İnsan Verem Olayım Diye Dua Eder mi? Ediyor İşte! --Eylül Gökçen Aydın

Bundan 6 ay önce bir girip gibi başladı herşey. İlk zamanlar doktorlar farklı farklı teşhisler yakıştırdılar. Canın ağzına geliyor, yutkunamıyorsun, tıkandığını hissedip düğümleniyorsun. Kan kanseri mi ? Akciğer mi? Mide kanseri mi? Başka bir kanser mi? Adı sevimsiz gibi gözükse de bu saydığım ihtimallerin yanında girip gibi duran ihtimallerden biri ‘verem’di. Ne çok dua ettim kanser olmasın verem olayım diye. İnsan verem olmak için dua eder mi? Ediyor işte.
Hayat o kadar süprizlerle dolu ki ne yaşayacağını bilmiyorsun. Lenf kanseri olduğumu öğrendim.  Boynumu, göğsümü baştan başa kuşatan, günlerce yedirmeyen içirmeyen, terleyince çarşaflarımdan su sıktırtan bir kanserdi bu!
Doğduğum gün ameliyat olmuştum. Kanser olunca herkes güçlü ol, sen aşarsın gibi komik laflar ediyor aslında artık duymak istemediğim laflar. Çok şey değişti kanser olduğumun beri. İlk günlerinde henüz ben bile hazmedememişken işten çıktım daha doğrusu dolaylı yollarla çıkarılmaya zorlandım. Bir kaç ay bile geçmeden üzerinden, 2 yıl emek verdiğim ilişkim çok trajik bir şekilde bitti kısacası terkedildim. Aslında karşıdan bakıldığında ne kötü bir durum değil mi? İşin yok, sağlığın yok, sevenin ve sevdiğin biri yok.
Ama iyi yanlarıda var! Mükemmel dostluklar edindim, benim gibi, beni anlayan bir çok dost.  İyi ki varlar ve hep olsunlar. Benim hastalığım üzerinden prim yapmaya çalışanlar da oldu, bana acıyıp, vicdan rahatlatmak için yanımdaymış gibi gözükenler de. Hasta olabilirim ama kör değilim bunu göz ardı ettiler.
Koca bir 6 ayı geride bıraktım, bu altı ayda çok şeyde beni yarı yolda bıraktı. Yaşadıklarımı bir tek ben bilirim! İnsanlar okusun istedim yazdıklarımı çünkü hoyratça yaşanan bir çok hayat var çevremde görüp üzülüyorum. İnsanlar birbirini kullanıyor, kendilerine zarar veriyor, üzüyorlar... Değmez! Neden biliyor musun?
Bir gün bir yerin ağrımadan geçtiği için dua edip mutlu olabiliyorsun işte bu yüzden değmez. Daha önce hiç bilmediğim acıları tecrübe ettim, canlı canlı kemikten, belimden burgu sokup kemik iliği aldılar. Çok korkmuştum günlerce yürüyememiştim o ağrı yüzünden. İlk defa damarlarım şişti mosmor oldu damar ağrısı diye bir şeyle tanıştım. Sonra tırnak kökleri morardı, ellerimde batarcasına sivilceler çıktı, bakmaya kıyamadığım ellerim gün geçtikçe uyuştu kaşık tutup yemeğimi yiyemedim.
Saçlarımın dökülmesini umursamıyorum bile saç dediğin nedir ki çektiklerimin yanında. Bir kan alabilmek için 10 kez delik deşikte edildim en son nereden denk gelirse göğüs, ayak, bacak parmak defalarca delik deşik oldum. Günlerce kusmak nedir en alasını yaşadım, Uyku haram oldu 6 ay boyunca. Hastanaye giderken, her dışarı çıktığımda maske taktım. İnsanlar kendilerine birşey bulaşacağını sandı kaçtı, oysa ben onlardan bana birşey bulaşmasından korktum. Hiç dışarı çıkamadım, hayatımdan, özgürlüklerimden, gezmekten, yememden herşeyden ödün verdim. Aldığım ilaçlar ruh halimi etkiledi. Kızıyorum, ağlıyorum, gülüyorum susamıyorum, bazen içime kapanıyorum, hiç ortam yok. Ailem, onlar hep yanımdaydılar dişlerini tırnaklarına takıp yaptıklarını anlatmaya kelimeler yetmez.

Neden mi yazdım bu yazıyı! İnsanlar basite indirgiyorlar ya seni, yaşadıklarını, hatalı suçlu görüyorlar o yüzden. Şu an yalnız, üzgün, çaresiz olabilirim ama hiç birşey yaşadığım sürece beni sevmekten, gülmekten, aşık olmaktan ve dostlarımdan vazgeçiremeyecek. Okuyan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum şimdiden. Biliyorum ki çoğunuz beni çok iyi anlıyorsunuz...

Eylül Gökçen Aydın

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Rabbim hepinize sağlık versin.. Umarım en kısa sürede iyileşirsiniz. Dışarıda olup sizi anlamayanlara da Allah akıl fikir ihsan eylesin..
Ben Elif..

Adsız dedi ki...

Gecmis olsun. Duygularini bizim paylastigin icin cok tessekurler. Umarim yakinda iyilesir ve sevdiklerine kavusursun. Ayrica kisa saclar yuzunune cok guzel yakismis. Sevgiler.