Psikoonkoloji alanında yapılan klinik
çalışmalarda kanser tedavileri sırasında çalışma hayatlarına devam eden
kişilerin, hastalıksız kişiler kadar üretken olabildikleri tespit edilmiştir.
Tedavileri ve fiziki durumları müsait olan hastaların tedavi sırasında iş
hayatlarına devam edebilmeleri hastalığın yaratabileceği “yaşam kesintisine”
olanak vermez.
Kanser tedavilerini bitiren ve hastalık öncesinde
çalışma hayatında aktif olan 10 hastadan 8'i tedavilerin bitiminde çalışma
hayatına geri dönmeyi planlamaktadır. Bu
geri dönüş, hayatta yeni bir sayfanın açılması, hastalığın
geride bırakılması, istekli bir eylem olmasına
rağmen bazıları için beklenilen özellikte değildir. Sağlık durumunun imkan
vermesi durumunda tedaviler sırasında veya sonunda çalışma hayatına başlama
kişinin kendine güvenini arttıracaği gibi, hastalık öncesi kimliği ve yaşam
seviyesini devam ettirme açısından yapılan büyük bir gayrettir.
“İşe geri döndüğüm gün, her şeyin bitmiş
olduğunu kesinlikle anlayacağım”. Bir çok hasta için tedavilerden sonra çalışma
hayatına geri dönebilme, bitmiş bir sayfa niteliğindedir. Kanser hastalığının
tamamen geride kaldığı düşüncesi yaygındır.
Çalışma hayatına geri dönüş, normal hayata
geri dönüş olarak algılanmasına rağmen “kanser” teşhisi konmuş bir kişi
hayatında her an hastalığın tekrarlanması korkusunu da yaşar. Aslında çalışma hayatına geri dönüş hastanın
yanlızca iş hayatına dönmesi değil aynı zamanda sosyal hayata da geri
dönmesidir. Çünkü dönem dönem kanser ve tedavileri kişinin kendisini yalnız ve
izole hissetmesine neden olabilmektedir. “Hasta” pozisyonundan çıkıp üretken
hayattaki yeni rolüne girmek bir çok kişide heyecanlı bir bekleyiştir.
Aslında işe dönüşte kişi hastalık süresince
yaşadığı deneyimlerden dolayı farklılaştığını işe başlamadan evvel
hissetmeyebilir. Institut Curie bünyesinde yapılan bir çalışmaya göre,
hastaların 61% eskiye oranla kendilerini daha yorgun hissettiklerini ve 33%
hafıza ve dikkat toplamada zorlandıklarını belirtmişlerdir. Aynı çalışmada
hastaların 1/5 i terfi imkanlarından faydalanamadıklarını, kenara sıkıştırılmış
hissini yaşadıklarını belirtmişlerdir.
Geçirilen hastalık deneyimiyle ilgili olarak
iş arkadaşlarıyla paylaşımda bulunmak ve bu paylaşımın oranı kişinin karar
vereceği bir konudur. Bazı iş ortamlarında bu bilgilerin paylaşılmaması tercih
edilir. İş hayatında kendinize yakın
hissettiğiniz ve samimi olduğunuz kişilerle bu bilgileri paylaşıp, diğerlerine
söyleyebileceğiniz değişik açıklamalar üzerine yorumlar yapabilirsiniz. İşe
dönüşte hastalığınız ve tedavileriniz hakkında herkesin farklı yaklaşımlarda
bulunduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bazı iş arkadaşları size ne şekilde yardımcı
olabileceklerini sorgularken, diğerleri kendinizi rahat hissetmenize imkan
vermezler. Bazı kişiler hastalığın başlarına gelebileceği endişesinden
dolayı konudan mümkün olduğunca uzak
durmaya çalışırlar.
Aslında kanser ve tedavileri, kişinin normal
hayatında bir duraklama dönemi olarak görülmektedir. Çünkü hasta ve
yakınlarının yaşamları, hayat gayretleri belli bir süre hastalığın tedavisi
üzerine yoğunlaşmaktadır. Tedavilerin tamamlanmasını takiben çoğu zaman hayat
içerisinde “kanser öncesi” ve “kanser sonrası” zaman dilimleri olarak ifade
edilir. Kanser deneyimini yaşayan kişiler, çoğu zaman hayata karşı farklı bir bakış geliştirirler. Bazı kişiler
hastalık sonrasında kendilerini tanıyamadıkları kadar değişim geçirdiklerini belirtirler.
Büyük değişimlerle hayata devam etmek bir çok kişi için uzun dönem psikolojik
çalışma gerektiren bir süreçtir. Kişinin kendine yönelttiği sorgulamalar ve
yaşadığı belirsizlikler iş hayatının ritmine uymasına engel olabilecek
niteliktedir.
Bazı kişiler için durum farklıdır: yaşadıkları
dönemin sonunda eski sorumlulukları almak ve iş pozisyonuna geçmek zor
gelebilir.
İşten ayrı kalma süresinin 1 seneyi geçmesi
durumunda, iş hayatına dönmek ve uyum daha da zorlaşır. 1 senelik süre içerisinde kollektif çalışma
farklı bir ritim almıştır, hastalık süresince yerine başka bir kişi alınmış
olabilir. Çalışma hayatında ki arkadaşlar kişinin tam olarak hastalık sırasında
neler yaşadıklarını bilemezler. Hastalık sürecinden sonra işe başlayan kişinin
eskisi gibi olmasını beklerler.
Tedaviler sonunda işe dönüşü zorlaştıran
konular:
Tedavilere bağlı halsizlik,
Depresyon ve endişeden kaynaklanan uyku
bozuklukları,
Hastalığın tekrarlayacağına dair düşünceler,
Eski pozisyonunu bulamayacağına (tedaviler
süresince yerine başka bir kişinin atanması) dair endişeler,
Kendine güvenin azalması,
Eski pozisyondaki gelir şartlarını kaybetme
endişesi,
Üstlerinin ve çalışma arkadaşlarının kendisine
duydukları güveni kaybettiklerine dair korkular.
Hastalık sonrası işe dönüşü nasıl
kolaylaştırılır:
Tedaviler
süresince iş yeri ve iş arkadaşlarıyla iletişimin devam ettirilmesi,
Hayal kırıklığını ve sürmenajı önlemek açısından ilk günden başarı beklentisini çok yükseğe koymayıp, mevcut fiziksel ve psikolojik yeterlilikle iş hayatına başlamak,
İşe başlamadan evvel çalışma arkadaşlarınızla hastalığınız konusunda ne dereceye kadar paylaşıma gireceğinize karar verin:
Arkadaşlarınızın hastalığınızı görmezden gelmelerini mi istersiniz?
Arkadaşlarınızla tedavi ve yan etkilerini paylaşmayı ister misiniz?
Arkadaşlarınızın size hastalıksız bir kişi gibi mi davranmalarını istersiniz?
Arkadaşlarınızla sınırlı bir paylaşımımı tercih edersiniz?
Yakın çevre ve arkadaşlardan gelen yardım taleplerini kabul edin,
İşe geri dönüş döneminde karşılaştığınız iş paylaşımı konusundaki sorunlarla ilgili olarak üstlerinizle konuşun,
İşe geri dönüş döneminde psikolojik yardım alın.
Uzman Psikolog Pelin Erbil
1 yorum:
Merhaba !
Yazınızı okudum gayet başarılı ve faydalı içerikler. Sizleri de sağlık bilgileri ve şifalı bitkiler hakkında içerik sunan sağlık portalımız e-tedaviye bekleriz. Yayın hayatınızda başarılar dileriz....
Sağlıcakla kalın...
Yorum Gönder