Bu yazıyı sizlerle
paylaşmamıza izin veren sevgili Psikolog Pelin Erbil’e sonsuz
teşekkürlerimizle. Yazının orijinali ve diğer yazılara www.pelinerbil.com internet sitesinden
ulşabilirsiniz.
Kanser
çiftler arası ilişkiyi bozar mı?
Kanser ve diğer
kronik hastalıklar hastanın olduğu kadar aile bireyleri ve bireylerle olan
ilişkileride etkiler. Bir çok çalışma sonucuna göre hasta eşlerinin hastayla
aynı oranda üzüntü ve endişe yaşadıkları tespit edildiği gibi; hasta ve eşler
tarafından hissedilen üzüntünün birbiriyle bağlantılı olduğu bulunmuştur. Yani
eşlerden birinin duygusal reaksiyon vermesi diğer eşinde aynı reaksiyonu
vermesine neden olmaktadır.
Eşlerden birine
kanser teşhisinin koyulmasını takiben diğer eşin 20-30% oranında psikolojik
dalgalanmalar ve mizaç değişiklikleri yaşadığı tespit edilmiştir. Tanıyı takip
eden 3 sene sonra eşler üzerinde yapılan kontrollerde meme kanserli kadınların
eşlerinin hastalardan daha yüksek seviyede endişe ve depresyon yaşadıkları
bulgulanmıştır ( Baider, Ever- Hadani,Goldzweig 2003; Foy&Rose 2001;
Langer, Abrams &Syrjala, 2003).
Meme kanseri tanısı koyulan hastaların eşleri şok
yaşadıklarını, geleceğe yönelik güvensizlik hissi duyduklarını, korku, üzüntü,
çaresizlik hisleri yaşadıklarını belirtmişlerdir
1991senesinde
yapılan bir araştırma sonuçlarına göre eşlerine meme kanseri teşhisi
koyulan erkeklerin ilişkilerinde mevcut sorunların kanser teşhisinden sonra
dahada büyüttüğünü ve sorunlardan bağımsız olarak ilişkilerinin kötüye
gittiğini ifade etmişlerdir.
Eşlerin
hastalığını takip eden günlerde erkekler eşlerine destek olmak için çaba
gösterdiklerini, daha çok çocuk bakımına yardım ettiklerini, ev işlerini
üstlendiklerini, çalışma programlarını mümkün olduğu derecede
değiştirdiklerini, duygusal destek verme anlamında eşlerine yardımcı
olduklarını,eşlerin vücutlarında meydana gelen değişimden dolayı ilişkilerinin
etkilenmesine meydan bırakmadıklarını belirtmişlerdir. Aynı zamanda eşlerine
fiziksel bakım ve ihtiyaçları için yardımcı olduklarını ve kuvvetli olduklarını
gösterdiklerini dile getirmişlerdir (Zahlis & Shands, 1991; Lethborg
et al., 2003).
Bazı erkeklerde
hasta eşlerine karşı nasıl davranacaklarını bilemediklerini ve bu nedenle
eşlerine destek olamadıklarını belirtmişlerdir (Zahlis & Shands ,1991).
Yukarıda refere
edilen çalışmalardan çıkan ortak sonuç, erkeklerin meme kanseriyle başa çıkmada
mücadele ettiklerini, kendi duygularını yadsıdıklarını ve düşünmeden
kaçındıkları sonucunu çıkartıyoruz (Zahlis & Shands, 1991; Lethborg et al.,
2003).
Duygular
|
Kategori
|
Oran
(%)
|
Kansere mahkumiyet
|
Şok karşısında çaresiz kalmak
Hayatın değiştiği hissi
Tanrının niye eşini seçtiğini düşünme
|
94
71
16
|
Değişim
|
Birbirimize daha yakın olacağız
İlişkimizi bu hastalık daha zorlaştıracak
Ebeveyn olarak bizi etkileyecek
|
54
69
29
|
Bakımla ilgilenme
|
Destek olma
Kendine ait zaman ihtiyacı
Duygu ve düşüncelerini ikinci ve üçüncü kişilerle
paylaşmama
|
33
10
23
|
İşlerin ilerlemesi için yardımcı olma
|
Yükü üstlenme
Hasta eşin yaşayacaklarına karşı hassasiyet
Pozitif olma
Kanser üzerine odaklanmama
En iyisini ümit etme
Hastalıkla beraber yaşamak için elimden geleni yapmak
|
56
50
40
40
54
21
|
(Ellen
H.Z.,Zahlis, MN and Frances M.L.,2010).
Akciğer, meme ve kolon kanseri teşhisi konmuş hasta grubunun eşleriyle yapılan klinik araştırmada eşlerin tanı tarihinden itibaren 1 sene boyunca yüksek seviyede psikolojik zorluklarla karşılaştıkları bulgulanmıştır
Eşin yüksek seviyede sıkıntı duymasına neden olan başlıca faktörler
Akciğer, meme ve kolon kanseri teşhisi konmuş hasta grubunun eşleriyle yapılan klinik araştırmada eşlerin tanı tarihinden itibaren 1 sene boyunca yüksek seviyede psikolojik zorluklarla karşılaştıkları bulgulanmıştır
Eşin yüksek seviyede sıkıntı duymasına neden olan başlıca faktörler
·
*Hastalığın evresi
·
*Hastanın duygusal uyumu
·
*Cinsiyet, yaş ve eşin
kişilik özellikleri
·
*Evliliğe uyum
·
*Ailenin işleyişi
gibi konular etkin olur.
Ancak eşlerde
görülen bu psikolojik değişimlerin “sevilen yakın bir kişinin kaybı/hastalığı”
dan dolayı mı yoksa hastalığa uyum süresince yaşanan zorluk ve değişimlerden mi
olduğunu söylemek oldukça zordur.
Aile
bireylerinden kadınların erkeklere oranla duygu ve düşüncelerini daha yoğun
yaşadıkları, kadınların hasta eşlerine daha fazla fiziksel ve duygusal
destek verdikleri çalışmalarda bulgulanmıştır.
Hastanın erkek
olması durumunda, eşinin yaşadığı psikolojik sorunlar hastanın psikolojik
durumuyla orantılı değildir. Eşin duygusal durumunu etkilejen majör durum,
hastanın (erkek) fiziksel durumudur. Eşin psikolojik değişimini, hastalığın
ilerlemesiyle ortaya çıkacak reel ihtiyaçların artmasıyla doğrudan
bağlantılıdır.
Ailenin ve
eşlerin hastalığa uyumları konusunda yaş faktörüde çalışmalara konu olmuştur.
Genç eşlerin, yaşi ilerlemiş eşlere göre daha yüksek oranda psikolojik
reaksiyon geliştirdikleri tespit edilmiştir. Ancak ileri yaştaki eşler,
hastanın ev bakımını idare etme konusunda fiziksel yetersizlik ve
sorumlulukarın artması nedeniyle daha fazla zorlandıkları tespit edilmiştir.
Uzman
Psikolog Pelin Erbil
İstanbul- Bebek
doğumlu, orta ve lise öğrenimlerini Sainte Pulcherie ve Saint Benoit Fransız
Kız Lisesinde yaptı. 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümünden
mezun olup bunu takiben İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji
Enstitüsünde Psikososyal Onkoloji Ana Bilim dalında Master'nı tamamlayıp Uzman
Psikolog ünvanını aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder