BPA ve Kanser Bağlantısı

Arada konferanslarına katıldığım bir organizasyon var: www.breastcancerfund.org.  Meme kanseri riskini azaltmak, çevresel faktörlerler konusunda önlem almak için araştırmalar yayınlıyor, bu konuya dikkat çekip tüketicileri eğitiyorlar. Ayrıca bazı kimyasal ve toksik maddelerin yasaklanması ve yönetmeliklerin değişmesi için kampanyalar düzenliyorlar: ‘Bisphenol A’ kısa ismiyle BPA’ bu maddelerden biri.

Esra’nın bu konuda blogda bir derlemesi var. Linkini veriyorum tekrar okuyun lütfen. http://kanserle-dans.blogspot.com/2012/06/plastikler-ve-aliminyum-folyo-cope-mi.html 

BPA konusunda 200’e yakın araştırma var. Tüm bu araştırmalara rağmen çelişkiler ve gri alanlar da mevcut. Hayvanlar ve hücre kültürü üzerinde yapılan araştırmaların çoğu BPA içeren ürünlerin, erken bluğ çağına girmeye, kısırlığa, obeziteye, tip 2 diyabete, kalp hastalığı ve nörolojik problemlere yol açabileceğini göstermiş. Yine hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde BPA’nın prostat ve meme kanseri riskini arttırdığı gözlemlenmiş. Ayrıca BPA’nın kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların etkisini azalttığını gösteren araştırmalar da var.

Okuyun ve kendiniz karar verin. Evet belki yaşantımızdaki tüm kimyasal ve toksik maddeden kurtulmanın kısa ve kolay bir yolu yok. Ama mümkün olduğunca doğal alternatiflere yönelebilir ya da kullanımı aza indirebilirsiniz. Bu hem çevre, hem sağlımız için doğru yönde bir adım.

Sağlıkla kalın,
ET

BPA nedir?

‘Bisfenol A’ ya da kısaca BPA 1950lerden beri çoğunlukla plastiği sertleştirmek için kullanılan bir kimyasal. Yapısı östrojene benziyor bu nedenle vücudun hormonal dengesinde değişimlere ve bozulmalara neden olabiliyor.

Polikarbonat yani 'sert plastikler' genelde yemekleri sakladığımız şeffaf plastik kaplar, bardak, çatal, bıçak, karıştırıcılar, su şişeleri, damacanalar ve biberonlarda bulunuyor. BPA konserve kutularının iç kaplamalarında (bir tür yapıştırıcı olan epoksi reçinesinde ) da kullanılabiliyor.

Kullanıldığı bir diğer yer termal kağıtlar: parlak faks kağıdı, bankamatik ve yazar kasa fişleri. Bu ürünlerden elimize ve deri yoluyla vücudumuza geçebiliyor. Plastiklerden de - Özellikle kap içindeki yiyecek veya içeceğin sıcak olması durumunda -yiyip içtiklerimize sızıp vücudumuza girebiliyor.

BPA’ya karşı en hassas grup ana rahmindeki ceninler, hamileler ve çocuklar. BPA’nın genler üzerine olan etkilerinin sonraki nesilde daha belirgin ortaya çıkma ihtimali mümkün.
Dünyada ve ülkemizde durum

Japonya’da konserve kutularının iç yüzeyinde kullanılması yasak. Kanada, Avrupa birliği ve 2011’de Türkiye’de bebek biberonlarında BPA kullanımını yasaklandı! Kanada 2010’da BPA’yı toksik madde listesine alan ilk ülke oldu. İsveç ve Danimarka'da BPA içeren bebek maması ambalajı, biberon ve tabak satışı yasak. Fransa 2014'te yürürlüğe girecek bir yönetmelikle BPA içeren bütün gıda ambalajlarını yasaklamayı planlıyor.

Amerika Gıda ve İlaç Yönetimi (FDA) ve Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu BPAnın gıda ambalajlarında tehdit oluşturmadığı sonucuna vardı.

Plastik ürünlerinde BPA olup olmadığını nasıl anlarım?

Plastik ürünlerde BPA olup olmadığını anlamak için 3 oktan oluşan üçgen içersindeki rakamlara (kodlama sistemine) bakın eğer 3 ve 7 rakamı görürseniz kaçının.

BPA  araştırmaları

2010’da Amerikan Başkanı Obama’ ya sunulan ‘Çevresel Kanser Riski Nasıl Azaltılabilir’ başlıklı rapora göre 130’dan fazla çalışma BPA’yı meme kanseri (hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar) ve diğer bazı sağlık problemleri ile ilişkilendirmiş. Hücre kültürü çalışmalarında BPAnın meme kanseri hücrelerinde yayılıma yol açtığı ve kemoterapinin etkisini azalttığı gözlemlenmiş. 2011’de California Pacific Medical Merkezinin yaptığı bir araştırmasında  BPA’nın sağlıklı meme hücrelerini kanser hücresi gibi davranmaya ittiği ve tamoksifen gibi kanseri baskılayan ilaçların etkinliğini azalttığını göstermiş.

Farelerde yapılan birçok çalışmada gebelik veya doğumdan sonraki ilk günlerde çevresel olarak BPA’ ya maruz kalmanın meme dokusunda ileriki senelerde tümör oluşmasına sebep olacak yapısal değişikliklere yol açtığı görülmüş.

BPA’ ya doğum öncesi maruz kalan farelerde ‘kanser öncesi ve yeni başlayan kanser lezyonlarının’ sayısını artış göstermiş.

BPAnın hücre kültürü çalışmalarında kemoterapide sık kullanılan cisplatin, doxirubicin ve vinblastin gibi kanser ilaçlarının etkinliklerini azalttığı görülmüş.

Ayrıca idrarlarında yüksek miktarda BPA olan erişkinlerde kalp hastalığı, diyabet ve karaciğer anormalliklerinin daha fazla görülmüş.

Polikarbon PC damacanalar

Hacettepe Üniversitesi Gıda Araştırma Merkezinin (HÜGAM) PC damacanalarda yaptığı araştırmaya göre insan sağlığına etkisi açısından risk "yok denebilecek düzeyde". BPA, damacanada 35 derecede 60 gün bekletilse bile, uluslararası düzeyde belirlenen sağlık limitlerinin 200'de biri kadar suya geçiyor. Saptanan suya geçiş düzeyi ile bir insanın PC damacanalardan sağlığı tehdit eder düzeyde BPA alabilmesi için, günde 60 damacana, bir bebeğin de 6 damacana su içmesi gerektiği belirtiliyor. Ancak bazı otoriteler BPA'nın düşük dozlarının da sağlık açısından ters etki yaratabileceği görüşünü savunuyor.

Bu kadar bilgiyle ne yapalım diye düşünüyorsanız. Size kısaca özeti:

Mümkün olduğu kadar cam saklama kaplarını tercih edin.
Eskimiş ve yıpranmış, çizikler olan plastiklerinizi atın.
Plastikleri mikrodalgada ısıtmayın.  
BPAsız ürünleri satın alın. Emin değilseniz üreticiye sorun.

Kaynak:
http://www.hurriyet.com.tr/saglik/20095671.asp

Hiç yorum yok: