Kanserle Bizim Dansımız - Bir Annenin Gözünden

Bu da bir '''ilk"imiz. Bir annenin gözünden ve sözleriyle biricik kızının lenfoma ile dansı. Bize yüreğini açan Pınar Hanım'a sonsuz teşekkürler. Bu güzel aile bu mücadele de daha da kenetlendi birbirine. Her daim sağlık dileklerimizle sizleri Pınar Hanım'ın satırlarıyla başbaşa bırakıyoruz.

20 ocak 2012 tarihinde aldığım haberle yıkıldım. Küçük kızma 17 yaşında lenfoma teşhisi konulmuştu. Biyopsi sonucunu alıp doktorumuza götürdüğümde bu cevabı aldım ve dünyam başım yıkıldı o anda. Ağladım bağırdım o anda çaresiz kaldım. Doktor  bana “bu hastalığın çaresi var  ya  yapacak bir şey yok  kızını al götür deseydim ne yapacaktın’’ dediğinde ben hala ağlıyordum. Doktordan izin istedim, sağolsun oda bana yarın gel sakin sakin konuşalım dedi. Doktorun yanından çıkıp eşimin iş yerine gittim. Kapıdan girdiğimde eşim korku dolu gözleriyle  benden alacağı cevabı bekliyordu. Eşime cevap bile veremeden kucağına yığıldım. Oda haberin çok iyi olmadığını anlamıştı  ve bana sarıldı hıçkırıklara boğuldu. Bir zaman sonra kendime geldiğimde bu hastalığın tedavisi olduğunu yüzde 90 tedaviye cevap verdiğini anlattım.


Doktor bana iki tane hastane önermişti ben Samsun  ondokuz mayıs tıp fakültesini seçtim. İki gün sonra  hastaneye gittiğimiz de  biyopsi yapan doktorun önerdiği uzman doktoru bulduk ve o gün  kanserle olan koşuşturmamız başladı.  Sinem 17 yaşında olduğu için çocuk onkoloji servisinde  tedavi gördü.

Yapılan ilk tetkikler sonucunda  bacakta başlayan şişlik karın kasık ve göğüs kafesine de sıçramıştı. Ve doktor bana hastalığın 3. Evre olduğunu söylediğinde bir kez daha yıkıldım. Sinem’e hep bu   hastalık bir masal gibi hayatımızdan geçip gidecek derken içmde yaşadıklarımı anlatmam mümkün değil. Ben babamı akciğer kanserinden kaybettim, annem 17 sene evvel meme kanseriydi şu an çok şükür iyi. Babamı kaybettiğimde her şeyimi kaybettim sanmıştım. Evladımın kanser olduğunu öğrendiğimde  öyle olmadığını anladım. Karnımın içlerinin acısı günlerce geçmedi. Bir haftada  6 kilo verdim. Bunları böyle detaylı anlatıyorum ne olur  bağışlayın ben 11 ay boyunca kimseyle doğru dürüst  hiçbir şey paylaşmadım hep güçlü göründüm öyle de olmak zorundaydım  kızım için.

Tedaviye başladığımızda doktorumuz  6 kür kemoterapi  sonrasında da  radyoterapi alacağımızı söyledi. Sinem’e detayıyla hastalığı anlattı neler yaşayacağını. Çokta  iyi oldu çünkü ben her şeyi kızıma anlatamamıştım. Doktor  kemoterapi aldığında saçlarını kestirmeni isteyeceğiz dediğinde çok ağlamıştı ve “kestirmem” dedi. Ama ilacı alınca baktı ki kopuyor saçları kendisi istedi kazıtmayı ve kazıttık. O an ki hislerimi anlatamam… Kızımın saçlarını yerde gördükçe içim parçalanıyordu,  ama hep giden saç olsun kızım kökü sende hepsi geri gelecek dedim. Bunları söylerken bile içimde inanılmaz korkular yaşadım. Bazen kızıma  söylediklerime kendim inanmıyordum. Onkoloji servisinde  yaşananlar ve  gördüklerim  beni korkutmaya yetiyordu.Tedavi boyunca  çocuk hastanesinde inanılmaz hastalar gördük ve  kaderdaşlarımızla tanıştık. Hala tedavisi devam edenler var acil şifa diliyorum hepsine.
  
Kemoterapi bitti ve bizi radyolojiye yönlerdirdiler. Işına girmeden evvel çekilen pet temiz çıkmıştı kemodan sonra vücuda hiç bir şey kalmamıştı. Bu aylardır aldığım  en güzel haberdi. Herkese telefon açtım. Bu seferde ağlıyordum ama  mutlukluktandı. Kimi  aradıysam hepsi sevinç çığlığı attı. Hastanenin bahçesinde avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum. Hastaneye ilk gittiğimizde boş bir salon vardı. Sinem’e bu hastalık bittiğinde burada halay çekeceğiz demiştim ve halayın ilk kısmını o gün kızımla çektik:). 

Işını önlem amacıyla  verdiler lenfoma tekrarlaması olası bir hastalık çünkü. Şu an tedavimiz bitti ayda bir tetkikler yapılacak kontrole gideceğiz. Yaşadığımız 11 ay  gerçekten sanki bir hayal, bir masaldı. Geriye dönüp baktıgımda  kızımın nelerle mücadele ettiğini düşündüğümde içim sızlıyor. Sinem  çok güçlü bir çocuk 11 ay boyunca of demedi ne ağrılar çekti, sabahlara  kadar beraber oturduk. Kemo almaya giderken  süslenip  gidiyorduk  bazen Sinem yapmasa bile ben sabahın köründe makyaj yapıp öyle  gidiyordum sırf moral olsun diye.

Şükürler olsun ki bi tedaviyi bitirdik  ama inanın insanın ömründen de ömür gidiyor. Hiçbir zaman Allahım bu neden benim başıma geldi neden benim çocuğum demedim . Hep derdini veren Allahım dermanını da verir dedim. İçimde neler yaşasamda önemli olan kızımdı ve her şeyi onun için ve ailem için yaptım. Aile desteği hiçbir şeye benzemez biz bu hastalıkta olmadığımız kadar kenetlendik. Ailem arkadaşlarım hep yanımdaydı hepsine binlerce kere  teşekkür ediyorum. Ama en büyük teşekkürüm Sinem’e kanserle dans  edebildi. Çökmedi umudunu yitirmedi. Biz kanseri yendik  darısı tüm hastalarımızın başına ve tekrarlamaması dileğiyle.


Son bir şey söylemek istiyorum. Sinem tedaviye başladığında ağızdan alınacak ilaçları vardı ve yurt dışından geliyor bu ilaçlar. Eczacılar birliğine başvuru yaptık ilaca hemen başlaması gerekiyordu ama ilaçlar bir ay sonra geldi. İlk zaman diğer hastalardan tedarik ettik ilacı. daha sonra tekrar istediğimizde 3 ay sonra geldi. Kanser  gibi bir hastalığın ilacı  nasıl bu kadar zor bulunur. Türkiye’de üretilmiyormuş ucuz olduğu için. Hasta yakınları bir yandan hastayla uğraşırken  bir yandan da prosedürlerle uğraşmaya mahkum ediliyor.


Yazdıklarıma baktım da epey yazmışım ama daha yazmadığım o kadar şey var ki! Bunları sizlerle paylaşmak istedim. Bu zaman zarfında yanımızda olan herkese, doktorlarımıza ve bütün ekibine sonsuz teşekkürler ediyorum. 

Mutlu ve sağlıklı  günler diliyorum hepinize.
Pınar Topul

Hiç yorum yok: