Spor ve Yasam Oguzhan Unal --Roportaj: Burcu Kuzucu

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1979 yılında Karabük’te doğdum.  Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunuyum. 12 yıldır eğitim camiasının içinde eğitmen, yazar ve yönetici olarak bulunmaktayım.

Spor, hayatınıza ne zaman girdi?

Spora üniversitede ilgi duydum. Özellikle tenis ve yürüyüş en çok ilgilendiğim spor dalları oldu.

Spor yapmanızdaki en büyük etken neydi?

En büyük etken öncelikle sağlıklı yaşam, daha sonra ise iş hayatında aldığım fazla kiloları verebilmek.

Hayatınızı spor öncesi ve spor sonrası diye ikiye ayırsak ne gibi değişiklikler oldu?

Spor öncesinde daha az hareket eden ve kendini enerjik hissetmeyen bir ruh haline sahiptim. Öyle ki bakkala bile arabayla giderdim.  Spora başlamamla birlikte hayata daha pozitif bakmaya ve her zaman olaylara olumlu yaklaşmaya başladım.  Aslında spor zamanınızdan çalıyormuş gibi görünse de spora ayırdığım günlük bir saatin dışında günümün kalan kısmını fiziksel ve psikolojik olarak daha dolu dolu geçirdiğim için gün içinde daha çok şey yapmaya yetecek enerji ve motivasyonu kendimde buldum.

Başınızdan geçen ilginç olay var mı?

     Her gün işe yürüyerek gidip gelmeye gayret ediyorum ve işe giderken arabayla yoldan geçen yakınlarımın “ Hocam sizi bırakalım.” Israrlarıyla mücadele etmek ve yürümekten zevk aldığımı onlara izah edebilmek bazen güç oluyor. Bir de çevrem çok geniş olduğu için her gün 10-15 yakınım araba kornalarına ve ısrarla işe bırakma tekliflerine maruz kalıyorum.

Spor yaptığınız süre zarfında kaç kilo verdiniz?

     2,5 ayda 26 kilo verdim ama önemli olan bunu koruyabilmek. Bunun için de sporu sadece kilo vermek için bir dönem yapılan bir aktivite yerine yaşamın bir parçası olarak görebilmek.

Sporun dışında yeme içmenizde nelere dikkat ediyorsunuz?

     Özellikle sebze ağırlıklı beslenmeye dikkat ediyorum. Hem kendimi hem de ailemin pek çok hastalığa karşı önleyici ozellikleri olan sebzeleri tüketmesini sağlıyorum ve antioksidan özelliği olan yiyecekler ilk tercihim oluyor.



İnsanlar genellikle spora sadece boş zamanlarda yapılacak bir aktivite olarak görüyor, Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

     Spor boş zamanlarda yapılmalı diye düşünürlerse her zaman bir engel mutlaka çıkar ve o boş zaman hiç olmaz. Ama spor öncelik sırasında ilk başa yerleştirilirse mutlaka zaman bulunur. Birkaç farklı şehirde seminer ve ders veren 4 farklı kurumda yöneticilik yapan yoğun bir birey olmama rağmen kendime fırsat oluşturup spor yapıyorum. Hiçbir şey  yapmasam bile çıkıyorum sokaklarda yürüyorum.

Ailenizde kanserle dans eden var mı?

      Çekirdek ailemde yok ama yakın çevremde var ve hastalığa yakalanan kişiler. Zaten benim spora bu kadar çok önem vermemde bir yakınımın yaşadığı rahatsızlık çok etkili oldu. Açıkçası benim gözümü korkuttu…

Son olarak Kanserle Dans ailesine ne söylemek istersiniz?

     Kanserle Dans ailesine, sporu hayatlarının bir parçası yapmalarını, spordan keyif almalarını ve çevrelerini de bu yönde bilinçlendirmelerini diliyorum. Az ama sürekli yapılan spor pek çok hastalığın önleyicisi olabiliyor. Ayrıca pek çok hastalıkta olduğu gibi kanserle dans sürecinde de sporun güçlü bir yol arkadaşı olacağına inanmanızı istiyorum.


Hiç yorum yok: