İçimizden Biri Güzin Yıldırım --Röportaj: Zambak Kan

Güzin hanım merhabalar...Sizinle İzmir'de Kanserle Dans Meditasyon etkinliği için geldiğimiz 2 Aralık günü Konak Sevgi Pastanesi'nde tanışma fırsatı bulmuştuk.

Bize kendinizi tanıtırmısınız ? Neler yaparsınız ?  Hayat felsefeniz ?

Ben 1975 İzmir doğumluyum. İzmir Karşıyaka'da oturuyorum. Lise'yi bitirdikten sonra 1995 yılında evlendim. 15 yıllık bir çalışma hayatım var. Bu tanıdan sonra şimdi ev hanımlığı yapıyorum. Ben sosyal yaşamayı çok seven biriyim. Hep hayata pozitif bakarım gezmeyi ve seyahat etmeyi severim...

Hayat felsefem; "her şeye pozitif bakmak. İnsanların beni üzmelerine izin vermem ama elimden geldiği kadar da herkese yardım etmek ve mutlu etmektir".
En doğru olan da bu değil mi zaten...

Kanserle dansınız ne zaman başladı ?

Kanserle tanışmam Aralık 2012 de kendi kendime yaptığım elle meme kontrolünde sol memem de bir sertlik farketmemle başladı. Hemen meme polikliniği bölümünden randevu aldım. Ertesi günü arkadaşımın kontrolü vardı birlikte gittik. Meme USG sonuçlarını alıp, doktora girdik ve arkadaşıma senin bir şeyin yok. Fakat bana "seninle işim biraz uzun" dedi. O zaman anladım ki; bir şeyler ters gidiyor. Bunun sonucunda gerekli taramalar yapılmaya başlandı. Sonuçarı eşimle göstermeye  beraber gitik. Bizi başka bir odaya alıp, Güzin hanım sizin sonuçlarınız : "Meme Ca sol meme de problem var" dedi.  Derhal teşeküllü bir hataneye gidmemizi ve detaylı bir araştırma yaptırmamızı sonucuna göre tadeviye başlanmamı söyledi. Raporlarımızı alıp hemen dışarı çıktık. Yalnız şok olmadım. Hazırlıklı gitmiştim bir problem olduğunu fark etmiştim.

Hazırlıklı gitmiştim derken ?

Bir iğne biyopsisi ve iki parça alınınca bunun normal olmadığı kanısına vardım. Doktorum bana bu aşamada "ailede Meme Ca' sı varmı?" diye sordu...Bu soru beni böyle düşünmeye sevk etti ve yanılmadım. Bu yüzden hazırlamıştım kendimi...
Biz eşimle beraber doktorumdan çıktıktan sonra, kendimize göre bir değerlendirme yaptık. Ben bebek sahibi olmak için çok hastanelere gidip, geldim adeta hastanelerin deney tahtası olmuş ve çok yıpranmıştım. Bu sefer kimseye haber vermeden kimseden doktor ve hastane ismi almadan direk eşimin cerrah doktor tanıdığı var ona gittik. Problemi anlattık yardım etmesini ve bizi yönlendirmesini istedik. Biliyorsunuz hastalık olunca doktor olan çok olur. Çevremizde bu yüzden dışarıdan kimsenin müdahale etmemesi ve bu aşamada kafamızın karışmaması için böyle bir karar aldık. Hiç doktor ve hastane değiştirmeden tedavime başlayıp, devam ettim.

Bu hastalığın size gelmiş olmasının nedenini hiç sorguladınız mı ?

Neden ben demedim. Çünkü hayat insana ister istemez sürprizler sunabiliyor. İstesenizde istemesenizde belli tecrübeler öğretiyor. Ve ben bu tecrübelerin  çoğunu yaşadım. "BU HASTALIK İLE DE SAVAŞIRIM ALLAH'IN İZNİYLE" dedim.
Evet herkes bana "sen çok güçlüsün, sana bir şey olmaz" der. "evet güçlüyüm "ve "hiç yılmayacağım"...

Kanser adı size ne hissettiriyor ?

Kanser bana kendimi daha çok önemsemem gerektiğini, hayatın akışına bırakılmasını, sevdiğiz mutlu olduğunuz şeyleri yapmamı ve ben demeyi öğretti. Ben hiçbir zaman "kanserim" demedim. Kendime "bu bir grip gibi bu da geçer" dedim. Ve buna inandım. "Hayat seni inadına sil baştan yaşayacağım" ve "Allah'ın izniyle ben bunu atlatacağım" dedim.

Yani diyorsunuz ki; ben daha çok güçlendim. Ve hayattan daha çok güzellikler alıp, vermeye başladım...

Kaybettiğim bir şey olduğunu zanetmiyorum. Çocuk sahibi olmak benim için biraz zorlaştı kaybettiğim bir tek bu oldu kazandıklarım daha fazla...Kanserle Dans ailesini sizleri tanıdım ablalarım, abilerim ve kardeşlerim oldu. Hayata bakış açım değişti.

Geçmişte hepimizde az/çok geçirdiğimiz üzüntü ve sıkıntılar olmuştur. Sizde böyle bir durum oldu mu ? Hani deriz ya hep şu durum beni hasta etti...

Hepimizin geçirdiği üzüntü ve sıkıntılar var. Nekadar etkilemedi desem ve güçlü görünsem de benide etkiledi. İlk başta çocuk sahibi olmayı o kadar çok istiyordum ki; ama Allah'ım nasip etmedi. Bu benim üstümde çok etki yaratı. Bir ölü doğumum ve dokuz düşüğüm var. Bu uzun yıllardır gördüğüm tedaviler beni dışarıya belli etmesem de çok etkiledi. Şöyle söyleyeyim; o heveslerin boşa çıkması ve hayallerimin yıkılması. Ben bu aşama da canım babamı kaybettim. Sekizinci bebek düşüğüm olduğunda ben babamı evde bıraktım hiç birşeyi yoktu. Hastanede çok üzülmüştüm ve o sonucu duyunca yıkıldım. Ve eşim bana "üzme canını canım herşeyin hayırlısı beterin beteri var, sana birşey olmasın" dedi. Ömür boyu hiç unutamam eve döndüğümüzde; bu arada babam evde kalp krizinden ölmüştü. Yani aynı gün ve saate iki canı kaybettim. Ama yine yılmıyorum ve her zaman derim "Allah'ım bu günlerimizi aratmasın, halimize bin şükür". Çünkü hayatta hep beterin beteri olduğunu hayat bana öğretti.... Onun için halimize bin şükür etmeliyiz.

Seni bu dik duruşundan ve metanetinden dolayı tebrik ve takdir ediyorum. Ayrıca eşini de. Çünkü eşlerin böyle zamanlarda birbirlerine destek olmaları çok önemli...Sizler örnek alınacak savaşçılarsınız...

Tedaviniz olurken yaşadığınız maddi/manevi/fiziki sıkıntılar oldu mu ?
Eşim benim en büyük destekçim bu hayatta. Tedavi süresince çok şükür maddi pek kaybımız olmadı. Biraz manevi ve fiziki kaybım oldu. Bu zor zamanımda kimlerin yanımda, kimlerin yanımda olmadığını öğrendim.
Fiziki olarak da en önemlisi bu tanının tedavi sürecindeki yan etkileri Kemo ve RT gördüğümde saçlarımın dökülmesi oldu. Ama şimdi alıştım ve erkek kuaförüne gidiyorum bu da hayatıma yeni bir renk kattı. Aynı zaman da hareketlerim daha fazla kısıtlandı. Çabuk yoruluyorum. Ama dinlenmesini de biliyorum. Yediklerime ve içtiklerime daha çok dikkat ediyorum. Doktorumun tavsiyelerini tam manası ile uyuyorum.

Tabi hiç birimiz istemeyiz ama bu hastalığın yeni haberini alan bir dansçıya tecrübeli bir dansçı olarak neler önerirsiniz ?

Başıma geldiyse bununla yaşamayı ve kabullenmeyi öğrendim. Benim nazicane önerim;
İlk başta doktorlarının dediğinden çıkmasınlar ve bu doğrultuda tedavilerine devam etsinler. Çünkü kimse yanlış anlamasın ama bu aşamada çok karışılıyor.
*Ben dansımda herşeyimi doktoruma ve bu hastalık tecübesini yaşayanlara danıştım ve çok ta iyi oldu. Çünki hepimizin tanısı ve tadavi süreci farklı.
*Moral bu dönemde çok önemli inanın,
*Sabretmesini bilmeliler. Zaman herşeyin ilacı,
*Moralimin bozulacağını hissetiğim hiç bir ortama girmemeye özen gösteriyorum, lütfen dansçı arkadaşlarımda denesinler.
*Ben bu aşamada sizleri yani Kanserle Dans alilesi ile tanıştım en büyük morali bulduğum ve rahatladığım yer oldu,
*Pc başında burda çok mutlu oluyor ve güzel vakit geçiriyorum ve çevremdeki herkese söylüyorum ve tavsiye ediyorum,
*Bizi ne mutlu ediyorsa onu yapmalıyız,
İnan bütün dansçılarımızın enerjisi o kadar yüksek ki; bu siber ortam olmuş ya da birebir olmuş hiç önemli değil. Işık hızında birbirine değen müthiş mutluluk bağları oluşmuş durumda...Biz kocaman bir aileyiz...

Bu Dans size ne öğretti bugün yaşasaydım şunu yapardım ya da yapmazdım ? Ne derdiniz. 

İnanın buna o kadar çok mutluyum ki; sizlerle olduğum için resmen bir bağımlılık oldu. Birbirimizi yüz yüze görmeden bu kadar enerji ve duygu. Bunları yazmakla ifade edemem yaşamak lazım...

Bu dans bana hayatta önce sağlık demeği öğretti. Çünki insanın başına gelmeyince önemini anlamıyor. Sağlıklı olursak herşey birşekilde oluyor. Açıkçası geriye dönüp bakmıyorum. Anımı iyi şekilde yaşamayı öğrendim...Günü gününde yaşıyorum...

Kanserle Dans ailesi  kurucuları Ebru TONTAŞ ve Esra Ürkmez BAYRAKLI'ya çok teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunuyorum böyle bir aileye sahip olduğumuz için. Ayrıca size de çok teşekkür ediyorum bana vakit ayırdığınız ve bu imkanı sunduğunuz için sizler cansınız...

Ben teşekkür ederi Güzin hanım. Sizi okuyan danscılar muhakkak feyz alacakları birçok nokta bulacaklar... Sağlık ve mutlulukların arttığı nice yıllar dilerim...

Zambak KAN

Hiç yorum yok: