Benler ve Kanser

ABC’nizi bilmeniz lazım


Genelde vücudunuzda bulunan benler birbirine benzer. Eğer şüphelendiğiniz benleriniz var ise, dermotologunuza göstermenizi tavsiye ederiz. Ayrıca vücudunuzdaki benleri arada kontrol etmeyi ihmal etmeyin.

Displastik Nevi (tipik olmayan benler)


Tipik olmayan benler kanser değildir ama kansere dönüşebilir. Güneş gören veya görülmeyen yerlerde olabilirler. Şekilleri tam yuvarlak olmayabilir, düz veya kabarık olabilirler, farklı renklerde de olabilirler.

Benler ne zaman problem?


Benler, melonokist adı verilen zararsız büyüyen bir çeşit kisttir. Her ne kadar çok az miktarda ben kansere dönüşüyor olsada, anormal veya şekli bozuk benlerin melonomaya dönüşme ihtimali vardır. Normal benler düz veya kabarık olabilir, veya zamanla et beni haline dönüşebilirler. Kansere dönüşen benler genelde tam yuvarlak olmayıp, birkaç rengi olan ve kalem silgisinden büyük olanlardır. Genelde benler küçükken veya ergenlik zamanı çıkar. Ergenlik sonrasında benlerin çıkması çok görülen birşey değildir.

Kaynak:
http://www.webmd.com/melanoma-skin-cancer/ss/slideshow-skin-lesions-and-cancer?ecd=wnl_can_020513&ctr=wnl-can-020513_ld-stry&mb

Kanserle Baş Etmenin 6 Yolu

24 yaşındaki Huffington Post yazarı ve lösemi dans edeni Suleika Jaouad’dan çok güzel bir yazı. İlk madde ‘kendi topluluğunuzu bulun’ Kanserle Dans’ta yapmak istediğimizi anlatıyor. Kendiniz gibi olan kişileri bulabileceği bir topluluk olmak, yalnız olmadığınızı  hissettirmek.

Sevgiyle kalın,
ET

İnsanlar sürekli kanser hastalarına tavsiyelerde bulunuyorlar. Hasta olduğunuzu duyar duymaz beslenme hakkında ya da kemoterapinin beraberinde oluşan bulantıyı gidermek için doktor tavsiyeleri ve ipuçları ile ilgili öğütlerle size yardım etmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorlar. Bu tavsiyelerin çoğu güzel ve cesaret verici ancak bazı durumlarda başkalarının öğrendiklerini duyamayacak durumda oluyorsunuz çünkü kendi savaşınızla çok meşgul oluyorsunuz. Bu benim insanlara tavsiye verme konusunda tereddüt yaşamanın sebeplerinden birisiydi. Ben sadece 24 yaşındayım. 16 aydır kanser tedavisi görmekteyim. Bana çok uzun bir süre olarak gelse de tanıdığım 5, 7 ya da 10 yıldır kanser tedavisi gören insanlarla kıyasladığımda bu kısa bir dönem. Bu yol boyunca kanser hastası dostlarım, doktorlar, arkadaşlar- hatta tanımadığım insanlardan birçok samimi öğüt ve destek aldım ki bu benim için çok değerliydi. Teşhisimden bu yana 16 ay, kemik iliği naklimden bu yana ise 4 ay geçti ve bu yol boyunca ne öğrendiğimi paylaşmak istiyorum. İşte kanserle baş etmemde bana yardım eden 6 strateji:

1-Çevrenizi bulun:

İlk başta kanser topluluğu fikrine karşı çıktım. Kanser olmak yeterince zordu; bir de deneyimlerimi bir grup yabancıyla paylaşmak zorunda mıydım? Bu bana ekstra ödev gibi gelmişti. İlk kanser destek grubu toplantıma gitmeden önce birkaç ay tereddüt ettim. Düzinelerce benimki kadar ya da benimkinden daha da kötü hikâyeleri dinlemeyi hayal etmek kahrediciydi. Ama şaşırtıcı bir şey oldu. Kuzey New York’taki Gilda’nın Kulübünde bir genç yetişkin kanser destek grubuna gitmeye başladım. Teşhisimden itibaren ilk kez korku ve heyecanlarımda yalnız olmadığımın farkına vardım. Kanser deneyimimde yalnız hissetmek yerine orada aynı şeyleri yaşayan ve ne olduğu konusunda mantıklı olmamda bana yardımcı olabilecek aynı yollardan geçmiş ve geçmekte olan şaşırtıcı bir insan topluluğu olduğunu fark ettim.
Diğer kanser hastalarının hikâyeleri ile harap olmaktan ziyade onların gücü ve cesareti ile güçlendim ve esinlendim. Aynı zamanda sanal alemde - Twitter, Facebook ve diğerlerinde şaşırtıcı derecede güçlü ve enerjik bir kanser ağı buldum. Ama deneyimlerimden yola çıkarak- kelimelerin yetersiz kaldığı yerde- ne yollardan geçtiğinizi anlayan biri ile yüz yüze iletişimin yerini hiçbir şeyin dolduramayacağını söyleyebilirim. En yakın arkadaşlarımdan ikisi hastanede tanıştığım yaşıtlarım. Her an kanserden konuşmuyoruz. Ama ihtiyacımız olduğunda bunu paylaşabileceğimizi bilmek paha biçilemez.

2-Karmaşayı ortadan kaldırın:

Kanser hem içeride hem de dışarıda dağınıklığa neden olur. Bu ya vücudunuzu istila eden hastalığın kendisi ya da hastalıkla gelen maddi dağınıklıktır. Yığılan çamaşırlar, açılmamış faturalar, başucu masasında biriken turuncu reçeteli ilaç şişeleri, cevaplanmayan telefonlar, e postalar ve dahası… Kaosu küçük yollarla kontrol altına almaya çalışmanın yardımcı olacağını anladım. Thoreau bize düzenlememizi söylerken kanser hakkında konuşmuyor olabilir ama ‘’ basitleştir, sadeleştir’’kelimeleri sürekli beynimde dolaşıyor. Odamdaki gereksiz karmaşadan kurtuldum. Düzenli, küçük bahar temizlikleri yapıyorum. Neye ihtiyacım var? Neyi depoda saklayabilirim? Temizlik beni bitkin düşürse de bu benim kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. Çevremin nasıl göründüğü ve hissettirdiği zihnimde büyük bir etki yaratıyor, özellikle de yatarak uzun zaman geçirdiğimde. Hafif hissetmeyi seviyorum.

3-İlişkilerinize öncelik verin:

Kanser aynı zamanda beni sosyal hayatımı düzenlemeye zorladı. Lösemi olduğumu öğrendiğimde üniversiteden yeni mezun olmuştum. Düzinelerce arkadaşım, dostum bana gece gündüz çılgın bir sosyal ağ sağladılar, konuştular, mesaj attılar. 22 yaşındaki herkes gibi telefona bağlanmıştım. (Aslında bir iş bir de kişisel olmak üzere 2 tane BlackBerry taşıyordum.) Teşhisimden sonra eski günlerime ayak uydurup devam etmeye çalıştım, ama zaman daha azdı. Ve çok daha az enerjim vardı. Başta arkadaşlarımla eskisi gibi sık iletişim kuramadığım için suçlu hissettim. Ama kanser beni daha basit bir programa uymaya zorladı. Yeni bir telefon aldım- e posta, facebook, özel klavyesi olmayan basit bir model. Bu benim zamanın daha çok bilincimde olmamı sağladı. Şimdi az sayıda insanla iletişim kuruyorum. Daha az dağılmış, daha çok hazırlıklıyım. Bundan dolayı ilişkilerim daha güçlü.

4-Kendinize nazik olun:

Beni hayal kırıklığına uğrattığı için vücuduma kızgın olmak yerine kendime bunu kafaya takmama izni veriyorum. Söylemesi yapmasından kolay- Henüz bu noktayı tamamlayamadım çünkü hala kendime nazik davranmak konusunda çabalıyorum. Vücudum çok yorgun ve beynim puslu olduğunda ( buna kemo beyin diyorlar) kendime karşı gelmeye engel olamıyorum. Bazen öğlene kadar uyuyunca veya birkaç lokmadan fazla yiyemeyince ya da kaslarım tezgahtaki sürahiyi kaldıramayacak kadar zayıf olduğumda kendimi hastanelik ediyorum. Bu terslikleri başarısızlık ya da zayıflık olarak görmemek günlük bir savaş. Ama değiştiremeyeceğim şeyler için kendimi cezalandırmamaya çalışıyorum. Kendimize en anlayışlı biz olmalıyız. Genelde kendimize en çok bizim yargılayıcı ve sert olabildiğimizi gördüm.

5-Başkası için bir şeyler yapın:

Uzun bir süre hasta olma deneyimi ilgi odağı olmak anlamına gelir. Birinin sizinle ilgilenmesi gerekir, insanlar devamlı sizin için endişelenir ve bir hasta olarak siz de kendinize odaklanarak çok zaman geçirirsiniz. Ve bu dönem bolca ‘’siz’’ içerir. Kanser size bir tür miyop bahşeder. Her zaman her şeyin üstünde kendi sağlığınızı tutarsınız. Bu diğer insanları düşünmek için yeteri kadar zaman vermez. Teşhisimden bu yana ilk kez diğer kanser hastalarına ve zor bir dönemden geçen arkadaşlarıma mektup ve yardım paketleri göndermeye başladım. İnsanlara elimizi uzatarak aldığımız tüm yardım ve ilgiyi aktarabiliyoruz. Anladım ki acı çeken diğer insanlara küçük şükran ve bağlılık eylemleri beni kendime acımadan kurtarıyor ve yardım edilen olmanın yanında yardım etme gücümün olduğunu hissetmemi sağlıyor.

6-Kanserden bağımsız hedefler koyun:

Teşhisimin ilk günlerinden itibaren benim için kanserin kayıplarından biri hayallerimi ve hedeflerimi erteleme hissi oldu. Bu durdurulan planlar-hayaller, kesintiler- her gün üzerime daha çok ağırlık yaptı. Durmadan yapabileceğim her şeyi düşünüyordum - her şeyi ama hastanede yatarak yada infüzyon koltuğunda oturarak. Tam hastalanmadan önce hayallerim üzerine çalışıyordum. Son sınıfta yaptığım Tunus politikası hakkındaki araştırmama dayanarak oradaki devrimi rapor etmek için babamın vatanı olan Tunus’a bir seyahat planlıyordum. O zaman Arap Devriminin ilk günleriydi. Büyük şeyler oluyordu ve bunu incelemek için hazırdım. Ama teşhisim kemo ve yeni planları getirdi. Bu fırsatı kaçırmak kahrediciydi. Ama kanserin hayatımı beklemeye almasına izin vermek istemedim. Bir çeşit yazar olmak her zaman benim hedefim olmuştu. Bundan dolayı şimdi tekrar bu hedefimi gerçekleştiriyorum. Ama bu sefer farklı bir devrimi yazıyorum.
İnsanlar kanser hastalarına sürekli tavsiyede bulunur. Hasta olduğunuzu duyar duymaz beslenme, doktor tavsiyesi ya da kemoterapinin beraberinde oluşan bulantıyı gidermek için öğütlerle size yardım etmenin bir yolunu bulmaya çalışır. Bu tavsiyelerin çoğu güzel ve cesaret verici ancak bazı durumlarda bunları duyamayacak kadar kendinizle meşgul oluyorsunuz. Tavsiye verme konusunda tereddüt yaşamanın sebeplerinden biri bu.  

Sadece 24 yaşındayım ve 16 aydır kanser tedavisi görüyorum. Bana çok uzun gelse de tanıdığım 5, 7 hatta 10 yıldır kanser tedavisi gören insanlarla kıyasladığımda bu kısa bir dönem. Bu süreçte dostlarım, doktorlar, arkadaşlar- hatta tanımadığım insanlardan benim için çok değerli samimi öğütler ve destek aldım. Teşhisimden bu yana öğrendiklerimi ve kanserle baş etmemde bana yardım eden 6 stratejiyi paylaşmak istiyorum:

1-Topluluğunuzu bulun:

İlk başlarda kanser topluluğu fikrine karşı çıktım. Kanser olmak yeterince zordu; bir de deneyimlerimi yabancılarla mı paylaşacaktım?  İlk kanser destek grubu toplantısına gitmeden önce tereddüt ettim. Benimki kadar ya da benimkinden kötü düzinelerce hikaye dinlemek endişe vericiydi. Ama şaşırtıcı bir şey oldu. New York’taki bir genç yetişkin kanser destek grubuna gitmeye başladım. Teşhisimden itibaren ilk kez korku ve heyecanlarımda yalnız olmadığımın farkına vardım. Kanser deneyimimde yalnız hissetmek yerine orada aynı şeyleri yaşayan ve ne olduğu konusunda mantıklı olmamda bana yardımcı olabilecek aynı yollardan geçmiş ve geçmekte olan şaşırtıcı bir insan topluluğu olduğunu fark ettim. Diğer kanser hastalarının hikayeleriyle  onların gücü ve cesareti ile güçlendim ve esinlendim.

Sanal alemde de- Twitter, Facebook gibi-- şaşırtıcı derecede güçlü ve enerjik bir kanser ağı buldum. Ama deneyimlerimden yola çıkarak ne yollardan geçtiğinizi anlayan biri ile yüz yüze iletişimin yerini hiçbir şeyin dolduramayacağını söyleyebilirim. En yakın arkadaşlarımdan ikisi hastanede tanıştığım yaşıtlarım. Her an kanserden konuşmuyoruz. Ama ihtiyacımız olduğunda bunu paylaşabileceğimizi bilmek paha biçilemez.

2-Karmaşayı ortadan kaldırın:

Kanser hem içeride hem de dışarıda dağınıklığa neden olur. Yığılan çamaşırlar, açılmamış faturalar, başucu masasında biriken turuncu reçeteli ilaç şişeleri, cevaplanmayan telefonlar, emailler… ‘’ basitleştir, sadeleştir’’kelimeleri sürekli beynimde dolaşıyor. Odamdaki gereksiz karmaşadan kurtuldum. Düzenli, küçük bahar temizlikleri yapıyorum. Neye ihtiyacım var? Neyi depoda saklayabilirim? Temizlik beni bitkin düşürse de kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. Etrafımın nasıl göründüğü ve hissettirdiği zihnimde büyük bir etki yaratıyor, özellikle de yatarak uzun zaman geçirdiğimde. Hafif hissetmeyi seviyorum.

3-İlişkilerinize öncelik verin:

Kanser sosyal hayatımı düzenlemeye zorladı. Lösemi olduğumu öğrendiğimde üniversiteden yeni mezun olmuştum. 22 yaşındaki herkes gibi telefona bağlanmıştım. (bir iş bir de kişisel olmak üzere 2 tane BlackBerry taşıyordum.) Teşhisimden sonra eski günlerime ayak uydurup devam etmeye çalıştım, ama zamanım ve enerjim enerjim azdı. Başta arkadaşlarımla eskisi gibi sık iletişim kuramadığım için suçlu hissettim. Ama kanser beni daha basit bir programa uymaya zorladı. Şimdi az sayıda insanla iletişim kuruyorum. Daha az dağılmış, daha çok hazırlıklıyım. Bundan dolayı ilişkilerim daha güçlü.

4-Kendinize nazik olun:

Beni hayal kırıklığına uğrattığı için vücuduma kızmak yerine kendime bunu kafaya takmama izni veriyorum. Söylemesi yapmaktan kolay- Kendi kendime nazik davranmak konusunda çabalıyorum. Vücudum  yorgun ve beynim puslu olduğunda ( buna kemo beyin diyorlar) kızgınlığa engel olamıyorum. Bazen öğlene kadar uyuyup, birkaç lokmadan fazla yiyemeyince kendime kızıyorum. Ya da kaslarım tezgahtaki sürahiyi kaldıramayacak kadar zayıf olduğunda. Bunları başarısızlık ya da zayıflık olarak görmemek günlük bir savaş. Ama değiştiremeyeceğim şeyler için kendimi cezalandırmamaya çalışıyorum. Kendimize karşı  anlayışlı  olmalıyız. Genelde en yargılayıcı ve sert kendimize davrandığımızı gördüm.

5-Başkası için bir şeyler yapın:

Uzun süre hasta olmak sizi ilgi odağı yapıyor. Kanser size bir tür kısa görüş bahşeder. Her zaman her şeyin üstünde kendi sağlığınızı tutarsınız. Bu diğer insanları düşünmek için yeteri kadar zaman vermez. Teşhisimden bu yana ilk kez diğer kanser hastalarına ve zor dönemden geçen arkadaşlarıma mektup ve yardım paketleri göndermeye başladım. Anladım ki acı çeken diğer insanlara küçük şükran ve bağlılık eylemleri beni kendime acımakdan kurtarıyor ve yardım edilen olmanın yanında yardım etme gücümün olduğunu hissetmemi sağlıyor.

6-Kanserden bağımsız hedefler koyun:

Teşhisimin ilk günlerinden itibaren hayallerimi ve hedeflerimi ertelediğimi hissettim. Bu planlar-hayaller, kesintiler- her gün üzerime daha çok ağırlık yaptı. Durmadan hastanede yatmak yerine yapabileceğim şeyleri düşünüyordum. Hastalanmadan önce hayallerimi gerçekleştirmeye çalışıyordum.  Ama teşhisim ve kemo yeni planlar yapmama neden oldu. Bu fırsatı kaçırmak kahrediciydi. Ama kanserin hayatımı beklemede bırakmasına  izin vermek istemedim. Yazar olmak her zaman amacımdı ve şimdi tekrar bu hedefimi gerçekleştiriyorum.

Kaynak:

http://well.blogs.nytimes.com/2012/08/23/life-interrupted-six-ways-to-cope-with-cancer

Kemoterapinizin İlk Gününde Beklenenler --Çeviri: Filiz Songül



Rachel Midgett 41 yaşında ve metastatik meme kanseriyle dans ediyor. IVF yöntemiyle hamile kalmaya çalışırken sol memesinde bulunmuş kist. İlk kist iyi huylu ancak altında bulunan 4,5 santimlik kist kanserli çıkmış. Teşhis zorlu da olsa da iyileşeceğine inancı tam.

Sol memesi radikal masektomi ile alındığı hafta başlanmış kemoterapisine. İşte MD Anderson'daki kemoterapi güncesinden bir bölüm.

 
Kemoterapi, insanların duymak istemediği bir kelime ve geçirmek istemedikleri bir deneyim. Fakat biz kanser hastaları için genellikle başka seçim kalmıyor.

İlk kemoterapi tedavisinde nasıl dehşete düştüğümü hatırlıyorum. Kusacak mıydım? İlaca karşı bir reaksiyonum olacak mıydı? Bir odada tek başıma veya diğer kemo hastaları ile birlikte mi kalacaktım?


İlk gün ne beklemeliyim gerçekten bilemedim. Bununla birlikte, yaklaşık 4 yıl sonra, şimdi kendimi bir profesyonel gibi hissediyorum.

Kemoterapi için hazırlanmak

Öncelikle, kan verilmesi için birkaç saat önceden gelmeniz söylenebilir. Hoşlanmasanız da inanın bu sizin yararınızadır. Bu ekstra zamanı kendinizi rahatlatmak ve dinlenmek için kullanın.

Kemoterapi katına gittiğinizde,  laboratuar sonuçlarınız gelmişse ve boş oda varsa sizi yaşamsal verileriniz kontrol edilir. Değerleriniz uygunsa ilacın verileceği kemoterapi odasına alınırsınız.

 
Kemoterapi almaya hazırlık

Kemoterapi katına geldiğinizde, hemşire kemoterapi ilaçlarının ve gerekli önleyici ilaçların isteğini yapar.

İlaçların gelmesi en az 30 dakika sürer. Önleyici ilaçlardan bazıları steroidler, bulantı önleyici ilaçlar ve ve ya anksiyete ilaçlarıdır.

Kemoterapi ilaçları ve önleyici ilaçlardan nelerin verildiğine bağlı olarak her doktor, kendi talimatını kemoterapi odasına iletir.
Bu arada, hemşireniz, eğer yoksa, kolunuza bir damar yolu (port) açar. Damar yoluyla salin solüsyonu verilir.

İlaçlar geldikten sonra hemşire ilaç torbalarını askılarına asar. Önce önleyici ilaçlar, daha sonra kemoterapi ilaçlarını vermeye başlar.
Kemoterapi esnasında


Steroidler size enerji verir. Alerji ilaçları ve anksiyete ilaçları ise uykunuzu getirir.

İlk kez kemoterapi alıyorsanız, sonunda kendinizi nasıl hissedeceğinizi bilmediğinizden bir refakatçının yanınızda  bulunması önemlidir.
 
Kemoterapi süresi 5 dakikadan 8 saatte kadar sürebilir.  Bu aldığınız kemoterapiye bağlıdır.

Kemoterapi esnasında hemşireniz gelerek yaşamsal verilerinizi ve ilaçlara reaksiyonunuzu kontrol eder.

Kemoterapi süresince siz dinlenir, yemek yer, ziyaretçi kabul eder, çalışır, ne yapmak isterseniz yaparsınız. Tekerlekli olan ilaç askısıyla yürüyüş yapabilir veya dışarıda oturabilirsiniz.
 
Kemoterapi bittikten sonra hemşire ilaç yolunu kapatır ve damaryolu iğnesini çıkartır.

Kemoterapiden sonra ilaçların herhangi bir reaksiyon yapmadığından emin olmak için sizi 30 dakika bekletirler.

Daha sonra eve gidebilirsiniz. Aldığınız önleyici ilaçlar ve kemo terapi nedeniyle enerji kaybedebilir ve günün sonuna kadar kendinizi çok uykulu hissedebilirsiniz.

Kaynak:




 

Kemoterapi Günlüğüm -Laura Price Bölüm 1

Huffingtonpost yazarı Laura Price meme kanseri sürecini ve kemoterapiyi günlük şeklinde paylaşmış köşesinde. Herkesin farklı yaşayacağı bir dönem ama kimbilir belki okumak size de kendi kemoterapi güncenizi yazma ve paylaşma isteği verir.

ET

Meme kanserine yakalanmadan önce kemoterapi hakkında hiçbirşey bilmiyordum. Kemoterapinin saç dökülmesine yol açtığı da dahil. İlk 6 kür FEC-T tedavisi sonrası ne menem birşey olduğunu anladım. 

 
Kemoterapi 1. raund

7 Ağustos: 30. yaş günümü kutladıktan tam beş gün sonra Manchester’de Christie Kliniğinde rahat bir koltukta  bir hemşire elime iğne ve kanül yerleştirirken oturuyordum. Sonraki 2 saat önümdeki ekranda Olimpiyatları izlerken sıvı ilaç kokteyli uzun bir tüpten damarlarıma akıyordu.  Rahatsız ama ağrısız bir prosedürdü ve mide bulantısını önlemek için ilaçlar verildi.

İlk kemoterapim Brownlee kardeşlerin Olimpiyatta triatlon  altın ve bronz madalyası aldıkları güne denk geldi. Onlar gibi West Yorkshire’lı olduğumdan bu yarışa kaptırmıştım kendimi ve kafamı kemo süresince yaşadığım karıncalanma ve soğuma hissinden uzaklaştırmama yardımcı oldu bu. En son iğne milli marş çalınırken yapıldı, ben Alistair ve Jonathan Brownlee madalya podyumuna çıkışlarını izliyordum ve ilk engelimi aşmış olduğum için kendi sırtımı sıvazladım.

O gece yatakta kusmamak için vücudumdaki tüm enerjiyi kullandım. Kendi kendime mırıldandım, şarkı söyledim bulantı dalgalanmalarını atlatmak ve kafamdaki zonklamayla baş etmek için. Bir sonraki aşamayı bilmemek en kötüsü, yatağımın yanında bir kova tutuyorum her ihtimale karşı.

8 Ağustos: Steroidler neticesi uykusuz bir gece sonrası akşamdan kalmış gibi bir migren hissiyle uyandım. Kahveyi, çayı ve şekerli yiyecekleri tamamen bırakmıştım ama elime geçirdiğim tuzlu yiyeceklere karşı hala iştahım açıktı. Tüm günü yatakta kafam zonklayarak ve hafif bulantıyla geçirdim. Tedavinin yan etkisi olarak hafif kabızlık da yaşıyordum ve uzunca bir süre banyoda kalmama neden oldu bu.

Öğlen bir hemşire eve gelerek bağışıklık sistemimi güçlendirecek bir enjeksiyon iğnesi yaptı. Cildim gri bir renk almış, genç kızlık zamanlarımdaki gibi sivilcelenmişti.

Ağustos 9-12: Bulantı 3. günden sonra azaldı ama kendimi yorgun hissediyordum. Sadece yedim, uyudum ve Olimpiyatları seyrettim. Kedime hemşire Molly adını taktım  çünkü bu uzun, uykusuz geceler boyunca bana eşlik ediyordu.

Ağustos 17: İlk kemodan 10 gün sonra kendimi tekrar insan gibi hissetmeye başlamıştım. 1 hafta iyi uyumama rağmen hala yorgun hissediyordum ama iştahım yavaş yavaş yerine geldi ve 1 hafta için Londra’ya gitmeyi başardım. Bu arada zayıflamış bağışıklık sistemim nedeniyle paranoya yaşıyor ve kalabalık toplu taşıma araçlarında enfeksiyonları engellemek için leydi makbet stili el dezenfektanı obsesyonuyla yaşıyordum.

Ağustos 26: Saçlarım dökülmeye başladı parçalar halinde. Zaten saçımı kısa kestiğim için zor olmadı hatta terapötik bir yönü vardı böyle dökülmesinin . Kalın kirpiklerim ve kaşlarım aynen kaldı.

Ağustos sonunda zor bir 3 hafta geçirmiştim ama devam edecek gücüm vardı.

Kaynak:

Ağız Kanseri Taraması Yaptırın --Çeviri: Nazan Öner

Ağız kanseri (ağız, dil, bademcik ve boğaz kanseri) tekrar artmaya başladı. Son beş yılda Ağız Kanserinin görülme oranı arttı ve bu yıl ABD'de yaklaşık 40000 yeni vakanın teşhis edilmesi beklenmektedir. Ağız Kanseri artık nadir görülen kanserler arasında düşünülmemektedir.

Ağız Kanserine ne sebep olur?

Sigara içmek, tütün çiğnemek, oral sex ile geçen HPV bilinen birkaç sebeptir.

Prognoz (hastalık sonucunun tahmini) nedir?

Herhangi bir kanserde olduğu gibi, prognoz hastalığın teşhis ve tedavi sırasındaki ilerlemesine bağlıdır. Fakat erken teşhisle Ağız Kanserinde % 80-90 oranında hayatta kalma oranı vardır. Daha sonraki safhalardaki teşhislerdeki oran % 45'e düşmektedir.

 
Ağız Kanseri için herhangi tarama şekli varmıdır? EVET!

 
Tıpkı mamogram, kolonoskopi gibi Ağız Kanseri tarama testleri ile semptomlar oluşmadan önce kanser hücre oluşumları tanımlanabilir.

 
Ağız Kanserini kendi kendimize teşhis etmemiz zor olacağından dişçimizden ağız Kanseri taraması yapmasını isteyiniz, şüphesiz doktorunuz ağız, baş ve boynunuzdaki değişiklikleri daha kolay görebilir/hissedebilir.


Eğer aşağıdaki belirtilerden herhangi biri sizde veya tanıdıklarınızda varsa hemen diş hekiminize yada doktorunuza başvurunuz:


- Ağzınızda bir yada iki haftadan uzun süren yara veya lezyon

- Yanağınızda bir şişlik yada kalınlaşma

- Diş etleri, dil, bademcik veya yanak yada ağız içinde beyaz veya kırmızı leke/ben

- Boğaz ağrısı yada boğaza bir şey takılmış hissi

- Çiğneme veya yutma güçlüğü

- Çene veya dili hareket ettirme zorluğu

- Dilde yada ağzın herhangi bir yerinde uyuşma

- Takma dişlerin çenede şişliğe yada rahatsızlık vermeye başlaması

- Ses kısıklığı

Kaynak

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Çeviri: Nazan Öner

Jinekoloğunuzdan Rahim Ağzı Kanseri (Pap Smear) Taraması Yapmasını İsteyiniz!

Neredeyse bütün kadınların Rahim ağzı kanseri riski ile karşı karşıya olduğu düşünülürse erken teşhis ve önlem/tedbir almak kanseri yenmenin anahtarıdır.

Amerikan Kanser Derneği rahim ağzı kanser vakalarına bu yıl yaklaşık 12000 yeni vakanın ilave olarak teşhis edileceğini öngörmektedir.
 
HPV taşıyıcıları ve Human Papilloma virüs hikayesi olanlar en fazla risk altındadır. Buda HPV'nin rahim kanserine neden olabileceğini göstermektedir.

Gardasil günümüzde kızlarımızı HPV ve rahim kanserinden korumak için kullanılmaktayken bu aşıyı olmamış orta yaşlı kadınlarımız ne olacak?
 
HPV ve Rahim Ağzı Kanserini tarama testleriyle teşhis etmek mümkün mü? EVET !!!

Digene HPV testi, 30 yaş üzerindeki kadınlarda FDA onaylı PAP testi ile birleştirilerek uygulanabilir.

 
Neden 30 ve üzeri yaş riskli?

HPV enfeksiyonun 30 yaş üzerindeki kadınlarda daha kalıcı olma ve potansiyel kanser olma riski var. Bu enfeksiyon 30 yaş altındaki kadınlarda daha yaygın olsa da genellikle probleme yol açmadan yok olur.

Sonuç olarak rahim kanserinin riskini azaltmak için 30 yaş üzeri kadınlarımız yıllık yaptırdıkları PAP testlerine ek olarak HPV testi de yaptırmalılar.


Kaynak:


Mememi Kaybedişim, Yeni Saç Kesimi ve Büyük Ödülü Kazanışım Foto-Günlük



San Diego’lu 48 yaşındaki fotoğrafçı  Adriene Hughes 2004’te östrojen pozitif 2. evre meme kanseri teşhis ve tedavi yolculuğunu resimlerle anlatmış. Bu resimlerin tamamını sitesinde görebilirsin biz sizler için birkaç taneyi seçtik.

Kanseri aramak



Meme kanseri teşhisi sonrası, tüm vücut taramasıyla kanserin kan ve kemik sistemine yayılıp yayılmadığı araştırıldı. Şanslıydım birşey bulunmadı.


Implant böyle birşey



Ameliyat öncesi plastik cerrahım, Dr. James Chao ile birlikte rekonstrüktif cerrahide kullanılacak implantlere baktık.

Benim elimdeki silikon olanı, onun elinde ise geçici salin implant var.



Masektomi sonrası


Ameliyat sonrası hala anestezi ve ağrı kesicilerin etkisiyle. Sağ memem alınmış ve yerine geçici implant konulmuş.



Giden saçlara bakın

Kemo öncesi saçımı kısa kestirdim. Bir andan uzun saçtan saçsız olmak  benim için şok etkisi yaratmasın diye.

Başta çok kötü hissettim, saçımın bu kadar kişiliğimle örtüşmüş olması gülünç.



Gerçek arkadaş

Saçım kesilirken çok ağladım, arkadaşım Karen yanımdaydı ve elimi tuttu.

Bir saat sonra kötü hissetmiyordum. Kendimi özgür hissettim.


Kemoterapi ilk günüm

Bu hemşire Katie bana 4 ay sürecek kemoterapimin ilk enjeksiyonumu verirken.

Tıpkı söylediği gibi idrarım kırmızı renk oldu.


Kemoterapi seansı öncesi tansiyonum ölçülürken

Hemşirem bacağımdan tansiyonumu ölçerken.

Paclitaxel Taxol olarak da bilinen bir kemo ilacı alıyorum, bazı  porsuk ağaçlarının kabuk ve iğnelerinden elde ediliyormuş.


Son kemo

Kemoterapi hızlı büyüyen kanser hücrelerini öldürüyor.

Pembeleri seviyorum... Hayatta pembe, sağlıkta pembe, hep pembe!

 
Ve hareket günü geldi, hazırdım

Bu survivor madalyasını Amerikan Kanser Derneği 5 kilometre yarışını bitirdiğimde aldım.  

Takım arkadaşım Anne Colburn ile birlikte toplam 940 dolar bağış topladık.



Bir yorgunluk molası

Kemoterapi sonrası ilk günler ve haftalar zor geçti ve fırsat buldukça dinlenmeye çalıştım.


Teşhisten tam bir yıl sonra

Ekranda teşhisten 1 yıl sonraki dijital mamogramın resmi var.

İçimden bir ses her şey iyi olacak diyordu ve oldu da!

Kaynak: