Bir Üçlü Negatif Meme Kanseri Hikayesi Melody Wasson --Çeviri: Filiz Songül


Melody

Adım Melody Wasson ve 12 Haziran 2008 tarihinde üçüncü evre meme kanseri olduğumu öğrendim. Daha 28 yaşındaydım. 

Benim harika büyükannem 40 yaşında meme kanserinden vefat etti. Anneme, daha genç yaşta 35 yaşında meme kanseri teşhisi konuldu. Neyse ki annem 20 yıldır hayatta. Ailemin tıbbi geçmişini bildiğimden, ilk mamografimi 25 yaşında çektirdim. 26 yaşında ilk çocuğum oldu. Kocam ve ben ikinci bir çocuk istediğimizde, hamile kalmadan önce bir mamografi daha çektirmemin gerektiğini hissettim. Böylece Mayıs 2008’de ikinci mamografimi çektirmeyi planladım. Bundan önce, kendi aylık kontrolümü yapmıştım. Randevumdan iki hafta önce sağ mememde bir yumru hissettim. Ailemin tıbbi geçmişi nedeniyle bu bir alarmdı, fakat meme kanserinin kesin bir göstergesi değildi. Mamografi ve daha sonra yapılan biopsi en kötü korkumu teyit etti. Meme kanseriydim. Teşhis konduktan sonra, annemin yaptığı gibi kanserle mücadele etmeye ve ondan daha saldırgan olmaya karar verdim.

Kanser teşhisi konduktan kısa bir süre meme kanseri geni için test yaptırdım. Test BRCA 1 için pozitif çıktı. Bu benim meme kanseri olma ihtimalimin çok yüksek olduğunu gösteriyordu. Bir daha meme kanseriyle asla karşılaşmayacağımdan emin olmak için emin bir adım atmaya karar verdim. Meme kanserinin hayatımı almasına izin vermeyecektim. Annesine ihtiyacı olan bir kız çocuk ve karısına ihtiyacı olan bir kocam vardı. 16 Temmuz 2008 tarihinde iki taraflı meme ameliyatı (çift mastektomi) oldum. Neyse ki, kanser meme arkasına yayılmamıştı. 

Yaşımın genç olması ve kanserin saldırganlığı nedeniyle Ağustos ayından başlayarak kemoterapi almam gerektiği tespit edildi. İki haftada bir olmak üzere 16 hafta boyunca toplam 8 kemoterapi aldım. Kemoterapi tedavilerinin vücuduma ağır gelmesine ve her kemoterapiden sonra vazgeçecek noktaya gelmeme rağmen, meme kanserini yeneceğimi biliyordum. Son kemoterapiden kısa bir süre sonra, memelerin yeniden yapılandırılması için ameliyat oldum. Bu ameliyattan sonra kendimi, kalın bir kitabın son bölümünü okumuş gibi hissettim. Meme kanseriyle yolculuğum bitmişti ve hayattaydım. Tanrıya şükür.

Meme kanseriyle mücadelem süresince, benimle aynı durumda olan genç kadınlara etki edecek gücüm olduğunu biliyordum. Kanser teşhisi konulduğunun ertesi günü bir blog oluşturdum. Kanser yolculuğuma ait her doküman bu blogta tanımlandı. Hikayemi paylaştığım ve diğer kadınlara en umutsuz olduğu zamanlarda ümit vereceğim bir yer olsun istedim. Şimdi meme kanseriyle yolculuğumu tamamladım. İlk teşhis konduğunda benim de umutsuzca ihtiyaç duyduğum teşvik kaynağı olmak istiyorum. Beni iyileştirdiği için hergün Tanrıya şükrediyorum ve bir gün tedavisinin bulunması için dua ediyorum.

Kaynak:


1 yorum:

refika dedi ki...

Yaşamak bir umuttur, umut yaşamak...Hayat herşeye rağmen güzeldir ve "rağmenler" dir hayatı yaşanmaya değer kılan. Öncelikle kendimize ve yaşama isteğimize inanmalı, bu inancın gerektirdiği gücü bulmalıyız kendi içimizde kendi irademiz ve yürek gücümüzle. Öyküdeki bayan ilk anda kolay olmasa da, bilinçli ve inançlı adımlarıyla yenmiş bir çok zorluğu ve yaşamın gerçek değerini kavrayarak aldığı her nefesi lütuf saymış ve bunun gerektirdiği duyarlılıkla, aşkla bağlanmış hayata yeniden; ne güzel...
Her müşkül durumla birlikte, kanser gibi önemli sağlık vakalarında maddi çabalar kadar maneviyat da önemlidir. Kişinin manevi bağları güçlü ise, hastalıkla mücadelesi ve mutlu sona erişmesi de o derece mümkün olmakta. Bütün mesele farkındalıklı, duyarlı, bilinçli, azimli ve inançlı olmakta.