Bölüm 1:
http://kanserle-dans.blogspot.com/search?updated-max=2013-08-24T20:49:00-07:00&max-results=25
Bölüm 2:
http://kanserle-dans.blogspot.com/2013/08/meme-kanseri-ve-beslenme-2-ceviri-nil.html
Bölüm 3:
http://kanserle-dans.blogspot.com/2013/08/meme-kanseri-ve-beslenme-3-organik.html
Bölüm 4:
http://kanserle-dans.blogspot.com/2013/08/meme-kanseri-ve-beslenme-bolum-4-lifli.html
Beslenme ile ilgili sorularınızı VE aldığınız ilaçlarla olası etkileşimleri mutlaka doktorunuza sorun ve bir uzman diyetisyene danışınız!!
Bu bilgiler, UCSF Helen Diller Kanser Merkezi, University of California, San Francisco, tarafından yaklaşık 400’e yakın araştırmadan derlenerek oluşturulan ‘’Meme Kanseri ve Beslenme’’ kitapçığından izinli kullanımdır.
Kaynak: http://cancer.ucsf.edu/_docs/crc/nutrition_breast.pdf
Bu kadar bilgiyi okuyamam diyenler için bu bölümün özeti:
Kıssadan Hisse
• Daha az yağ kullanımı daha iyidir.
• Hayvansal yağları sınırlandırın.
• Hidrojenize edilmiş yağları kullanmayın.
• Salatalarda ve yemeklerde saf sızma zeytinyağ, kanola yağı, macadamia fındığı yağı ve badem yağı tercih edilmelidir.
ER- meme
kanserine yakalanan kadınlarda az yağlı beslenmeyle kanserin tekrarlama riski
%42 azalmaktadır. Daha sonra yapılan Avrupa İleriye Dönük Beslenme ve Kanser
İncelemesi (The European Prospective Investigation into Nutrition and Cancer – EPIC),
yüksek oranda yağ içeren bir diyetin meme kanseri riskini önemli derecede
artırdığını açıklamıştır; %35-%39 oranlarında yağ içeren bir diyetle beslenen
kadınların %31’in altında yağ içeren bir diyetle beslenen kadınlara göre daha
yüksek meme kanseri riskine sahip oldukları bulunmuştur [112].Karşılaştırılan bu
iki diyet her ne kadar düşük yağlı sayılmasa da, yapılan çalışma yağ
tüketiminin kanser riski üzerinde anlamlı bir etkisi olduğunu göstermiştir.
Kanser
riskindeki bu artma potansiyelinin kaynağı kısmen, yüksek yağ içerikli bir
diyetin östrojen seviyelerinde artışa yol açmasıyla ilgili olabilir; yüksek östrojen
seviyeleri meme kanseriyle ilişkilendirilmektedir. Ergenlik çağındaki genç
kadınlar üzerine yapılan bir çalışmada, ergenlik döneminde tüketilen yağ miktarının
biraz azaltılması vücuttaki (östradiol*, estron* ve progesteron* gibi) cinsiyet
hormonu konsantrasyonlarında düşüşe neden olduğu bulunmuştur [113]. Daha düşük
hormon seviyelerinin gerçekten de daha düşük meme kanseri riskiyle ilişkili
olup olmadığını anlamak için daha çok araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Ayrıca, düşük yağlı, yüksek
karbonhidratlı bir beslenme tarzının özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda
meme yoğunluğunda önemli bir düşüşe neden olabileceği gösterilmiştir. Toplam kalorinizin yaklaşık %20’sini
yağdan, %8’den azını ise doymuş yağlardan almayı hedefleyin. Yapılan
araştırmalar tüketilen yağ türünün de sağlık açısından son derece önemli
olduğunu göstermektedir.
Doymuş Yağlar
• Çeşitli
çalışmalarda et ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı doymuş yağ tüketimiyle
kanser arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur [114-117]. Meme kanseri üzerine yapılan araştırmaların
sonuçları ise henüz belirsiz.
• Yapılan
kohort* çalışmalarında, menopoz sonrası kadınlarda toplam doymuş yağ asidi
alımının meme kanseri ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu gösterilmiştir; aynı
bulgu menopoz öncesi kadınlar için görülmemiştir [118].
• Doymuş yağ
tüketimini değerlendirme amacıyla tutulan haftalık günlük bilgilerine dayanarak
yüksek doymuş yağ alımının meme kanseri riskini artırdığı bildirilmiştir. [116].
• Bir
meta-analizde* daha çok doymuş yağ tüketildiğinde meme kanseri riskinin %19
arttığı gözlemlenmiştir. [119].
• Diğer
çalışmalar ise, doymuş yağ ve meme kanseri arasında anlamlı bir ilişki bulamamıştır.
[120-122].
Trans Yağ Asitleri
• Yapılan ilk
araştırmalar trans yağ asitlerinin kanser riski ile ilişkili olabileceğini göstermektedir
[123-126].
• Trans yağ
asitleri ve meme kanseri riski arasındaki ilişki üzerine çok az sayıda çalışma
bulunmaktadır; daha kesin sonuçlara ulaşabilmek için daha çok araştırmaya
gereksinim duyulmaktadır. Gene de, bazı çalışmalar trans yağlarla meme kanseri
riski arasında pozitif bir ilişkinin varlığına işaret etmektedir [125, 127].
• Bu yağlar,
iyileşmeyi düzenleyen hormonal sistemleri aksatabilir, defektif (hasarlı) zarların
yıkımına yol açabilir ve kanser gelişimini teşvik edebilirler.
• Menopoz
sonrası kadınlar üzerine yapılan bir çalışma, dokularında daha yüksek düzeyde trans
yağ asiti bulunan kadınların meme kanserine yakalanma risklerinin %40
arttığını bildirmiştir [128].
• Yüksek
miktarlarda trans yağ asidi tüketen kadınlarda meme kanseri riski anlamlı
derecede artmaktadır [126].
o Trans yağ
asidi tüketimi açısından en yüksek beşte birlik dilimde bulunan kadınların meme
kanseri riski, en düşük beşte birlik dilimdeki kadınlara göre %75 artmaktadır.
Omega-9 Yağ Asitleri (Tekli Doymamış Yağlar)
• Şu anda çoğu
araştırma, omega-9 yağları ve meme
kanseri riski arasında ya ilişki bulamamakta [120,126] ya da hafif koruyucu bir
etki gözlemlemektedir [122,129-131].
• Birkaç
vaka-kontrol* çalışması, omega-9 yağları bakımından zengin olan zeytinyağı
tüketiminin meme kanseri riskini %13-34 oranında azalttığını bildirmiştir. [132-135].
o Başka bir
çalışmada, günde en az 8.8 gram zeytinyağı tüketen kadınların meme kanserine
yakalanma risklerinin %73 daha düşük olduğu saptanmıştır [131].
• Zeytinyağında
bulunan bir omega-9 yağ asidi olan oleik asitin, sinerjik bir biçimde
Herceptinin (trastuzumab) etkisini artırdığı gözlemlenmiştir [136, 137].
• Ancak, üç
kohort çalışmasını da içeren bir meta-analizde*, toplam tekli doymamış yağ
asitleriyle ve bir tür omega-9 yağ asiti olan oleik asitin meme kanseri riskini
önemli ölçüde artırdığı gösterilmiştir [118].
Temel Yağ Asitleri
Temel yağ asitleri, sağlıklı hücre
zarı oluşumu, beyin ve sinir sisteminin düzgün gelişimi ve işleyişi, ve eikosanoid*
(tromboksan, lökotrien, prostaglandin) adı verilen hormon-benzeri maddelerin
üretimi için gereklidir. Diğer vücut fonksiyonlarının yanı sıra, bu kimyasallar
vücuttaki bağışıklık ve inflamatuvar tepkileri düzenlerler.
Omega-6 yağ
asitlerinden oluşan eikosanoidler*, kan basıncı, enflamasyon (iltihap), trombosit
agregasyonu (kümelenmesi), alerjik reaksiyonlar ve hücre çoğalmalarını artırma
potansiyeline sahiptir. Omega-3 yağ asitlerinden oluşan eikosanoidlerin ise azaltıcı
etkileri vardır. Mevcut
araştırmalar, temel yağ asit düzeyleri ve aralarındaki dengenin kanser
tedavisinde ve kanserin önlenmesinde önemli bir rol oynayabileceğini
göstermektedir.
Omega-3 Yağ
Asitleri
• ALA
(alfa-linolenik asit), EPA (eikosapentaenoik asit) ve DHA (dokosaheksaenoik
asit) gibi omega-3 yağ asitlerinin meme kanseri riskine karşı koruyucu
etkilerini destekleyen araştırmalar hızla artmaktadır [118,120,135-141].
• Yapılan çalışmalar,
omega-3 yağ asitlerinin meme kanseri tümörlerinin büyümesini ve nüksünü
(metastazı) engellediğini göstermektedir. Ayrıca bu yağlar bağışıklığı
kuvvetlendirmektedir.
• Omega-3 yağ
asitlerinin koruyucu etkilerini açıklamak için bazı mekanizmalar ileri
sürülmüştür. Omega-3 yağ asitleri:
o bağışıklık
fonksiyonunu engelleyen araşidonik asitten (omega-6 yağ asidinden) ortaya çıkan eikosanoid sentezini baskılar [139,142].
o gen
ekspresyonu ve sinyal ileti yolları üzerindeki etkileriyle hücre büyümesi ve
farklılaşmasını engeller [139,142].
o östrojen
metabolizmasını değiştirerek östrojen-uyarımlı hücre büyümesini azaltır [139,142].
o insülin
duyarlılığı ve membran (zar) akışkanlığı üzerindeki etkileriyle kansere karşı koruma
sağlar [142].
• İleriye dönük
bir çalışma, en az 44 gram deniz kaynaklı omega-3 yağ asitleri tüketen kadınların
meme kanseri riskinin 25 gramdan az tüketen kadınlara göre %26 oranında azaldığını
bildirmiştir [120].
• Alyuvar
(kırmızı kan hücresi) zarlarında en çok balık kaynaklı EPA, DHA ve toplam
omega-3 yağ asidi bulunan kadınların meme kanseri riskleri sırasıyla %79, %94
ve %89 daha düşük bulunmuştur [140].
• Meme
dokusunda bulunan omega-3 yağ asitleriyle meme kanseri riski arasında ters orantılı
bir ilişki bulunmuştur [137].
o ALA ve DHA
bakımından en yüksek üçte birlik dilimde bulunan kadınların meme kanseri riski
diğer üçte birlik dilimlerle karşılaştırıldığında, bu risk sırasıyla %61 ve %69
azalmaktadır.
• Yapılan ilk
araştırmalar DHA’nın sinerjik bir şekilde taksan (bir çeşit kemoterapi)
sitotoksisitesini (hücre zehirlenmesini) artırdığını göstermektedir [143]. Daha
fazla araştırmaya ihtiyaç vardır, ancak bu bulgular taksan kemoterapisinde DHA
kullanımının meme kanseri hastalarında kemoterapinin etkilerini
iyileştirebileceğine işaret etmektedir.
• Balık ve
bitkisel kaynaklı gıdalar birbirlerinden farklı omega-3 yağ asitleri
içermektedir.
o Balık, EPA ve
DHA içermektedir; araştırma yazınında bu iki yağ asidiyle ilgili umut verici
sonuçlar elde edilmiştir [135,140,144].
o Genel olarak,
balık tüketiminin meme kanserine karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğu
gösterilmiştir [136,138,140,145].
o Keten tohumu
ve aşağıdaki tabloda listelenen diğer bitkisel bazlı omega-3 yağ kaynakları ise
ALA içermektedir. İdeal bir ortamda, ALA vücut tarafından EPA ve DHA’ya
dönüştürülür; ancak, bu süreç genellikle verimli değildir [69,142,146]. Öte
yandan, ALA’nın EPA ve DHA’ya dönüştürülmesi, omega-6 yağ asidi ve doymuş yağ
oranı düşük bir beslenme programıyla daha etkin hale getirilebilir [142,147].
Omega-6 Yağ Asitleri
• Yapılan son çalışmalar,
yüksek miktarlarda omega-6 yağ asiti (araşidonik aside dönüşebilen linoleik
asit) tüketiminin meme kanserinde tümör gelişimini ve metastazı teşvik ettiğini
göstermektedir [117,137,138,148,149].
• Üç kohort*
çalışmasını ele alan bir meta-analizde*, bir tür omega-6 yağ asidi olan
palmitik asit tüketiminin meme kanseri riskiyle anlamlı düzeyde ilişkili olduğu
bulunmuştur [118].
• Ayrıca,
araştırmacılar, neredeyse sadece etten elde edilen bir omega-6 yağ asidi olan
araşidonik asidin idrar
biyo-göstergelerle ölçülen oksidatif stresin yarattığı hasarda önemli ölçüde
artışa neden olduğunu bildirmiştir [150].
• Sayklooksijenaz
enziminin, araşidonik asidin prostaglandine dönüşümünü katalize eden
oran-sınırlayıcı enzim olduğu bilinmektedir. Bunun yanında,
çeşitli insan kanserlerinde COX-2’nin aşırı ekspresyonu söz konusudur. Yapılan bir
meme kanseri çalışmasında, COX-2’nin aşırı ekspresyonu daha büyük tümör boyutu
ve daha ileri klinik evre ile ilişkili bulunmuştur; bu da hastalığın seyrini
olumsuz etkilemektedir [149].
• İleriye dönük
bir çalışmadan çıkan çok ilginç bir bulgu ise omega-6 yağ asitleriyle meme
kanseri riski arasında görünen bir ilişkinin olmamasıdır [120]. Ancak, 25 gram
veya daha az deniz kaynaklı omega-3 yağ asidi tüketen kadınlarda omega-6 yağ
tüketiminin meme kanseri riskini %87 artırdığı tespit edilmiştir. İleri evre
meme kanserinde bu etkinin daha da kuvvetli olduğu saptanmıştır.
o Buna göre,
omega-6 ve omega-3 arasındaki dengenin son derece önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bulgu diğer çalışmalarla da desteklenmiştir [137,138,151,152].
Yağ Asidi
|
Besin Kaynakları
|
Öneri
|
Doymuş yağ asitleri
|
Etler, kümes hayvanlarının
derileri, hamur işleri ve tam yağlı süt ürünleri (örneğin, tereyağ, peynir ve
dondurma)
|
Et ve tam yağlı süt ürünleri
azaltılmalı ya da tüketilmemelidir.
|
Trans yağ asitleri
|
Margarin, kızarmış yemekler, fıstık ezmesi (ticari), salata sosları ve çeşitli işlenmiş gıdalar (örneğin, ekmek, kraker, kahvaltı
gevreği ve
kurabiyeler)
|
Hidrojenize ve trans yağlar tüketilmemelidir.
Bir porsiyonda 0.5 mg’dan az
trans yağ içeren ürünlere “trans yağ yoktur” etiketi konulabilir.
|
Omega-9 yağ asitleri
|
Saf sızma zeytinyağ, badem
yağı, kanola yağı, macadamia fındığı yağı, badem ve avokado.
|
Bu sağlıklı yağlar her gün
kullanılmalıdır.
Toplam yağ ve kalori alımını azaltmak için yemeklerde ve ara öğünlerde
kuru yemiş tüketimini en fazla ¼ bardakla sınırlayın.
|
Omega-3 yağ asitleri:
EPA ve DHA
ALA
|
Soğuk su balığı (örneğin: somon
balığı, sardalya, karabalık, alabalık, ringa balığı), anne sütü ve DHA ile
zenginleştirilmiş yumurta
Keten tohumu, chia tohumu, ceviz, kendir tohumu ve kabak çekirdeği
|
Bu sağlıklı yağları her gün yemeklerle veya takviyelerle diyetinize dahil
edin.
Yeterli miktarda EPA ve DHA alabilmek için haftada en az iki defa soğuk
su balığı tüketmeniz veya balık yağı takviyesi almanız akıllıca olabilir.
Eğer takviye almayı tercih
ederseniz, EPA ve DHA yoğunluğu en yüksek olanını tercih edin.
|
Omega-6 yağ asitleri:
Araşidonik
asit
Linoleik asit
|
Etler, yağ, yumurta sarısı, tam
yağlı süt ve tam yağlı süt ürünleri
Mısır yağı, aspir yağı,
ayçiçek yağı pamuk tohumu yağı gibi sık kullanılan bitkisel yağlar ve bu
yağlarla yapılan işlenmiş gıdalar.
|
Et ve tam yağlı süt ürünlerini
azaltın veya tüketmeyin.
Linoleik asit bakımından zengin olan yağları sınırlı miktarda tüketin.
Her zaman kullandığınız yemeklik yağı yerine omega-9 yağ asitleri
bakımından zengin bir yağ kullanmayı
tercih edin.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder