Tek Çözüm Var! Nefesini Ve Düşünce Sistemini Değiştirmek! Dr. Deniz Öner

Sevgili kanserle dans ailesi; 
Daha sağlıklı, daha mutlu, daha kontrolümüzde bir yaşam için;  birlikte öğrenmek, zaten bildiklerimizi hatırlamak ve en önemlisi ise uygulamak üzere deneyimlerimi sizlerle paylaştığımı biliyorsunuz.
İnsan beyni kalıplar içinde düşünmeye yatkın; yeni bir bilgi geldiğinde hemen kişisel beyin dosyalarımıza ulaşıp daha önce o konuyla ilgili bildiklerimizle kıyaslama yoluyla anlamaya çalışıyoruz; Bazen “evet, bu önceki bilgilerimle uyumlu o halde mantıklıdır” diyoruz, bazen de saçma olduğunu düşünüyoruz.
Kendimi öncelikle biliminsanı olarak tanımladığım için yeni bir bilgiyle karşılaştığımda çok şüpheci davranabiliyorum.
 Neden bu kadar uzun bir giriş yaptığımı birazdan anlayacaksınız, hala sıkılıp okumayı bırakmadığınızı ümit ederek devam edeyim.
Geçen hafta ilginç bir deneyim yaşadım.  En yakın arkadaşlarımdan biri uzun zamandır  nefes” ile ilgili eğitimler alıyordu. 
Nefes alıp vermek,  doğumdan ölüme kadar üzerine eğitim almadan da becerebildiğimiz bir biyolojik süreç, bu kadar önem atfedilmesine ne gerek var acaba diye düşünmeden edemiyordum.  Faydası olabileceğine inanıyorsa, Placebo –yalancı ilaç etkisi gibi, işe de yarayabilirdi ama benim ilgi alanımda değildi.
Hayatta tesadüf diye bir şey yok denir ya, galiba buna inanmaya başlayacağım..
E. Tolle’ün Var Olmanın Gücü adlı kitabında okuduğum nefes ile ilgili bölüm, benim bir tanıtım toplantısını merak etmem, yer olmamasına rağmen kabul edilmem; sonra evde verilen broşürde aynı yazardan söz edilmesi..
Bana ilginç bir tecrübe oldu tanıtım toplantısı; doğru nefes alma ve yaşam kalitemiz arasındaki ilişkiler, bebekken, çocukken aldığımız gibi doğal nefes almak konusunda söylenenler çok etkileyiciydi.
İçindeki gücü keşfederek yaşamının kontrolünü almak ve istediğin yaşamı yaratmak istiyorsan; Arzuladığın, aradığın mutluluğu, tatmini, bolluk ve başarıyı, her şeyden önce SAĞLIĞI kazandıracak dünyanın en güçlü değişim sistemi deniyordu.
Üzerine bir de nefes seansı uygulandı.   Geçmişte Yoga, Sınırsız Güç kitabında Antony Robins’ in söz ettiği nefes ve Şan eğitimi açısından nefesle ilgili çeşitli teorik ve uygulamalı tecrübelerim olmuştu. Önceki bilgilerim ve uygulamalarıma güvenerek çok doğru nefes alarak onları şaşırtmayı bekliyordum; tahmin edin kim şaşırdı.
Normalde %30 kullandığımız nefes kapasitemizi %100 e çıkarmak için daha uzun süreli bir kursa kaydımı yaptırdım; Sizinle kurs tecrübemi de ayrıca paylaşırım.
Yazının devamında nefesle ilgili birkaç bilgiyi fazla teknik, bilimsel detaya girmeden paylaşmak istiyorum.
Biyolojik olarak nefes alma sebebimiz;  kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesidir.
Solunum sisteminde burun ve ağız yardımıyla dışarıdan alınan havanın içindeki oksijen, sırayla yutak, gırtlak ve soluk borusundan geçtikten sonra akciğerlere gelir. Akciğerlerde bronş ve bronşçuklardan geçerek alveollere gelir. Alveollerden kana geçer. Kan, hücrelere oksijeni taşır. Hücreler bu oksijeni kullanarak enerji elde ederler. Kan yardımıyla karbondioksit, tekrar alveollere gelir. Alveollerin içindeki kılcal damarlarda bulunan karbondioksit bronşçuk, bronş, soluk borusu, gırtlak ve yutaktan geçtikten sonra bu sefer ağız ve burundan çıkar.
Solunum kendiliğinden, sessiz, ağrısız, kolaylıkla gerçekleşir.
Peki bu kendiliğinden olaya müdahale ederek daha mükemmel hale getirebilir miyiz?
Sınırsız Güç kitabının yazarı Antony Robbins nefes ile ilgili söylediklerinin özeti;
Sağlığın temeli, sağlıklı bir kan dolaşımıdır.
Vücudun nasıl çalıştığına biraz daha yakından bakalım. Nefes almak sadece hücrelerin oksijenlenmesini kontrol etmez, aynı zamanda vücudu koruyan beyaz hücreleri içeren lenf (akkan) sıvısının akışını da ayarlar. Lenf sisteminin görevi nedir? Kan kalpten atardamarlar aracılığıyla ince, geçirgen kılcal damarlara pompalanır. Kan kılcal damarlara oksijen ve besin taşır ve bunlar hücrelerin etrafında bulunan akkana (lenf sıvısına) geçirilir. Hücre kendi sağlığı için gerekli olan besin ve oksijeni alır, bir kısmı tekrar kılcal damarlara dönecek olan toksinleri (zehirleri) dışarı atar. Fakat ölü hücreleri, kan proteinlerini ve diğer zehirli maddeleri dışarı atma görevi lenf sisteminindir. Lenf sistemi de derin nefes almakla eyleme geçirilebilir.
Kalp, dolanımdaki kanın pompasıdır, fakat lenf sistemi böyle bir pompaya sahip değildir. Lenflerde kalbin görevini, kas hareketleri ve nefes alma yerine getirir. Etkin bir lenf ve bağışıklık sistemiyle birlikte sağlıklı bir kan dolaşımına sahip olmak istiyorsanız; bu sistemleri harekete geçirecek şekilde derin nefes almak zorundasınız.
Tanınmış bir lenf uzmanı olan Dr. Jack Shields son zamanlarda bağışıklık sistemi üzerinde ilginç çalışmalar yapmıştır. Shields insan vücudunun içine koyduğu kameralarla lenf sistemini temizleyen uyarıcıların neler olduğunu gözlemiştir. Bu görevi en iyi şekilde diyaframa alınan derin nefesin yerine getirdiğini görmüştür. Derin nefes, vakum gibi kan dolaşımı aracılığıyla lenfi çeker ve vücudun toksinleri yok etme hızını artırır. Gerçekten de derin nefes ve alıştırmalar bu süreci on beş kat daha hızlandırabilir.
Derin nefes almanın önemini anlayıp uygulamak bile vücut sağlığını önemli oranda artırabilir. Yogada nefes almanın üzerinde bu kadar çok durulması bu yüzdendir ve derin nefes alma kadar vücudu temizleyen başka hiçbir şey yoktur.
Araştırmacılar hücrelerde habis ya da kanser oluşumunda temel etkenin oksijen azlığı olduğuna inanmaktadırlar. Oksijen azlığının hücrelerin yaşam kalitesini etkilediği kesindir. Sağlığımızın kalitesi de hücrelerimizin kalitesine bağlıdır. Bu nedenle sağlık için ilk öncelik, nefes almaya verilmelidir.
Sistemi temizlemek için en etkin nefes alma şekli nedir? Bir birim zamanda nefes alıyorsanız; dört birim zamanda içinizde tutmalısınız, iki birim zamanda dışarı vermelisiniz. Dört saniye nefes alıyorsanız; on altı saniye içinizde tutup, sekiz saniyede dışarı vermelisiniz. Nefesi niçin bir birimde alıp iki birimde veriyorsunuz? Lenf sistemi aracılığıyla toksinleri atmak için. Nefesi niçin dört birim tutuyorsunuz? Kan ve lenf sistemini tam olarak oksijenlendirmek için.
Nefes alırken kan sisteminden vakumda olduğu gibi tüm toksinleri dışarı atabilmek için karın bölgesinin en altından nefes almaya başlanmalıdır.
Bu nedenle sağlıklı yaşamanın ilk prensibi derin nefes almaktır. Günde en az üç defa yukarıdaki kurala göre on derin nefes almalısınız. Nefes alışlar burundan, verişler ağızdan yapılmalıdır. Uzun süre nefes alacağım diye kendinizi zorlamamalısınız. Günde en az üç defa on derin nefes almaya başlarsanız; sağlığınızda büyük gelişmeler olacağını göreceksiniz. İyi nefes almanın sağladığı faydayı sağlayacak hiçbir vitamin ilacı ya da yiyecek yoktur.
Genel olarak nefes almanın uygun yollarından birisi de havayla alıştırma yapmak anlamına gelen aerobik yapmaktır. Koşmak güzel, fakat streslidir. Yüzmek mükemmeldir. Tüm bu alıştırmaları kurallara uygun olarak yapmak gerekir.
Yoga eğitimlerindeki nefes alıştırmaları da yukarıda anlatılan modele benzerlik gösterir.
Ancak Yoga da nefese yoğunlaşma meditasyon amacıyla kullanılmakta. Önce tüm akciğerlerdeki tüm havanın mide kasları da kullanılarak sonuna kadar boşaltılması; sonrasında ise düşünerek ve kademeli olarak burundan nefes alınması ve dengeli tutulup, bırakılmasını izler.
ŞAN eğitiminde; Diyafram nefesini, diyafram kasını hissederek ve keşfederek kullanırız. Diyafram kasını, midemizin alt bölgesinde yatay olarak bulunan ve kullanıldığı esnada havanın girip, çıkmasıyla açılıp kapanan bir kas bütünlüğü sistemi olarak tanımlayabiliriz. Şan derslerinde diyafram kası, midenin alt tarafından yani ön karından itibaren, iki yanımıza doğru yani bel hizasındaki bölgelere doğru genişleyen nefeslerle çalıştırılır. Diyafram kası çalıştırıldığında, diyafram nefesi de oluşmuş demektir. Burundan alınan nefes, dişlerin arasından kademeli veya kesiksiz “ssss” sesi çıkararak dışarı verilir.

Sonuç olarak yöntem ne olursa olsun..
Beden ve ruh sağlığımız için.
Doğru NEFES ALMAYI öğrenmemiz ve UYGULAMAMIZ şart görünüyor..
Birlikte öğrenmek ve uygulamak üzere…
Sağlıkla, mutlulukla, sevgiyle kalın…
Dr. Deniz ÖNER

Hiç yorum yok: