Emine Hanım
kendinizi biraz tanıtır mısınız bizlere?
Samsunluyum, Konya'da ikamet ediyorum. 35 yaşındayım, evliyim. 1 kızım var. Gıda Teknikeriyim.
Teşhis konulduğunda ne hissettiniz? Nasıl bir tedavi sürecinden geçtiniz?
İlk teşhis acil serviste konuldu. Tansiyon şikayetiyle gidip, kanser teşhisiyle çıktım. ‘Bu bir kamera şakası mı?’ dedim, çok sağlıklıyım, kilo sorumum bile yoktu. Ertesi gün yapılan tetkikler sonucunda meme ca olduğum kesinleşti. Dedim benim için bir uğraş çıktı, çok boş oturdum sanırım. Doktorum kanser olduğumu ve ameliyat olmam gerektiğini söyledi.. Hımm dedim, peki şimdi ne yapıyoruz ?
Mastektomi ameliyatıyla oldum ve 1 ay sonra kemoterapi başladı. 6. kür kemoterapiyi aldım. Önümde bir kemoterapi ve 30 gün sürecek radyoterapi var.
Kontrol veya tedavi öncesi kaygınızı nasıl yeniyorsunuz ?
Kemoterapinin ismi bile korkutucu ama ben ona
öyle sesleniyorum. ''Ben senden daha güçlüyüm, sana
yenilmeyeceğim'' İlk kemoterapimi bu sözle almıştım.
Tedavi süresince sizi mutlu kılan, unutmadığınız bir anınız var mı?
Ben, her kemoterapiden sonra, kanımın biraz daha düzeldiğini ve normale döndüğümü görerek mutlu oluyorum. Kanserden önce hayatımda çoğu şeyi yaparken bile çok fazla yoruluyordum ve bunun sebebini hep merak ediyordum. Ancak hiç aklıma gelmemişti kanserin böyle bir etkisi olacağı. Şu an tedavim devam etmesine rağmen enerjim % 100. Ve hayatı her zamankine göre daha çok seviyorum, daha çok şeye gülüyorum ve hiçbir şeyin beni üzmesine izin vermiyorum. Bunu daha önce söyleseler inanmazdım ama hayat böyle daha güzelmiş.
Emine Hanım sizin yürüyüşle ilgili bir yorumunuz bize şevk verdi. Uyguladığınız kendi yönteminiz var mı?
Evet. Kara adamların bedenimde olduğunu öğrendiğim günden beri kendime hep hatırlattığım, gücün kendi içimde olduğu. Her gün sabah uyandığımda bedenime aldığım ilacın ya da kara adamların benden daha güçlü olmadığını kendime hatırlatıyorum. Haydi bakalım hiçte güçsüz değilsin bugün daha iyisin diyorum. Dünden daha çok iyisin... İnanın beyninize neyi gönderirseniz, bedeniniz size onu geri veriyor. Yürüyüş yaparken bacaklarımın zorlandığını hissettiğimde hayır! sadece tembellik ediyorlar, 2 dakika daha diyorum ve her geçen gün yürüyüşlerimi 5 dakika daha çoğaltıyorum.
Kendinize verdiğiniz olumlu telkinleriniz var mı?
Son olarak kanserle dans edenlere ve Kanserle Dans ailesine söylemek istediğiniz bir şey var mı ?
Bence bir son değil. Hayat, bu kara adamları misafir ettiğinizi öğrendiğiniz gün bitmiyor. Aslında bir başlangıç. Bizler Rabbimin nezdinde güçlü insanlarız. Her gün uyandığımda şükretmeyi öğrendim ve ne kadar güçlü olduğumu kendime hatırlatmayı öğrendim. Hala yürüyebildiğim, konuşabildiğim, düşünebildiğim için şükretmeyi öğrendim. Ve bu hastalığı yaşadığı halde pes eden ya da kendisine acıyan kaderdaşlarıma serzenişte bulunuyorum. Bu yazıyı görebiliyor, okuyabiliyorlarsa hala ümit var demektir. Bizim için hayat her gün biraz daha umutla doluyor. Ben bu hastalığı ilk öğrendiğimde aileme korkmayın dedim. İnandım, derdi veren Rabbimin bana dermanı da sabrı da verdiğine inanıyorum. Bana bu derdi veren Rabbime mi kızayım. İyiyi verdiğinde ne kadar şükrettik ki derdine isyan etme hakkımız olsun. Çok zorlu bir süreç yaşayabiliriz ama umut her zaman var. Gülümseyin ve hayata yeniden adım adım başlayın. Hiç kimse kendini eve kapatmak, sosyal hayattan soyutlamak gibi bir ceza vermesin kendine.
İyi ki varsın Kanserle Dans.
1 yorum:
Hela Emine .Yanindayiz süpersin ve seni KUtluyoruz
Birol Olcay
Yorum Gönder