk evrelerde yapıldığından, tedavi genelde ameliyat, kemoterapi ve hormon tedavisi ve arkasından radyoterapi olarak belirleniyor. Ama kanser tedavisinde kullanılan ilaçlarda o kadar ilerleme kaydedildi ki, uzmanlar radyoterapinin gerekli olup olmaması konusunda kararsızlar. Radyoterapi kalpte sorun ve buna benzer rahatsızlıklara yol açtığı gibi, hergün alınan 3-4 haftalık tedavi hiç de kolay olmayabiliyor. 

Scotland Edinburgh Üniversitesinden Dr.Ian Kunkler 65 yaş ve üstündeki hormon tedavisi görmüş ilk evredeki 1326 hasta üzerinde bir araştırma yapmış. Bu yaş ve meme kanseri türü itibari ile, meme kanserinin en çok görüldüğü grup. Yarısına radyoterapi verilip, diğer yarısına verilmiyor. 

5 sene sonra, her iki gruptan da hemen hemen yüzde 96sı yaşıyor ve meydana gelen ölümlerin çoğu da meme kanseri sebepli değil. Radyoterapi görmüş olanlardan %1'inde kanser nüksü sözkonusu, radyoterapi görmemiş olanlarda ise bu oran % 4. Radyoterapi görmüş 100 kadından 1inde nüküs var, 4ünde nüküs engellenmiş, 95inde ise gereksiz tedavi uygulanmış olması söz konusu. Radyoterapiyi yaptırmamak bu koşulda mantıklı bir seçim olabilir.


HAFİF KEMOTERAPİ
Doktorlar, Herceptine tedavisinin hedef aldığı genden olan tümörü hala nasıl tedavi edecekleri konusunda kesin bir sonuca varmış değiller. Bu tümörler sadece memede bulunduğundan az risk taşımasına rağmen, genden dolayı çok agresif de olabiliyor. Kimi hastalar kalbi de etkileyecek çok güçlü kemoterapi tedavisine maruz kalabiliyorlar. 

Dana Farber Boston Kanser Enstitüsünden Dr. Eric Winer, 406 hastaya 12 haftalık paclitalex ve Herceptin "hafif kemoterapi" uygulamasının ardından 9 ay sadece Herceptin uyguluyor. Üç seneden daha fazla bir zaman sonra, sadece 4 hastada aynı memede kanser tekrarlıyor ve sadece 2sinde kanser başka bölgelerde görülüyor. Winer, bu tedavinin yeni standart tedavi olabileceğini umut ediyor. 

Tercüme: EU


Hiç yorum yok: